Televizyonda program yapan bir gazeteci olarak çok net benim de ayne'l-yakīn yaşadığım gerçekten çok ağır, çok yoğun, çok tempolu, çok yorucu bir süreci yarın seçimlerin sonuçlarının açıklanması ile geride bırakmış olacağız. Peki kim kazanacak? Ya da kimler kazanacak? Ve elbette sürecin kaybedeni kim olacak? Bu konuda bir öngörüm var, onu belirteyim ama bugün itibariyle sizinle paylaşmayacağım. Belki Salı, ya da Çarşamba yazımda, “bazı dostlara demiştim” diye yazarım ama zaten artık o gün için de bunların bir anlamı olmayacak.
Fakat şunu biliyorum, kibir kazanamayacak, insanların gönlüne dokunamayan kazanamayacak… Ne yazık ki ekonomi geçtiğimiz seçimlere göre çok daha görünür bir şekilde seçimi etkileyecek ve son olarak da şunu yazayım, emeklilerin iradeleri seçimlerin sonuçlarını çok net etkileyecek. Benim düşüncem bu.
İstanbullulara, aman depremi unutmayın, demek isterdim, şov yapanın yanında olmayın, şovcuya değil gerçekten çalışacağa, İstanbul’u depreme hazırlayacağa oy verin, demek isterdim. Bilemiyorum bakalım orada da ne olacak ama şunu da konu bu noktaya gelmişken yazayım, seçimin en önemli konusu İstanbul’da bence deprem olmalıdır, sonuçların da buna göre şekillenmesi aklı başında her insan gibi benim de temennim.
Neyse tekrar Konya’ya geçelim. Çok tempolu bir seçim süreci yaşadık dostlar, Konya’nın 31 ilçesi var ve inanın bu ilçelerin içinde nerede ise 10’un altında aday olan ilçe yok. 10 adayın olduğu ilçe sadece 4 tane. Bunlar Cihanbeyli, Tuzlukçu, Çeltik ve Yalıhüyük… Bu 3 ilçede 9 aday var, Konya’nın en az adayı ise Tuzlukçu’da… Burada da 8 aday var.
Konya Büyükşehir Belediyesinin başkanlığına tam 25 aday talip, merkez ilçelerden Karatay’da 21, Meram’da 21, Selçuklu’da ise 19 aday başkanlık için yarışacak.
Konya’mızın 1. derecede büyük ilçeleri Akşehir’de bu rakam 17, Ereğli’de 18, Beyşehir’de 13, Seydişehir’de 13…
2. derece büyük ilçelerimizden Altınekin’de 13, Bozkır’da 13, Çumra’da 13, Hadim’de 11, Hüyük’te 10, Ilgın’da 14, Kadınhanı’nda 12, Karapınar’da 14, Kulu’da 12, Sarayönü’nde 11, Cihanbeyli’nde 9 aday seçimlerde yarışacak.
3. dereceden büyük ilçelerimiz Taşkent’te 10, Tuzlukçu’da 8, Çeltik’te 9, Ahırlı’da 11, Akören’de 11, Derbent’te 10, Derebucak’ta 10, Doğanhisar’da 13, Emirgazi’de 12, Güneysınır’da 10, Halkapınar’da 10, Yalıhüyük’te 9 aday seçmenlerden oy istiyor. Bu da toplamda 402 aday anlamına geliyor. Bunun 15 tanesi bağımsız aday. Bu sayıya meclis üyelerini de eklediğinizde ve ortaya çıkan rakamı da nüfusa orantıladığınızda oldukça fazla seçilmek isteyen bir kitle karşımıza çıkmış oluyor. Bazı ilçelerde ciddi mücadelelerin olduğunu duyuyoruz, buna gerek var mı? Ortaya konan mücadeleye bir hizmet yarışı da diyebilirsiniz ama ben demokrasiye, seçme ve seçilme hakkına da saygı duyarak yine de oluşturduğu kargaşa, düşmanlık, kin ve kavga nedeniyle bu sayının oldukça fazla olduğunu düşünüyorum. Bugün Avrupa'da, Japonya'da, ya da başka bir gelişmiş ülkede insanların bu ölçüde bir hırsla makamlara talepkar olacağını sanmam, zira bu makamlar aynı zamanda bir de vebal tabi. Sürecin demokrasinin seçme ve seçilme hakkından başka bir noktaya kaydığı ve topluma da biraz zarar verdiği muhakkak zaten.
Muhtarlık müessesesinin ülkemizde anlamını kaybettiğini düşündüğüm için o konuya hiç girmeyeceğim, belki de binlerce adaydan bahsediyor oluruz bir de o konunun mevzusunu açarsak.
Ahlaklı nesiller yetiştirmek, insanların doğduğu yerde istihdamını sağlayabilmek, ilçelerindeki insanların barış, huzur ve gelişmişlik çerçevesinde yaşamlarını sağlamalarını idame etmek, mesela doğalgaz gibi konuları artık tamamen ilçelerde kullanır hale getirmek bir belediye başkanının en önemli önceliği olmalıdır bu süreçte diye düşünüyorum. Eğer bir ilçede gençlere sahip çıkamıyorsanız, orada yaşayan halka dokunamıyorsanız, insanlar iş için başka şehirlere göçmek zorunda kalıyorsa başkan olmuşsunuz, olmamışsınız bir anlamı olmaz.
Birçok ilçede ciddi kanalizasyon sorunu olduğunu duydum, hem de bu çağda… Birçok ilçede cep telefonlarının çekmediği mahallelerin varlığını duydum… Hala bazı mahallere ulaşmak çok zor, yollar çok çok kötü... Bunlar hem de Konya’nın ilçelerinde oluyor. E kardeşim sen hangi partiden olmuşsun bunun ne önemi var ve hizmet edemiyorsan o makamı niye işgal ediyorsun. Belediye başkanlarımızın çok dinamik olması gerekiyor, ilçelerindeki hemşerilerimizin dertleri ile dertlenmeleri gerekiyor.
Bu arada hakikaten ilçelerine ciddi katkı yapmış mesela Sarayönü Belediye Başkanı Nafiz Solak gibi başkanlarımız da var… Onları da bu süreçte görmüş oldum. İşte zaten başkan olunacaksa böyle olunmalı.
Akşehir’deydim mesela, perşembe akşamı… AK Parti Belediye Başkan Adayı Yusuf Kahraman beyle açtık iftarımızı. Daha sonra da AK Parti Akşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Kahraman ile AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem'i Tv42’de konuk aldım, kendileri ile samimi bir ortamda, Takkasızlar Konağında, Akşehir'i ve seçim sürecini konuştuk. Akşehir’e gidince ne görüyorsunuz? Akşehir’e hizmet yapılmış, Akşehir’in çehresi değişmiş, bunu görüyorsunuz. İşte bir parti, bir başkan bunu başarabilecekse başkan olmalı, onun dışında boş bir hırsın insanı savurmasından başka bir şey olmuyor başkanlık da seçim süreçleri de…
Ezcümle… Seçimin elbette hayırlar getirmesi, ilçelerimizin, mahallelerimizin gelişimine, daha insanca yaşamın sağlandığı bir sürece, ahlaklı, bilinçli gençlerimizin yetişmesine vesile olması en büyük temennimizdir. Allah hepimizi o günlere de eriştirsin, hepimize uzun ömür versin, inşaAllah artık gelecek seçimde bugün sorun olarak yazdıklarımızı yazmak zorunda kalmayız, daha modern, daha gelişmiş bir Konya’mız da bu süreçte inşa edilir. Seçim barış içinde geçsin, güzelce de neticelensin, duamız bu…
Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorum.