Yaşlılık Provaları

Gökhan Kırlangıç

Bir gün arkadaşım fotoğrafımı çekti ve telefonundaki programı kullanarak yüzümü yaklaşık kırk yıl sonrasına götürdü. Manzara  Sarkmış yanaklar , burun ve dudak arasında sık sık dikey çizgiler, alında derin derin yatay çizgiler, seyrelmiş ve ağarmış kaşlar... Aileden birilerine benziyordum sanki; biraz babaannemi biraz da anneannemi hatırlatıyordum. Arkadaşımdan resmi hemen silmesini istedim. Katlanamadım birden yaşlanmış halimi görmeye. Kendim görebilirdim bir nebze, ama ya başkaları da görürse! Alt tarafı bir resimdi halbuki, neden bu kadar tedirgin etti beni?

 Yaşlılık deyince içimize dolan olumsuz hisler yaşlı insanlara yaklaşımımızla ilgilidir aslında.

Neden sürekli her şeyden haberdar olmak isterler? Kaç yaşlarına gelmişler evde otursalar ya? Yeni elbiseyi ne yapacaklar? Ne hakları vardır onların otobüse ya da dolmuşa binmeye? Bir de durmadan şikayet ederler ve hiçbir şeyden memnun olmazlar. Bunlar kafamızdan geçerken bizim de bir gün onlarla aynı konumda olacağımız aklımıza gelmez hiç. Gelse de bizim onlar gibi olmayacağımıza; daha iyi, daha katlanılır tonton bir yaşlı olacağımıza inancımız tamdır. Ama unuttuğumuz bir nokta var o da sonuna varıldığında her ömür aynıdır!

 Her nefsin ölümü tadacağı kesin. Aslında ölümün neden gerekli olduğunu bilen, ihtiyarlığı da en doğal bir geçiş olarak kabul edecektir. Bu yaşlısı için de genci için de böyledir. Bu geçiş sürecinde yaşlının maddi manevi yanında olmak yakınlarının boynunun borcudur. Çok şey mi istiyorlar? Sadece bize baktıklarının yarısını belki yarısını bile değil. Ki bir annenin evladı üzerindeki hakkını ödeyebilmesinin imkansızla eşdeğer olduğunu biliyoruz. Bizim yaşlılara olan tutumumuzun bizden sonraki kuşakların bize olan tutumunu belirleyeceğini unutmayıp, yaşlılara karşı davranışlarımızı tekrar gözden geçirmeliyiz. Onlar gençliğin ne olduğunu biliyorlar fakat ne büyük eksikliktir ki biz yaşlılığın ne olduğunu bilmiyoruz.

Peki ne yapmalıyız

Mesela çocuğu bir konuda uyarırsınız, iki dakika sonra aynı hatayı tekrar yaptığını görürsünüz. Bu onun inadından değil sadece öğrendiği şeyi çabuk unutabilmesinden kaynaklanmaktadır. Onlara anlamaları için defalarca anlatmanız gerekebilir. Yaşlılar da böyledir. Onların melekelerini de geçen yıllar zayıflatmıştır. Bu nedenle onları sürekli aynı şeyleri söylerken ya da yaparken görebilirsiniz.

Yaşlıların muzırlıklarını görmezden gelin. Bebeğiniz size vursa, bir muzırlık yapsa güler hatta çok da eğlenirsiniz. Yaşlılar belki bebekler kadar şirin değiller ama onlar kadar savunmasızlar. Nasıl bir bebek sizi gerçek manasıyla incitemezse yaşlıların da sizi incitmeye güçleri yetmez. Yaşlıları da biraz buruşmuş bebekler olarak görün. Emin olun art niyetlerinden yapmıyorlar, sadece zayıflıklarından…

Bazen yaşlıların sürekli şikayet etmelerinin sebebi ilgisizliktir. Nasıl bir bebek kendisinin umursanmadığını anlayınca yaygarayı basarsa, yaşlıların mızmızlanmaları da öyledir. Siz onunla yeteri kadar ilgilenir ve ona kendisinin bir köşeye itilmediğini hissettirirseniz mızmızlanmalarının azalacağını göreceksiniz.