Almanya’nın Sözde Ermeni Soykırımını tanıyan tasarıyı kabul etmesi Türkiye aleyhine yürütülecek yeni bir savaşın ilk habercisi. Almanya’nın Türkiye ile ilgisi, Türkiye’nin iç politikasına müdahalesi yeni değil uzun yıllara hatta yüz yıllara dayanmaktadır. Almanya hala Alman Vakıfları ve şirketleri ile Türkiye siyasetine müdahalesine devam etmektedir.
Bu müdahaleyi Gezi olayları döneminde Erdoğan, Alman vakıflarının faaliyetlerinin gözden geçirilmesi ve terör finansmanının incelenmesi gerektiği beyanları ile ortaya dökmüştü. Türkiye’nin kadim sorunlarını kaşıyan ve çözme iradesini her zaman sabote eden bir Almanya var karşımızda. Almanya tarafından himaye edilen radikal sol Alevi terör örgütleri ve PKK gerçeği karşımızda duruyor. Bunun yanında Deniz Feneri davası ile yine Türkiye’nin hem iç siyasetini dizayn etmeye çalışan hem de uluslar arası yardımlarıyla mazlumlar yanında artan itibarını engellemeye çalışan bir Almanya vardı. Alman Vakıflarını araştıran gazetecilerin öldürülmesi de Almanların yürüttüğü faaliyetlerin ne derece ileri olduğunu tahmin etmemize yardımcı olur. Alman bankalarının faaliyetlerinden enerji ihalelerindeki konumuna kadar incelenmesi gereken çok konu var.
Türkiye son dönemin en büyük dış baskıları ile karşı karşıya. Başta Suriye’de devam eden vekalet savaşları bizzat Türkiye’nin beka sorunu olmuş haldedir. Kafkaslardan Ortadoğuya, Güney Amerika’dan Pasifik’e kadar tüm taşlar yerinden oynamış durumda, Rusya, Fransa gibi büyük bilenen devletler bile ayakta durmakta zorlandıkları bir dünyada yaşıyoruz. Devrilen iktidarlar, çıkan savaşlar ve iç savaşlar, ekonomik yaptırımlar, petrol fiyatlarının sürekli baskılanması yeni ve büyük bir paylaşım savaşının farklı cephelerini oluşturmakta. Bu paylaşımın en önemli bölgesini ise İslam Dünyası oluşturuyor. İslam dünyasının parçalanması, halkı ile düşman yöneticiler eliyle idare edilmesi, kaynaklarının lüks tüketim ve silaha aktarılması, aralarındaki etnik ve mezhebi farklılıkların sürekli olarak gündeme getirilmesi, devletlerin zayıflatılması hep bu paylaşım için yapılan hazırlıklar. İSlan dünyasını ayağa kaldıracak yegane güç Türkiye. Bundan dolayı savaşın merkezinde Türkiye var. Kimse 17/25 Aralık’tan Gezi Olaylarına, Türkiye’den bir gecede çıkarılan milyarlarca Avrodan MHP Kongresi ile yaşanan sürece, HDP’nin barajı geçirtilmesinden Alevi DHKP/C ve benzerleri ile PKK’nın bir araya getirilerek Türkiye’ye karşı ortak ve eş zamanlı saldırılara başlamasını tesadüf olarak yorumlamaya kalkışmasın.
Mücadelemizi sadece Almanya’ya karşı değil, dünyanın tüm büyük güçlerine karşı yürütmek zorundayız. Güçlü Türkiye olmadan ülke insanımızın ve gönül coğrafyamızın gülmesi mümkün değil.