Yeni bir Abdünnasır’a ihtiyaç yok!

İsmail Yaşa

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk siyasetinde elde ettiği başarıyı Cemal Abdünnasır dönemindeki Mısır’la kıyaslama ve iki lider arasında benzerlik kurma hatasına düşen gafilleri görünce şaşırıyorum.

Aradaki fark o kadar büyük ki görmemek için kör olmak gerek.

Birincisi, Abdünnasır darbeyle iktidara gelen bir asker.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise halkın özgür iradesiyle seçilmiş sivil bir lider.

Abdünnasır döneminde milliyetçi ve popülist bir takım söylemlerle halkı coşturmanın dışında elde edilen herhangi bir başarı yok.

Bilakis mütedeyyin halka baskı ve zulüm, daha da ötesi İsrail karşısında altı günde alınan ağır bir yenilgi var.

Rahmetli Muhammed Emin Saraç, bir röportajında el-Ezher’de Şeriat Fakültesi’nden sonra yüksek lisansa başladığını fakat bir sene okuduktan sonra Abdünnasır’ın zulmü sebebiyle bırakmak zorunda kaldığını anlatır.

Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin ise AK Parti’nin ilk kez iktidara geldiği günden bu yana kalkınma yolunda kat ettiği mesafe ortada.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in popülist söylemleri Araplara Cemal Abdunnasır’ı yeniden hatırlattı.

Oysa ne Tunus’un ne de diğer Arap ülkelerinin yeni bir Abdünnasır’a ihtiyacı yok.

Demokratik yollarla cumhurbaşkanlığı makamına oturan Kays Said, bir an önce tek adam olma sevdasından vazgeçmezse maalesef Tunus’u çok daha zor günler bekliyor.

Tunus Cumhurbaşkanı, hükümetin parlamentodan güvenoyu almasının üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine rağmen kabineye yeni giren bakanları huzurunda yemin etmeye davetten kaçınıyor.

Halbuki aynı Kays Said, bir önceki cumhurbaşkanı el-Bâci Kayid es-Sibsi’nin kabine değişikliğine karşı çıkmasının “anayasaya aykırı” olduğunu söylemişti.

Yani dün “anayasa ihlali” gördüğü şeyi bugün kendisi yapıyor.

Tunus Parlamentosu Başkanı ve en-Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, Kays Said’e bir mesaj göndererek, ülkedeki mevcut krizin çözümü için Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Parlamento Başkanı’nın bir araya gelmesini önerdi.

Benzer bir çağrı eski cumhurbaşkanı el-Munsıf el-Merzuki’den de geldi.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Parlamento Başkanı’nın bir araya gelmesi gerektiğini belirten el-Merzuki, en azından koronavirüs salgını sona erinceye kadar siyasi görüş ayrılıklarının bir yana bırakılmasını ve hükümetin salgınla mücadeleye odaklanmasını istedi.

Kays Said’in bu çağrılara ne cevap vereceği bilinmiyor.

Fakat olumlu karşılama ihtimali zayıf.

Raşid el-Gannuşi, Amerikan USA Today gazetesine yazdığı ve 20 Şubat’ta yayınlanan makalede, Tunus’ta popülizmin ve geçmişteki diktatörlüğe özlem duyan gerici hareketlerin yükselişte olduğunu ifade etti.

Popülizmin ekonomik krizlerden ve sosyal çalkantılardan beslendiğine dikkat çeken el-Gannuşi, Tunus’ta her ikisinin de bulunduğunu ve bu durumdan kurtulmanın yolunun “etkili bir tek adam yönetimi” ya da “müşfik bir diktatörün iktidara gelmesi” olduğu düşüncesinin yayılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda kendisine oy verenlerin çoğunu hayal kırıklığına uğratan Kays Said, ülkesinin iyiliği için Cemal Abdünnasır’a özenmeyi bir yana bırakıp demokrasinin kökleşmesi için çaba sarf etmeli.

Aslında çok fazla bir şey yapmasına da gerek yok.

Kaprislerinin esiri olup hiç yoktan kriz çıkarmasa dahi yeter!