Banka bilmez güzel insanlar, alın teri ile kazandıklarından arta kalanları yastık altında muhafaza eder ve yastık altına da genellikle altın koyarlardı.
Kimisi bilezik alır, kimisi cumhuriyet altını; kimisi külçe altın alır, kimisi de çeyrekten vazgeçmezdi. Eskiden gram altın alışkanlığı pek yoktu ve günümüzdeki kadar da alternatifi yoktu.
80’li yıllardan itibaren dövizin serbest bırakılması ile yastık altına yeni bir ortak geldi. Bu ortak, kimi zaman mark oldu, kimi zaman dolar. Yine de altını yastık altındaki yerinden etmeye hiçbir şeyin gücü yetmedi.
Meselenin bir nebze de olsa farkında olan insanlar, altından vazgeçmedi.
Bankalar, yastık altı alışkanlığını önemli oranda azalttı fakat banka bilmez güzel insanları yok etmeye henüz güçleri yetmedi.
Yazılarımızı takip eden dostların hatırlayacağı üzere, geçen haftaki yazımız dijital para üzerine idi. Dijital paraya ilişkin hissiyatımızı paylaşmıştık ve fiziki altının küresel çete tarafından toplandığını, günlerin sonunda kâğıt paranın ortadan kaldırılacağını ve dijital para ile de insanların kıskaca alınarak mülksüzleştirileceğini ifade etmeye çalışmıştık.
Yıllardır ülkemde söylenen en tatlı yalanlardan biri; ‘yastık altı birikimler ekonomiye kazandırılmalıdır’ sloganı ile söylenmektedir ve dijital para hazırlığı ile birlikte bu yalandan daha çok nefret eder oldum.
Bu yalanın başarılı olmasından dolayı ve de güvenlik endişesiyle fiziki altınlarını bankalara teslim eden çok sayıda insanımızın olduğunu düşünüyorum. Herhangi bir istatistiki bilgi verebilecek durumda değilim fakat altın hesabının sayısının diğer mevduat hesapları karşısında geldiği nokta, düşüncemizin haklılığını ortaya koymaya yeter.
Dünya insanlığı tarihle birlikte altını da hep bir kıymet olarak yanında getirmiştir ve değerini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Bunu bilen küresel plancılar, fiziki altın varlığının önemli bir kısmını kontrol etmeden nihai hedeflerine varamayacaklarını çoktan gördüler.
Bunun için de el altından yönettikleri merkez bankaları aracılığıyla son on yılda sürekli olarak fiziki altın aldılar. İnsanların yastık altı birikimlerini ortaya çıkarmak ve güya ekonomiye kazandırmak için çeşitli oyunlar oynadılar. Dövizi daha cazip göstererek kâğıt parçasına altını, kediye aslanı boğdurdular.
Dijital paranın da kullanımı zorunlu hale gelince, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak ve yanmanın yakınmanın alemi kalmayacak.
İşin nereye gideceğini söyleyenlerin, komplocu olarak yaftalanması kaçınılmaz olandır fakat işin en üzücü noktası, milletin en ferasetli evlatlarının kıymetsiz hale getirilmesi ve milletine küstürülmesidir.
Diyorum ki; eskilerin bir bildiği vardır. Altına kıymet verip, onu yastık altında tutmaları sebepsiz değildir.
Ve yine diyorum ki; yastık altı birikimlerinizi eskiler gibi altın olarak tutun ve ortada dolaşan yalanlara itibar etmeyin. Karşılığı olmayan kağıt parçalarını, değil yastık altına, kapı eşiğinize bile sokmayın.
Devlet ağzı, milletin evlatlarına telkinde bulunurken karşılığı olmayan dolarları evinize sokmayın, diye bir cümle kurmadı bu zamana kadar.
Nedense, yastık altı birikimlerin ekonomiye kazandırılması masalı ise her uykudan önce koro halinde söylenmeye devam ediyor.
Uykuya dalacaksanız bile bu masalı dinlemekten vazgeçin. Uyandığımız zaman bizi dijital para karşılayacak ve o parayla da öyle canımızın her istediği şeyi alamayacağız.
Köleliğe uyandırmanın yapı taşları, altınınızı elinizden almakla ve dijital paraya geçmekle örülmektedir. Bu süreçte elbette sizi kimse zorlamamaktadır. Her şey gönlünüz alınarak yapılmaktadır.
Yılların gribini kovid yalanıyla korkuya dönüştüren küresel çetenin en büyük yardımcısı olan aşı şirketinin en başındaki yetkilisi, daha dün: ‘Kimse kovid aşısı olmaya zorlanmadı. Aşıyı insanlara teklif ettik, sadece. İnsanlar gönüllü olarak aşı oldular.’ dedi.
Diyeceğim odur ki yöntemleri hep aynı. Her şey, gönlünüz alınarak yapılmaktadır.
Bu yazımızla farkındalık oluşturmayı amaçladığımız hususu yeniden teklif ederek yazımızı bitirelim:
Birikim yapmanın imkanının kalmadığı şu zamanlarda yine de diyoruz ki; birikimlerinizi gayrimenkul olarak yapmıyorsanız, altın alın. Altını da yastık altına alın. Bankadaki altın bilin ki sizin altınınız değildir.
Küresel plancıların oyuncakları olan borsaya, bitcoine pirecoine meyletmeyin; hiçbir karşılığı olmayan dövize yatırım yaparak devletinizi de zora sokmayın.
Ve ‘yastık altı birikimler ekonomiye kazandırılmalıdır’ yalanına itibar etmeyin.