Yılın son yazısı

Hasan Ukdem
Yıllar su gibi akıp geçiyor. İşte 2021’in de sonuna geldik. Bu yıldan aklımda kalan birkaç şey: pandemi yasaklarının gevşetilmesiyle bir yıl aradan sonra yeniden yapılan Konya Kitap Günleri, hemen hemen aynı günlerde yeni kitabım Gönül Penceremde Şairler Geçidi’ni elime almam, Selçukya Şiir Akşamları’nın tekrar başlaması ve tabi ki Üstat Sezai Karakoç’un Hakk’a yürümesi. Elbette hepsi bu kadar değil, ancak diğerleri her yıl yaşadığım şeylerden ibaret olduğu için fazla dile getirmeye de lüzum yok. Şiire, sanata ve kültüre dair her şey benim için bir adım öne geçmiştir her zaman. İnancı, vatan sevgisini ve insanlığın iyiliğini düşünmenin mayası bu unsurların içinde beslenir diye düşünüyorum. Şiiri olmayan milletlerin hayal gücünün zayıf kalacağına inanıyorum, sanatsız bir şehirde yaşanamayacağına inanıyorum, kültürün önemsenmediği bir ülkenin payidar olmasının imkânsız olduğuna inanıyorum.
 
Zaman her bireyin yanından akıp giderken, her bireye aynı şeyleri söylemez. Herkese farklı bir hikâye uydurur, herkese başka bir şarkı söyler ve herkes de bu hikayeleri ve bu şarkıları farklı yorumlarla hayatına uyarlar. Kimine mal mülk, kimine sevgi, kimine de bambaşka bir şey güzel görünür. Kimse bu geçen yıllara rağmen geçici bir dünyada, sonlu bir hayat yaşadığını düşünmez. Oysa geçen her yıl, biten her takvim ve değişen her mevsim bize bu gerçeği haykırır durur. Şiirler bunu anlatır, romanlar bunu söyler, şarkılar bunu der. 
 
 
Zaman toyu olgunlaştırır, olgunu çürütür ve çürüyeni alır gider. Önce çiçeğe durur ağaçlar sonra yapraklanır ve en sonunda meyve verir. Ve yavaş yavaş kurur yapraklar, düşer dallardan. Dallar odunlaşır. Odunlaşan dallar budanır, yeniden baharı bekler ağaçlar. Bu döngü devam eder gider. İnsan için de durum aynıdır; çocuk büyür evlenir anne olur baba olur, sonra nine olur dede olur ve biter bir gün dünya sürgünü. Ancak kendi kıyametine doğru akmakta olan zaman ve kâinat devam eder yolculuğuna. Yine mevsimler değişir, yine yıllar geçer, yine takvimler biter. Her insan kendi ahretliğini götürür yanında. Kimi gül, kimi nar. Her ölen bitkiye yeni mevsimde yeniden yeşerme hakkı veren Yaratıcı, ölen insana ise yeni ve başka bir dünya bahşeder.
 
İşte şiir, sanat ve kültür bu muazzam yürüyüşte insana yol gösterir. Şiir hayal etmeyi, sanat o hayali nasıl gerçekleştireceğine dair bilgilendirmeyi ve kültür de bu yolda yapıp ettiklerini önüne sererek bir birikim ortaya koyar. Bunları göz önünde bulunduran birey için hakikat yolu daha bir aydınlanır ve hata payı azalır. 
 
 
Kitap günleri, çıkan kitap ve Sezai Karakoç’un vefatını bu yıl olanların içinde hatırlamıştım. Evet şiirin, sanatın ve kültürün açılımını biraz da olsa yaptım. Şimdi sıra Sezai Karakoç’a geldi, yani şaire. Sezai Karakoç tam bir şair profilidir. Onun şiirinde aşk, hayat, inanç, medeniyet tasavvuru, dünya ahret bağlantısı ve iman vardır. Eğer yukarıda belirttiğim unsurlara sahip olmak istiyorsak, Karakoç’un bütün eserlerini okumamız lazım. 
 
O aşkın hududunu en edepli bir şekilde çizer, hayatın manasını hem yaşadığı ömürde hem de yazdığı eserlerde ortaya koyar. İnancın gereğini en güzel şekilde gösterir. Medeniyet tasavvurunu mısra mısra, satır satır anlatır. Dünya ahret bağlantısını bütün samimiyetiyle yaşar ve söyler. İmanın çerçevesini ise hem teoride hem de pratikte çizer. 
 
Evet zaman bir su gibi akıp geçiyor, içinden de insanlar geçiyor. Geçici bir dünya için gönül kırmaya, hak gasp etmeye, hukuk çiğnemeye gerek yoktur. Ve bir gün, bir yıl içinde bir gün, biz de çıkarız bu zamanın içinden.  Yazımı Üstadın bir şiirinden alıntıyla bitireyim.
 
 
Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz 
Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz 
Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı 
Günlere geldim bunu bana öğretmediniz 
Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı 
Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim 
Bunu bana söylemediniz 
İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler 
Bunu bana öğretmediniz 
Kardeşim İbrahim bana mermer putları 
Nasıl devireceğimi öğretmişti 
Ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım 
Ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini 
Nasıl sileceğimi öğretmediniz 
 
Sevgiyle kalın.