Birkaç haftadır gündemimizde YÖK var. Bilgiden ziyade yoruma dayalı bazı haberlerin kamuoyunda dönmesi üzerine küçük bir araştırma yaptım.
Bu araştırmada merak ettiğim ve cevabına ulaşmayı arzu ettiğim soru şuydu: YÖK gerçekten paralelle mücadele de zafiyet mi gösteriyor?
Bu soruma yanıt ararken YÖK’ün paralelle mücadele etmek için hangi önlemleri aldığını görünce bu bilgileri dün gazeteden manşet yapma ihtiyacı oluştu.
İlk olarak hangi üniversitelerin rektörlerinin bu kapsamda değiştirildiğini gördüm. Ooo, kimler yok ki?
Paralel yapı tarafından ele geçirilen devlet üniversiteleri neredeyse arka bahçe haline gelmişken, YÖK bu rektörleri değiştirdi ve üniversitelerin felakete giden rotasını da revize etmiş oldu.
ÖYP sisteminin adeta paralel yapıya çalışır hale geldiğini tespit eden YÖK, hızla bu sistemi de değiştirerek, FETÖ mensuplarının üniversitelere sızmaları engellemiş oldu.
Dahası yurt dışında dandik üniversitelerden, dandik Doçentlik veProfesörlük gibi unvanları alıp Türkiye’de bu unvanlara denklik alarak üniversitelerde kadrolaşan paralelcilerin diplomaları mercek altına alınarak örgütlenmenin de önüne geçilmiş oldu.
Daha pek çok şey sayabiliriz. Ancak milletimizin yüreğine su serpecek konu vakıf üniversitelerine el konulması…
YÖK bu yönetmeliği değiştirerek özel üniversitelere el konulmasının önünü açmış oldu.
Böylece paralel yapının açmış olduğu pek çok üniversite devlete verilerek devlet üniversitesi olarak hayatlarına devam edecekler.
Dahası bu operasyonun Konya’dan başlayacak.
Selçuk Üniversite’sinden alınan arazilerin gizli yürüyen soruşturma neticesinde yeniden üniversiteye verileceğini öğrenmiş bulunuyorum.
Şimdi tamam da, paralelle mücadele için bu kadar efor sarf eden YÖK’ü neden medya son günlerde fazlaca konuşuyor.
Sanırım konunun Selçuk rektörlük seçimleriyle ilgisi var. YÖK’ün bu seçimde ortaya bir irade koyacağını düşünenler YÖK’ü baskı altına almayı amaçlıyor diye düşünüyorum.
Burada amaç YÖK’ün elini kolunu bağlayarak, çok önemsedikleri bu süreci maçın son dakikasına taşımak.
Bu doğrultuda yaptırdıkları haberlerle; YÖK Başkanı Yekta Saraç ve YÖK yönetimini paralelle mücadele etmiyor diyerek suçlayıp yine YÖK’ün, Selçuk Üniversitesi’nin adaylarını objektif bir değerlendirmeden geçirmesi engellemek isteniyor gibi geliyor bana.
Tabi bu Selçuk konusu sıkıntılı bir hal aldı. Sanırım bu tür haberleri 17 Aralık tarihine kadar görmeye devam edeceğiz. Ancak benimde elimde bazı bilgi ve belgeler var. Teyitlerini yaptıkça gündeme getireceğim.
Dileğim odur ki kurumları felç etmek isteyenler, bu ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı ile aynı hassasiyeti taşısınlar…
Su seçim süreci sağlıklı bir şekilde sonra ersin dileğim…