Bugün itibariyle yeni bir döneme giriyoruz.
Daha doğrusu eski hayatımıza doğru yeni bir adım atıyoruz…
Biz girdik ama virüs girmiyor yeni döneme. O şimdilik bildiğimiz gibi…
Ama yeniden hız kazanana kadar bir süre daha rahatız.
…
Herkes bir ders çıkarttı yaşadığımız bir yılı aşkın bir süredir yaşadığımız bu süreçte salgından;
Çevreciler, dünyayı ne kadar çok kirlettiğimizi,
Vejetaryenler, et değil sadece ot yememiz lazım geldiğini,
Hayvan severler, insanın diğer yaşam formları için oluşturduğu tehlikeyi,
Hayvanlar, insansız şehirlerin pekte matah bir şey olmadığını,
Muhafazakarlar, Tanrı’nın emirlerine ne kadar az uyduklarını,
Ateistler, insanların bilime yeteri kadar önem vermediğini,
Deistler, bilim ve teknolojinin zarar da verebileceğini,
Kemalistler, tüm bunların daha önceden görülüp laiklik ilan edildiğini!
Solcular, ne tarafa dönerlerse dönsünler sırtlarının her zaman arkada kalacağını,
Sosyalistler, emeğin kötü ellerde ölüme dönüşebileceğini,
Koministler, devrimin iyice yaklaştığını!,
Sağcılar, oyunun ne kadar büyük olduğunu,
Liberaller, virüsün kimseyi ayırmadığı için komünist olduğunu,
İktidardakiler, muhalefeti memnun etmenin imkansızlığını,
Muhalefet, iktidarın yaptığı her güzel şeyin yanlışlığını,
Emperyalistler, her şeyin insanlığı sömürmek için bir araç olarak kullanılabileceğini,
Evanjelistler, Tanrı’yı kıyamete yeteri kadar zorlamadıklarını!
Siyonistler, biraz daha fazla acele etmeleri gerektiğini,
Ehl-i keyif, ne kadar az eğlendiklerini,
Turistler, ne kadar az gezdiklerini,
Z kuşağı, 24 saat evde oturup sosyal medyada olmanın dayanılmaz güzelliğini,
Ev hanımları; işe giden bir kocanın aslında ne büyük nimet olduğunu,
Çalışanlar, Pazartesi’nin hiç te fena bir gün olmadığını,
Esnaflar, sadece müşterinin değil dükkanı açabilmenin bile gerçekten velinimet olduğunu,
Bekarlar, evlenmenin ne kadar zor olduğunu,
bir kez daha anladı.
Anlamasına anladık da hepimiz kendimizi anladık yine…
Hepimiz kendi dersimizi aldık en baştan…
Kendi gerçeklerimizi gördük bu salgından da...
Buna rağmen herkes salgından sonra yeni bir dünyaya uyanmayı hayal ediyor bugün.
…
En çok sorulan soru; peki yeni dünya nasıl bir yer ve kim kazançlı çıkacak salgından?
Çok ta zor değil bunu kestirmek;
Doğu Akdeniz’de çıkarlarını koruyanlar kazançlı çıkacak mesela. Güneyinde ülkesini de bölmeyi hedefleyen bir paravan devlet kurulmasına müsaade etmeyenler ya da… Libya’da, Suriye’de sömürgecilere pabuç bırakmayanlar… İstikbali göklerde görüp proje üretenler… İnsana ve geleceğe yatırım yapanlar örneğin… Hakkı ve adaleti her şeyin üstünde görüp onları yükseltenler ya da…
…
İnsanlar içinse her şey eskisi gibi olacak salgın bitince. Şimdiden öyle çok plan falan yapmamak gerek.
Sevdiklerini, sağlığı, rahat nefes alabilmenin mutluluğunu, sokaklarda özgürce dolaşabilmenin bile ne denli büyük nimet olduğunu, sağlıkçıların fedakarlıklarını unutacaklar…
Salgın bittikten bir ay sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz…
Çünkü unutkandır insan…
Çünkü insan olmanın gereğidir bu…
Halbuki herkes özledi bir şeyleri;
Sevdiklerimize sıkı sıkıya sarılmayı, bayramlarda büyüklerin ellerini öpebilmeyi… Konyalılar düğün pilavlarını, taraftarlar statta maç izlemeyi, dedikoducular nargile salonlarını, gençler geyik muhabbetini, yaşlılar korkusuzca alınlarını secdeye koyabilmeyi…
Ve hepimiz kıymetini anladık hayatımızı dolduranların…
Yeniden yazık etmesek keşke…