Yaşamak, sadece nefes alıp-vermek’den ibaret olan biyolojik bir fonksiyon değildir. Yaşamak, hafife alınamayacak kadar önemli, “aman sende” diyemeyeceğimiz kadar ciddi bir eylem biçimi ve bütünüdür.Yaşamak olgunlaşmak, dönüşmek ve tekamül etmektir. Yaşamak, varlık ile yokluğu bir birine bağlayan, kıldan ince ve kılıçtan keskin bir köprünün üzerinden geçme ameliyesidir.
Yaşamak, yaradanın bize bahşettiği en temel nimettir. Yaşantımızda sevgiye, aşka ve güzelliğe yer verdiğimiz müddetçe kaliteli bir yaşantıya sahip oluruz. Aksi durumda ise, yaşamak çekilmez bir çile ve taşınmaz bir yük olur omuzlarımızda.
Yazar ve Astrolog Azra Kohen; “Yaşamak istiyorsan yaşat” der. Bu güzel sözden, insanın mutluluğunun,yüreğinde insanlar için güzel duygu ve düşünceler beslemesi ve insan sevgisini yaşatması ile mümkün olacağı anlamını çıkarabiliriz.
Şayet insanlar kin, kıskançlık,açgözlülük ve bencillik gibi kötü duygulara dur demeyi beceremezler ise, yaşamlarını kontrol edemez ve nefislerinin esiri halinde yaşamaya mahkum olurlar.Böyle bir yaşam biçiminin ,gerek öğretilerimizle ve gerekse insan olma düsturuyla bağdaşmayacağı açıktır.
Allah c.c. insanları yaşadıkları hayattan sorumlu tutmuş ve insan hayatına özel önem atfederek, ona bir çok anlamlar yüklemiştir. Bu bakımdan insanlar yaşantılarına özen göstermek, yaşamlarının kıymetini bilerek, yaşamlarını ona göre planlamak ve dizayn etmek zorundadır.İnsanlar kendi yaşamları olsa dahi yaşamları hakkında bir boşvermişlik içinde olmamalı ve sorumlu oldukları eş ve çocuklarının yaşamlarına da, kendi yaşamıymış gibi değer vermeli ve özen göstermelidir.
İnsanların kendisini sevmesi, kendisiyle barışık bir yaşam sürmesi, çevreyi evreni ve tüm canlı varlıkları sevmesi ruh dünyalarını tatmin ederek onları mutlu kılacaktır. Mutluluk ise yaşamı değerli kılan, insan yaşamında farkındalığa kapı aralayan çok önemli olgulardan biridir.
Hiç bir şeyin garanti olmadığı bu Dünya yaşantısında, karşılaşacağımız hayat evlerini göğüslemek için, önceki kazanımlarımızın kıymetini bilmemiz gerekmektedir.Hadis-i Şerif’de; “Beş şey gelmeden evvel şu beş şeyi ganimet bilin değerlendirin! İhtiyarlık gelip çatmadan evvel gençliğin, hastalıktan evvel sihhatin, fakir düşmeden evvel varlıklı olmanın,meşguliyet gelmeden evvel boş vaktin, ölüm gelmeden evvel hayatın kıymetini biliniz” Buyurulmaktadır.
Yaşamak ciddiyet ister, emek ister, fedakarlık ister. Yaşamı olduğu gibi benimsemeli, ona umutla yaklaşmalıyız. Geleceğin ne getireceğini bilemediğimizden, bu günümüzün kıymetini bilmeli, yaşadığımız her ana, hatta aldığımız her nefese dahi gerekli önem ve özeni göstermeliyiz.
Mutlu ve sağlıklı bir yaşam dileğiyle..