Pandemi başlamadan önce de yazlılarımda sık sık değindiğim konulardan biri medya okur yazarlığı oldu. Özellikle sosyal medyanın hayatımızın baş köşesine kurulduğu bu çağda çocuklarımıza yapabileceğimiz en büyük iyilik bu olur emin olun…
İnternet yeni çağın yeni yönetim şekli…
Yeni çağ mı dedim?
Evet yeni bir çağa giriyoruz. Bir çağın kapanıp bir yeni bir çağın açılışına tanıklık ediyoruz.
Hayatımızın her alanında internetin olduğu dijital bir çağ bizi bekliyor.
Alışveriş, arkadaşlık, sohbet, öğrenme, gezme… Aklımıza gelebilecek her alışkanlığımız ve faaliyetimiz yavaş yavaş dönüşüyor.
Daha önce minicik değinmiştim yine aynısını yapayım; seçimlerde oy kullanma şeklimiz de değişecek bence…
Bunca değişim sadece bizde olmayacak elbette. Tüm dünya değişecek, dönüşecek.
Amerika’da yaşanan tuhaflıklar silsilesini de böyle okumak lazım. Virüsle başlayan dalgalar Amerika’da tsunamiyle devam edecek gibi görünüyor.
Dünya ekonomi merkezleri değişecek. Ve bence İstanbul önümüzde ki dönemde daha da değerlenecek. Yeni çağa hazırlanıyoruz emin olun. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yıllar öncesinden başlattı hazırlıkları. 2023 hedefi sadece yüzüncü yıl kutlaması olarak görülmemeli. Yeni enerji kaynakları ve yeni yatırımlarla ülkemiz geçmişinden daha görkemli bir geleceğe adım adım ilerleyecek.
Kolay olur mu?
Dışarısı düşman içerisi hain kaynıyorken tabi ki kolay olmayacak. Önce inanmamız lazım. Ülkemize inanmamız lazım, insanımıza inanmamız lazım, bu coğrafyanın stratejik önemini kavramamız lazım. Sonra da daha çok çalışmamız lazım.
Bu ülke bir merkez olacak, bu kesin. Lakin sorun bu merkezi kimin yöneteceği. Verdikleri savaş bu. Geçmişine bağlı, inançlı, milli bir idare mi? Yoksa batıya bağlı, zihni tutsak bir idare mi?
Her fırsatta kalkışma çıkartmak isteyenlerin kime nasıl hizmet ettiklerini iyi analiz etmek lazım. Yabancı bir okul olarak kurulup 1971 yılına kadar yabancı rektörler tarafından yönetilen Boğaziçi Üniversitesine atanan Prof. Dr. Melih Bulu’ya neden öfkeliler o zaman anlarız. Melih hoca yerli savunma sanayimiz için çalışmış milli bir isim. Nasıl kabul görebilir ki? Boğaziçi’ne Yale Üniversitesinden yabancı biri atansaydı kimsenin gıkı çıkmazdı. Mevzu başka yani…
Bu ‘mevzu başka sen hala anlamadın mı?’ zihniyeti iflah olmaz. Biz dünyaya odaklanalım. Çocuklarımızı Kritik Analitik Düşünme konusunda eğitelim. Tabi önce kendimizi.
Yeni çağ, dijital çağ unutmayalım. Yatırımı zekaya yapalım. Yoksa sanal zekalar tarafından yönlendirilen boş bir güruha dönüşürüz.