Yılanın başının ezilmediğini biliyoruz…

Hamdi Bağcı

 

Dünkü yazımın tam anlaşılması için mutlaka bu yazıyı da yazmam gerekiyordu. Türk kavramı, Türk Milleti Kavramı ve Kürtlerin aldatılması konusunun bugün ülkenin netleştirmesi gerekli en önemli konu olarak görüyorum, net belirteyim.  

Yine Sayın Başbakanın eyalet merkezli açıklamaları ve bu açıklamalara en net yorumları yapan Taha Akyol’un yazılarının iyi tahlil edilmesi ve bu süreçte iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu konuları bugün de yazacağım ve yarın Konya’ya tekrar döneceğim.

Öncelikle ifade edeyim, ben PKK ve uzantısı terör gruplarına kesinlikle güvenmiyorum. Buna terörün siyasi uzantısı BDP’de dâhildir. Ama asıl üzerinde durmayı istediğim konu, ne yazık ki devletimizin seküler politikalarının bu terör gruplarının işine yaradığıdır. Devletimiz bu konuda kesinlikle suçludur. Buna bir de İngiliz, Fransız, Alman, Rus ve İsrail gizli servislerince Kürtler üzerinden oynanan etnik ayrıştırma politikaları eklenince bugünkü durum kaçınılmaz olmuştur.

Bugün Selahattin Demirtaş ve diğer BDP’liler Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde ne yazık ki belirli bir oranda etkinliğe sahip olmuşlardır. Burada medyanın rolü var, devletin rolü var, dış ülke gizli servislerinin etkisi var vs.

Öncelikle şunu belirteyim, Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesindeki sosyal yapı 1990’lı yıllara göre bile çok değişmiştir. Ogün PKK’yı ağzına almaya korkan insanlar bugün ellerinde PKK bayrakları ile mitingler düzenlemektedir.

Avrupa ülkelerinin burada rolü çok fazladır, Avrupa bizim ülkemize özünde hep düşman gibi yaklaşmıştır. Bizim kim ayağımıza çelme takmaya çalışsa, Ermeni’si, PKK’lısı, hemen soluğunu Avrupa meclislerinde almakta ve Avrupa’da resmen bu eşkıyaları korumaktadır. Koruduğu gibi aynı zamanda muhatap almakta ve bu teröristleri dünyaya birer özgürlük savaşçısı gibi kahramanmış gibi lanse etmektedir. Bakın hala açıkça insan katleden birçok eşkıya ülkemize teslim edilmemektedir. Bunun en büyük örneği Fehriye Erdal eşkıyasıdır.

Öncelikle bu Doğu ve Güney Doğu’daki sorunu nasıl çözeceğiz konuşmamız gerekiyor. Ayrıca şunu ifade edeyim Kürtler Konya’da başka, İstanbul’da başka, Van’da, Hakkâri’de, Diyarbakır’da başka, Avrupa’da başkadır. Konya’mızdaki Kürt’ler ile Türkler arasında hiçbir ayrılık konusunu göremezsiniz ideali de budur ama her yerde bu kardeşlik tam muhafaza edilememiştir.

 İstanbul’da gettolaşmış sosyal yapıda Kürtler mafyanın, dış istihbarat birimlerinin, terör gruplarının, çetelerin oyuncağı konumundadır. Avrupa’da mazlum ayaklarına yatılırken, Diyarbakır’da, Van’da, Hakkâri’de ise PKK’nın destekçisi, Abdullah Öcalan’ın savunucusu, terörün tarlası, etnik ayrıştırma propagandalarının vazgeçilmez oyuncakları konumuna gelmektedirler. Asıl üzücü olanda bu bölümdür. Bütün Kürtler böylemidir, hayır ama azımsanmayacak bir bölümün böyle olduğu da bir gerçektir.  

Bu sosyolojik tahlilleri yapmadan ve Kürtlerin kaçta kaçı ülkemizdeki mevcut sıkıntılar için neler düşünüyor tam anlamadan, kardeşlik, ayrışma, gibi kavramlar Kürtler için ne anlam ifade ediyor anlamadan bu olayların çözülemeyeceğini düşünüyorum. Yok, biz bunları yazmayabiliriz, konuşmayabiliriz ama inanınız sadece gerçekleri görmemiş oluruz, yarın başımıza çok büyük belalar halinde bu sorunlar gelir ve o zaman sadece kabullenmek zorunda kalırız.

Eyalet sistemini onun için Sayın Başbakanımız konuşurken bu konuları çok iyi tahlil etmelidir, PKK’ya ben hükümetimizin güvendiğiniz zannetmiyorum ama bunu bizlere de göstermelidir. Bu süreçte PKK’nın daha fazla güçlenmesi, son yıllarda güvenlik güçlerimizin kırdığı belini tekrar doğrultarak ülkemize daha fazla bela olması ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Biz Türklerde artık eski jargonun iş yapmadığını anlayalım, yahu ister kabul edin ister kabul etmeyin eski çamlar bardak olmuş, ben ne yapayım. Biraz daha gerçekçi bir yaklaşımla olayları MHP tahlil etmeli ve hükümeti ağır bir şekilde eleştirmeyi bırakarak mevcut durumda ne yapılması gerektiğini daha gerçekçi bir şekilde ortaya koymalıdır. Bence bu dönemin kilit partisi MHP’dir ama Sayın Bahçeli bu üslubuyla kilit bir parti değil basit bir parti olmaya doğru MHP’yi hızla götürüyor, bizden söylemesi.

Bir de keşke devletimiz bu işlere başlamadan Murat Karayılan pisliğini, Bahoz Erdal kokuşmuşunu da derdest etseydi ya da öldürseydi de ondan sonra bu işlere başlansaydı. Yılanın başı sağlamken kuyruksuzda zehrini zerk eder. Yılan hala yaşamaktadır, ne yazık ki durum bu.

Biz hükümetimize güveniyoruz, Başbakanımızın, Sayın Ahmet Davutoğlu’nun, diğer kabine üyelerinin bu milletin hayrına olmayan bir şeyi istemeyeceğini biliyoruz.

Desteğimizle birlikte tereddütlerimiz var, birazda korkularımız. Biz Konya’dayız, Elhamdülillah satılmış değiliz, bunun için madalyonu iki taraflı görüyoruz, yaptığımız diğer tarafı da sizlere göstermek. Aman dikkatli olalım, zor bir süreçten geçiyoruz, Rabbim bu milleti korusun… Ülkemizin bugün duaya çok ihtiyacı var… Hepimiz bu ülkenin hayrını Rabbimizden isteyelim, yapılacak en güzel iş şu anda bu…