Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki temasları kapsamında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la bir araya geldi.
Yılmaz, görüşme sonrası Tatar'la düzenlediği ortak basın toplantısında, KKTC ziyareti sırasında konvoya eşlik eden ve geçirdiği trafik kazasında yaralanarak hastaneye kaldırılan polis memuru Namık Özkan'a geçmiş olsun dileğinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Tatar ile çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve ortak gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulunduklarını belirten Yılmaz, Kuzey Kıbrıs'ın hakkaniyet mücadelesi ile kalkınma yönünde işbirliğinin yanı sıra Doğu Akdeniz ve Maraş açılımına dair son gelişmeleri ve sonraki dönemde fikir birliğiyle atılacak adımları ele aldıklarını kaydetti.
"Ambargoları birer birer yıkacak, dünyaya açılacaktır"
Yılmaz, Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğünün Cumhurbaşkanı Yardımcılığı bünyesinde olması kapsamında, Kıbrıs Türkü için yapılacak her bir çalışmanın, görev ve sorumlulukları arasında artık apayrı bir yeri olduğunu dile getirerek, Türkiye ve KKTC işbirliğinin, geçmişten bu yana sürdürülebilir bir yapıya kavuştuğunu ve kardeşlik bağlarından beslendiğini ifade etti.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türkü'nün derdiyle dertlenecek, ihtiyaçlarını Türkiye'nin ihtiyaçlarından ayrı görmeyeceklerini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Kıbrıs Türkü, Türkiye Yüzyılı'nda yıllardır bu topraklara reva görülen ambargoları birer birer yıkacak, dünyaya açılacaktır. 50 yıla yakın bir zamandır bu haksız ambargolarla karşı karşıya Kıbrıs Türk halkı ama birlikte bütün bu sorunları aşacağız. Belki bir insanın hayatı için uzun olabilir bu süreçler, süreler ama bir ülkenin, milletin tarihinde aslında çok uzun zamanlar değil. Milli hedeflere ulaşmada gerekirse sabırla bu süreleri hep birlikte atlatacağız. İnanıyorum ki KKTC ve Kıbrıs Türk halkı egemen bir devlet ve millet olarak uluslararası sahada, uluslararası hukuk çerçevesinde hak ettiği yeri en kısa sürede alacaktır. Bu konuda da zaten hem fikir hem gönül birliği içinde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu kapsamda Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üyelik de değerli bir adım olmuştur, iki devletli yaklaşımımızın yine çok önemli bir göstergesi niteliğindedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasi, askeri, ekonomik ve sosyolojik olarak çok daha ileri noktalara geleceğine inanıyorum. Tüm kurum ve kuruluşlarımızla Kıbrıs Türkü'nü desteklemeye devam edeceğiz."
"Şampiyon meleklerimizi daima kalplerimizde yaşatacağız"
Yılmaz, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleriyle yaşanan acılara da yine KKTC ile birlikte ortak olduklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Deprem bölgesinden buraya akrabalarının yanına gelen depremzede vatandaşlarımıza dayanışma ruhuyla kapılarını açan tüm Kıbrıs Türkü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Ağırlıklı olarak Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’dan gelen vatandaşlarımıza Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde gerekli destekleri sağlamayı sürdüreceğiz. Adıyaman’da vefat eden Kıbrıs Türkü voleybol kafilesi, 'Şampiyon Melekler' başta olmak üzere, tüm deprem şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu konuda Türkiye olarak elimizden gelen tüm gayretlerle depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Ama bir taraftan da ileride olabilecek afetlere karşı riskleri azaltıcı tedbirler alıyoruz. Aynı anlayışın ben KKTC'de olduğunu az önce toplantıda gördüm. Bu da çok önemli gerçekten. Bir deprem fonuna kaynak oluşturma ve oradan riskli birtakım yapılarla ilgili çalışmalar yürütme konusunda hükümetin hazırlıklarını öğrendim, bundan büyük memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim. Evlatlarımızın bulunduğu binayla ilgili tüm soruşturmalar titizlikle yürütülmektedir. Mahkemelerimizin vereceği karar neyse bu mutlaka hayata geçirilecektir. Şampiyon meleklerimizi daima kalplerimizde yaşatacağız."
"İki devletli çözüm modelini savunmaya devam edeceğiz"
Tatar ile görüşmesinde Kıbrıs meselesinin yanı sıra, Doğu Akdeniz’deki durumu da ele aldıklarını söyleyen Yılmaz, "Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması, ülkemizin en önemli önceliklerinden biridir." dedi.
Yılmaz, Kıbrıs'ta çözümün ancak Ada’daki gerçekler üzerine inşa edilebileceğine işaret ederek, böyle bir çözümün, bölgesel istikrar ve refaha da katkıda bulunacağını kaydetti.
Çözümden herkesin kazanacağını, çözümsüzlüğü dayatanların sadece Kıbrıs Türkü'ne değil bölgede yaşayan bütün insanlara zarar verdiğini belirten Yılmaz, Türk tarafının sergilediği tüm yapıcılığa, iyi niyete rağmen, Kıbrıs Türklerinin haklarını görmezden gelen tek taraflı eylemleri cevapsız bırakmayacaklarını söyledi.
Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Rum-Yunan ikilisi gibi bu grubun sözcülüğüne soyunan Avrupa Birliği de Kıbrıs Türk tarafını azınlık olarak görme gafletinde daha fazla ısrar etmemelidir. Bunun karşısında biz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını hedef olarak belirledik. Avrupa Birliği'ne şunu da hatırlatmak isterim; Avrupa Birliği'nin temel bir prensibi vardır. İhtilaflı ülkeleri üye olarak kabul etmez. Ama maalesef Rum kesimini, kendi politikasını da çiğneyerek, tutarsızlık ortaya koyarak üye yapmıştır. Geçmişte referandumda ortaya konan sonuçların aleyhine olacak şekilde bir tavır içine girmiştir. Diğer taraftan IPA fonlarından da maalesef adaletsiz bir şekilde destekler sunmaktadır. Bu konularda Avrupa Birliği'ni de daha hakkaniyetli duruşa davet ediyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olması ve Türk Devletleri Parlamenter Asamblesinde de gözlemci statüsü elde etmesi, tanınma yolundaki gidişatın ayak sesleridir. Kıbrıs Türkü’nün hakkaniyet mücadelesinde egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletli çözüm modelini savunmaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman çözümde masadan kalkan taraf olmadık ama tavrımızda çok net ve açık, iki devletli bir şekilde çözüme her zaman açık olduğumuzu ifade etmek isterim. Bununla birlikte Doğu Akdeniz’de ülkemiz, hem kendi kıta sahanlığındaki haklarını hem de Kıbrıs adasının eşit ve ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarını korumaya kararlıdır."
Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil paylaşımına dair tutumunda da KKTC'nin yanında olduklarını vurgulayan Yılmaz, "Doğu Akdeniz'deki bütün aktörlerle birlikte bütün kaynakları hakkaniyetli, uluslararası hukuka uygun bir şekilde paylaşmaya da her zaman açığız. Ayrıca Maraş bölgesinin ekonomi, turizm ve sosyal hayata kazandırılması yönünde, mülk sahiplerinin haklarını gözeterek yürütülen çalışmaları desteklemeyi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, ortak hedeflere ulaşmak için gelecek dönemde birlikte çalışmayı sürdüreceklerini dile getirerek, Cumhurbaşkanı Tatar’a gösterdiği misafirperverlik ve KKTC’nin kalkınması yönünde ortaya koyduğu irade için teşekkür etti.