İnsanların bir çok markayı bir arada bulabilecekleri alışveriş alanları olarak tasarlanan alışveriş merkezleri zamanla içerisine yiyecek içecek ve oyun alanlarını da alarak ismini alışveriş ve yaşam merkezi olarak değiştirdi. 2014 yılında yapılan araştırmayla Türkiye’de şuan 342 adet AVM olduğu tespit edilmiş. Her geçen günde açılmaya devam ediyor. Konya’da bu furyadan nasibini alan şehirler arasında. Üç büyük AVM’sinin yanında yeni açılacak olan iki adet alışveriş ve yaşam merkeziyle Konya’daki sayı da beşe ulaşıyor. Tabi ufak çaplı olanları ve yapılması planlananları saymazsak. Kısaca artık bu sektörde de rekabet hızla artıyor. Tüketicilerin seçimleri çeşitleniyor, alternatifler artıyor. Konya bu çeşitliliği kaldırır mı bilinmez ama ciddi bir rekabet ortamının oluşacağı kesin.
Şuan özellikle lokasyon bazlı olarak AVM’ler müşteri gruplarını paylaşmış durumda. Özellikle şehir merkezinde yer alanlar konumlarından dolayı avantajlı olduklarını düşünerek pazarlama miyopluğuna düşmüş bile. AVM içerisindeki marka çeşitliliği, yemek alanları, sinema gibi faktörler mutlaka ki tercih sebebi olabiliyor. Konum olarak rahat ulaşılır bir yerde olmak da önemli bir rekabet avantajı olabilir. Fakat unutulan bir şey var ki susan değil konuşan kazanır. Artık tüketiciler tercih edeceği yerin konumunu çok önemsemiyor, hangisinde kendini daha mutlu hissediyorsa orayı tercih ediyor. Özellikle Konya’nın üç büyük AVM’sini kıyasladığınızda içerideki marka çeşitliliği hemen hemen hepsinde aynı. Bazı markalar ile Kent Plaza değişiklik yaptığını söylesek de Konya halkının satın alım davranışı ile karşılaştırdığınızda büyük farkların olmadığı görülüyor. Her AVM aynı markalarla, aynı yemek alternatifleriyle tüketicilere hizmet sunuyor. Alışveriş olarak tamam çeşitlilik çok iyi fakat yaşam olarak ne var. İçerideki birkaç oyun alanı dışında insanlara yaşamın içerisini dolduracak ne sunuluyor. Yılın bazı dönemlerinde klişenin ötesine gitmeyen imza günleri, sergiler yaşamın kıyısından geçiyor. Konya gibi sosyal hayatın sınırlı olduğu ve insanların can sıkıntısını atmak için AVM’lere akın ettiği bir şehirde bu alanların içerisinde yaşam adına bu kadar kısır işlerin yapılması gerçekten çok şaşırtıcı. Konya AVM’leri de sanayisi gibi günü kurtarıyor. Nasılsa müşteri gelecek diyor. Fakat yeni açılan AVM’lerle birlikte İstanbul AVM işletmecileri Konya’ya gelmeye başlıyor. Yani rekabet biraz daha anlam kazanmaya başladı diyebiliriz. Şimdi nasılsa bizim konumuzu iyi, Konyalı başka yere gitmez diyerek yıllardır sıkıcı alışveriş deneyimini tüketiciye sunan yönetimler panik içerisine düşeceği kesin. Tabi bu krizle baş edebilecek planları varsa en az zararla çıkabilir.
Konya AVM sektörü iletişim olarak da kısır bir sektör. Ancak çekilişle araba verdikleri zaman tüketici akıllarına geliyor. Oysa AVM’ler yılın her döneminde müşteri çağırması gereken alanlar. Bunun için öncelikle yaşam kelimesinin içini doldurarak bunu iletişime dökmeleri gerekiyor. AVM’lerin en büyük rekabet silahı ise etkinlik pazarlaması (event marketing). Gün içerisinde çeşitli sürprizlerle insanları eğlendiren, şaşırtan, sürekli bir rutinde yapılmayan etkinlikler emin olun ki alışveriş ve yaşam merkezlerinin gerçek anlamını bulmasına katkı sağlayacak. Siz insanlara sadece alışveriş deneyimi sunar, tek amacınız insanların cebindeki parayı almak olursa yarın gerçek AVM kültürünü bilen bir rakip gelir sizi duman eder gider. Her alanda olduğu gibi burada da iletişim kuran ve müşteriyi davet etmesini bilen ve içeride hizmet verdiği kategorinin deneyimini sunan kazanır. İster şehrin göbeğinde olun ister şehrin bir ucunda iletişimden yoksunsanız yok olmaya mahkumsunuz.