“Sâye saldı ehl-i imân üstüne
Hamdülillah geldi mâh-ı ramazan
Doğdu ol nur ehl-i irfan üstüne
Hamdülillah geldi mâh-ı ramazan.
Kurân-ı Kerim’de zikredilen ve değerine vurgu yapılan yegâne ay olan Ramazan ayına sayılı günler kaldı. Allah’ı Teala’nın Rahmet kapılarını sonuna kadar açtığı bu mübarek ay müminler için çok büyük bir fırsattır. Bu yüzden efendimiz üç aylar başladığı andan itibaren “Allâhʼım! Recep ve Şâban’ı bize mübarek eyle! Bizi Ramazan’a kavuştur.” Diye dua ederek bu aya ulaşmayı dilemiştir.
Hz. Aişe (r.a): “Resûlullah Ramazan ayında ibadet hususunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu. Ramazan’ın son on gününde ise kendisini çok daha fazla ibadete verirdi. Bu günlerde geceyi ihya eder, ailesini uyandırır ve izârını bağlardı.” Buyurmuştur.
Peki Ramazan ayını diğer gün ve aylardan ayıran ve bu denli üstün kılan sebep nedir diye sorulduğunda ise Kuran’ı Kerim şöyle cevap veriliyor: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kurân’ın indirildiği aydır…” (Bakara/185)
Hayat rehberimiz olan ve yüce dinimiz İslam’ı öğrenmek için başvuracağımız kaynakların ilki ve en önemlisi olan Kuran’ı Kerim bu ayda vahyedilmeye başlamıştır. Yüce Rabb’imizin kelamı olan ve kıyamete kadar koruma altında olan yüce kitabımız, Ramazan ayı içinde yer alan Kadir Gecesi’nde nüzul olduğu için, bu ay Müslümanlara mübarek kılınmıştır.
Bu ayın ehemmiyetini anlayabilmek için şu kıssayı hatırlayalım:
“Zülkarneyn Aleyhisselam ordusuyla gece yolda giderken: “Ayağınıza takılan şeyleri toplayın!” diye emir verir.
Orduda bu emri duyanların bir grup: “Bunca yorgunlukla gecenin bir vakti taş toplayıp üzerimize ağırlık mı edeceğiz?” diyerek hiçbir şey toplamaz.
İkinci grup ise;
“Madem komutanımız emretti, biraz toplayalım! Emre itaat etmiş olalım” diyerek az bir şey toplar.
Üçüncü grup ise; “Komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. Muhakkak bir hikmet vardır” diyerek, yüklenebildikleri bütün taşları almışlar.
Sabah olduğunda bir de bakmışlar ki, meğer bir altın madeninden geçmişler de, ayaklarına değen şeylerin altın olduğunun farkına varmamışlar.
Birinci grup: “Ah niçin komutanımızı dinlemedik” diye ağlarken , ikinci grup: “Keşke daha fazla toplasaydık” diye sızlanmış. Üçüncü grubun sevincini anlatmaya gerek yok sanırım.”
İşte Ramazan ayı da bu kıssa da geçen maden yatağı gibi, türlü hazinelerle dolu bir aydır. “Her kim Ramazan’ı faziletine inanarak ve sevabını hesaba katarak ihya ederse onun geçmiş günahları bağışlanır” Hadis-i Şerifinden de anlaşılacağı gibi Ramazan ayında mağfiret isteyenlerin mağfiret edileceği, tövbe edenlerin tövbesinin kabul olunacağı, dua edenlerin dualarına icabet edileceği, isteyenlerin istediklerine kendilerine verileceği rahmetli bir aydır. Kavuştuğumuz bu günlerin nasıl büyük bir nimet olduğunun bilincinde olmalı ve sunulan fırsatları değerlendirmek için çaba göstermeliyiz.
Manevi güzelliklerle dolu olan bu kıymetli zaman dilimini kulluk bilinci içinde, haramlardan sakınarak, ibadet ve iyiliklerle değerlendirirsek kârımız çok büyük olacaktır. Rabbimiz bizleri Ramazan Ayını hakkı ile ifa eden nasipli kullarından eylesin.