Dünyada mekan, ahirette iman derler ya. Mekanın genişliği, imanın lezzetine elbette eş değildir ancak geniş mekanda imanın lezzetinin artacağı da, bilinenler arasındadır.
Dünya mekanı evlerdir,
Bu evleri yapmak için ruhsat almak zorundayız.
Ruhsat alınmadan yapılan inşaatlar, belediyeler nezdinde emlak vergisi almak için varlığı kabul edilen, tapu işlemlerinde varlığı kabul edilmeyen yapılardır.
Nazım imâr planı uygulanmış alanlarda yapılan inşaatlar, genelde ruhsatlı yapılardır.
Yapı ruhsatı, arsanıza temel kazmak için aldığınız izindir. Projeniz dahilinde yapacağınız binanızın fotoğrafsız kimlik belgesidir.
Binanın, fotoğraflı kimlik belgesine sahip olabilmesi için, yapı kullanma izin belgesinin alınması gerekir.
Bu belgenin alınması için alınması gereken en önemli belge de, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilgili il müdürlüğünden ya da merkez müdürlüğünden alacağınız ilişiksizlik (borcu yoktur) belgesidir.
Bu uzun girişten sonra sadede gelelim.
İnsanımızın yapılarla ilgili temel bilgilerinden birisi, yaptırdığı binası için SGK’da dosya açtırması gerektiği ve bir miktar para ödemek zorunda olduğudur.
Müteahhitler dışında insanımızın büyük bir çoğunluğu, bu dosyanın inşaat için vurulan ilk kazma ile açtırılmak zorunda olduğunu maalesef bilmemektedir.
Bilebilmesi için de, ilgili kurumlar tarafından yeterli çalışmalar yapılmamaktadır.
Yapı ruhsatını alan kişi inşaatına başlıyor, bitiriyor ve hatta yapısında oturmaya başlıyor ve sonra bildiği bir muhasebeciye giderek “benim inşaatıma bir dosya açtıralım” talebinde bulunuyor.
Sonrası mâlum. Her konuda çözüm üretmekte zorunda olan muhasebeci- mali müşavir gerekli prosedürleri yerine getiriyor ve bir şekilde çözüm üretiliyor.
Yaptığı inşaatı için bildirim yapmak mecburiyetinde olduğunu henüz öğrenemeyen insanımız ise, acı bir tecrübenin kendisini beklediğinden habersiz, yaptığı evinde oturmaya başlıyor.
Ruhsat tanzim etme yetkisi olan her kurum, bu ruhsatların bir örneğini, tanzim tarihinden itibaren bir ay içinde SGK’ya göndermek zorundadırlar.
Şu tespiti yapmak kanaatimce yanlış olmayacaktır:
Yapı ruhsatını alan kişi bilmelidir ki, ruhsatı veren belediye kendisini ihbar etmektedir.
Yapı ruhsatları için SGK’ya açılan dosya, inşaat süresince inşaatta hizmet akdine bağlı olarak çalışanların bildirilmesi içindir.
İnşaat bittiği zaman, doğal olarak çalışan da kalmayacağından, açılan dosyanın mevzuat yönünden kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Yapı ruhsatlarında en büyük sıkıntıyı, inşaatlarını hiç tescil ettirmeyenler çekmektedir.
İnşaatın yapıldığının SGK tarafından sonradan tespit edilmesi durumunda, ruhsat sahibinin katlanacağı mâliyet, süresinde bildirim yapan ya da usulen dosya açtıranların katlandığı mâliyeti önemli oranda aşmaktadır.
100 m2’lik inşaatını bildirmeyen ruhsat sahibinin sadece ödemek zorunda kalacağı en düşük idari para cezası 5 bin lirayı geçmektedir.
Buna, kayıt ve belge ibraz etmeme cezası ve asgari işçilik primini de eklediğimiz zaman; dosya açtırmama ihmâli, kolayca altından kalkılacak bir yük olmaktan çıkmaktadır.
6360 sayılı Kanun’dan sonra yapı ruhsatı verme yetkisi belediyelerde toplandığından, insanımızın gereksiz bir mağduriyet yaşamaması için, bu konuda belediyelerimize büyük iş düşmektedir.
Belediyelerimizin ruhsat tanzim eden birimi, özellikle yapının temel kontrolünde yapı sahibi tarafından SGK’da dosya açılıp açılmadığını da kontrol etmeli ve dosya açılmamışsa, dosyanın açılması için samimi tavırlar sergilemelidir.
Yapabilirse, zorlamalıdır. Yanlışın neresinden dönülürse kardır.
70 TL hatalı park cezasını ödenemez bulduğumuz bir ortamda, 5 bin liranın ödenebilme ihtimalini düşünmek, diğergam olmamıza yetecektir.