Geçtiğimiz hafta, Adalet Komisyonu Başkanı Eyüp Mergen ve Konya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz’a hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk.
Hem Ramazan Solmaz hem de Eyüp Mergen tarafından oldukça iyi ağırlandık.
Ekonomiden tutun da, FETÖ ile mücadeleye kadar gündeme dair çok verimli değerlendirmelerde bulunduk karşılıklı olarak…
Başsavcı Solmaz, biz oradayken bir operasyonun ayrıntılarını inceliyordu. FETÖ’nün ‘Ankesörlü Çetesi’ne operasyon yapmışlar o sabah. Operasyonda halen muvazzaf olan Yarbay, Albay hatta üst düzey komutanlar gözaltına alınmış…
15 Temmuz Darbe girişiminden bu yana FETÖ ile en aktif ve etkili mücadele eden illerin başında gelen Konya, o sabah yine duruşunu göstermiş…
Ramazan Solmaz’ı ziyaretimizden sonra, Eyüp Mergen’le de benzer konulardan epeyce bir muhabbet etme fırsatımız oldu. Eyüp Mergen, ülkemizin hukuk alanında hizmet eden en önemli isimlerden biri.
Diyarbakır’da görev yaptığı yıllardan bahsetti bize biraz. Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz da o dönem Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapmış üstelik. Kader arkadaşı olmuşlar anlayacağınız.
Şimdiki Diyarbakır’dan bahsetmiyoruz tabi.
Hani şu hendeklerin kazıldığı, FETÖ’nün de iş tutmasıyla iç savaş için ortam hazırlanan, hainlerin vatan topraklarına göz diktiği dönem. Terör çığırtkanlığı yapanların başlattığı 6-7 Ekim olaylarının olduğu dönem…
Yasin Börü Davası, 6-7 Ekim Olayları ve KCK Davaları’nda Konya’nın bu iki önemli isminin çok kritik imzaları var…
Kimi zaman ölümle tehdit edilmişler, kimi zaman makam odalarına kurşun sıkılmış, kimi zaman da araçlarının önünden roketler geçmiş…
Ama pes etmemişler, Konya’da da devam ediyorlar teröristlere dünyayı dar etmeye…
Devletimiz bu mücadelede sonuna kadar destek veriyor onlara. Ama en büyük görev aslında basına düşüyor bu mücadelede.
Yargıda süren bu mücadeleye yüzeysel olarak bakıp, işin ardını bilmeden bir sonuca vardığımız zaman istemeden de olsa hata yapıyoruz kanımca…
Türkiye, FETÖ artıklarından kurtulmak için kararlı bir mücadeleye devam ediyor.
15 Temmuz’daki hain kalkışmaya eylemli olarak katılan darbeciler hakkındaki davalar kesin hüküm yoluyla ilerliyor. 230’dan fazla dosyada ilk derece mahkeme kararlarını vermiş, 50’den fazla dosyada da yargılamalar devam ediyor.
Yargıya bu konuda acımasız eleştiriler yapmadan önce, ülkemizdeki yargı pratiğini iyi bilmemiz lazım.
Bazı kesimler, kendi lehlerinde karar çıkınca ‘Namuslu hâkimler, savcılar var’ diye hava atarken, aleyhlerinde bir karar çıkınca ortalığı ayağa kaldırıyorlar.
Bence bu konuda büyük haksızlık yapılıyor.
Yargı’da yapılan FETÖ temizliğiyle beraber ülkemizdeki hâkim ve savcıların neredeyse yarısı ihraç edildi.
Ortaya çıkan bu boşluk, yargı mekanizmasına katılan yeni isimlerle hızla kapanıyor. Yargı kadrosundaki bu kadar eksilmeye rağmen iyi bile mücadelede yürütülüyor…
Ayrıca eğer ortada savcının yanlışı varsa, mağdur olduğuna inanan kişi mahkemeye gider, mahkemede düzelir. Mahkemede yanlış varsa istinafta düzelir. Orada yanlış varsa Yargıtay’da, Danıştay’da düzelir. Orada da yanlış varsa Anayasa Mahkemesi’nde, orada da varsa AİHM’ye gider.
Evrensel hukuk normları bizim ülkemizde de geçerlidir ve tüm bu sistemler Türkiye’de hukukun üstünlüğü için sağlamlaştırılmıştır.
Dünyanın en azılı terör örgütleriyle mücadele eden, ortada kimse yokken; sağına soluna bakmadan ‘ben varım’ diye cübbesini giyip adaletin kılıcını çeken hâkimlerimize, savcılarımıza en fazla destek olmamız gereken bir süreçten geçiyoruz.
Kısır çekişmeler, yüzeysel eleştiriler ve ayrıştırmaları bir kenara bırakıp, Türk Hukuku’nun bu şerefli mücadelesinde üzerimize düşeni biz de yapmalıyız…
Eyüp Mergen ve Ramazan Solmaz’ın Konya’ya bu mücadelede yeni bir soluk kazandırdığına inancımız tam. Basının bir üyesi olarak, bizler de bu mücadelede onlara destek olmak için elimizden geleni yapmaya hazırız…
Eyüp Mergen ve Ramazan Solmaz’a yeniden hoş geldiniz diyor, muvaffakiyetler diliyorum…