Bu haftaki yazımızı kısa başlıklarla hem Myanmar da Müslümanlara uygulanan soykırımı, hem sulandırılmaya çalışılan Fetö davalarını ve hem de Savaş tamtamlarının çalındığı Kuzey Kore’nin Hidrojen bombası denemelerini aktarmak isterim. Buyurun başlayalım.
Arakan Meselesi
Tüm Müslümanlar kardeş mi? Sorusunu sıkça sorduğumuz bu asırda hep Müslümanlar eziyet görürken, hep Müslümanlar zulüm altında acı çekerken ve yine hep Müslümanlar hor görülürken bu soruyu soruyoruz tüm Müslümanlar kardeş mi?
Bizler Suriyeli muhacirlerle kardeş olduğumuzu unutan içimizden bazı kişilerin Suriyelilere düşmanlık etmelerine fakat Myanmar da soykırıma uğrayan Müslüman kardeşlerimize sosyal medyadan yapılan paylaşımlarda bir tutarsızlık olduğunu belirtmek isterim, hem Suriyeliler hem de Myanmar da zulüm görenlerde Müslüman . Tüm Müslümanlar kardeş fakat Suriyeliler başka mı? Diğer taraftan dünyanın öbür ucunda yine Müslümanlar işkence ve zulüm arasında gidip gelirken binlercesi hayatını kaybederken bizler yine sosyal medyadan kınama mesaj ve paylaşımları ile yine bu vahşeti seyretmekle yetinemeyiz. Budistlerin yaşama hakkı tanımadıkları Arakan Müslümanları hakkında tüm Müslümanların kayıtsız tavırlarını hayretle seyrediyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın girişimlerinin sonuç vermesi bizleri umutlandırmakta fakat diğer Müslüman devletlerin de bu olaya elbirliği ile bu vahşete karşı girişimlerde bulunarak bu zulme bir dur demesi gerekmektedir.
Dünyanın neresinde bir mazlum varsa ezilenlerin Müslüman olması içimizi sızlatmaktan öte artık bu gidişe bir dur diyebilecek bir mekanizmaya ihtiyaç olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Fetö davalarını Sulandırmalar
Geçtiğimiz yıl 248 şehit verdiğimiz 15 temmuz darbe girişimi üzerinden 13 aydan fazla bir zaman geçti, hain fetö terör örgütünün bu son denemesinden sonra açığa alınanlardan bazılarının televizyon ekranlarında biz fetocu değiliz biz suçsuzuz demelerini ve Pensilvanya’ya milyonlarca lira para aktardıklarını öğreniyoruz.
Fetö terörü ile mücadele ederken mutlak birilerinin de suç işlemeden haksız veya yanlışlıkla açığa alınma ihtimali olabileceğini de söylemekte yarar görüyorum. Öncelikle Anayasamızda olmayan İdam cezasının vatana ihanet ve terörle mücadele kapsamında tekrar gündeme getirilmesi gerekmektedir. Fetö terör örgütüne üye olanların TCK maddelerine göre en ağır ceza alarak hesabını vermeleri gerektiğine inanıyoruz. Fakat yapılan yargılamalarda Sanıkların kılık kiyafet ve ifadelerine ait görüntü ve verilerin sosyal medyada yayınlanmasından toplumumuzun büyük bir kesimi son derece rahatsızlık duymaktayız.
Bu sanıkların ifadelerinde sürekli Fetöye üye olmadıklarını bütün sanıklar ağız birliği etmişçesine tekrar tekrar gösterilmesi medyanın bilmeden de olsa halkın aklına bak bu da suçsuzmuş gibi konuşmalara şahit olmaktayız. Bunu biraz açarsak bu yargılanmaların Medya da servis edilmesi toplumun fetö terör örgütüne bakışını değiştirmediğini fakat kişisel baza indirgediğimizde toplumun hafızasına fetö ile mücadelenin sulandırılarak servis edildiğini üzülerek görmekteyiz. 15 temmuz darbe girişiminden bu zamana kadar Fetöcülere kendilerini toparlama fırsatı verilmeden mücadele edilmesi gerekiyorken görsel medyada bu davaların yapılan duruşmalarında sanık savunmalarının afişe edilmesi toplum vicdanın da ayrışmalara sebep olduğunu görmekteyiz.
En son Konyaspor başkanı olan Ahmet San beyefendinin baylock kullanıcı olma meselesinde dahi suçlumu suçsuz mu yargılanması bazı kesimlerin yapmasına şahit olmaktayız ve bırakın bu karara yüce Türk Adaleti karar versin fakat toplum içinde dahi bak adamı olan içeriye girmeden işini halledebiliyor veya bu da fetocu gibi tartışmaların Konya’ya zarar vermesinden daha fazla Milli birliğimize toplum huzuruna ve yüce Türk adaletine ve en önemlisi devlet mekanizmalarına zarar verdiğini görmemiz gerekir.
Metal yorgunluğu mu Temizlik mi?
Ak parti Genel başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın teşkilatlarda metal yorgunluğu söyleminden sonra tüm teşkilat yönetimlerinde bir tedirginlik almış başını giderken yine teşkilat yönetimlerini Ak partiye oy vermeyenler tarafından hararetle Ak parti teşkilatlarının değiştirilmesini istemelerine de bir anlam veremediğimi belirtmek isterim. Ak partinin ivedilikle teşkilat yapılanmalarını bay pass etmesi ve bunu yaparken küskünlerin sayısını minimize etmesi gerekmektedir.
Dünya savaşı çıkar mı?
Çılgınlık mı desem delilik mi dünya Kuzey Kore’nin nükleer denemelerini konuşurken 3. Dünya savaşı çığırtkanlığı şaka olmaktan çıkıp ciddi ciddi gerçek olmaya ve korkunç savaşın yaklaştığını söylemek hayal olmasa gerek. Olası savaşta ölü sayısının milyon değil de milyonlarca olacağı ve nükleer bir savaşın sadece tarafları değil bitaraf olan bölgeleri de etkileyeceği aşikardır.