YABANCILAR NE İSTİYOR?

Prof. Dr. Erdal Arslan

Financial Times, İngiltere’nin sözde ekonomi gazetesi;  Londra’da günlük yayımlanan bu gazete, aslında uluslararası yatırımcıların kaynak akışını düzenlemek ve onların kârlılığını artırmak için piyasaların hazırlanmasını sağlayan öncü ve önemli bir propaganda aracı.

Bu gazete, önceki günkü “Şirketler ve Piyasalar” ekinde; Türkiye ekonomisinin durumunu sözde analiz ederek “yükselen enflasyondan ve Merkez bankasının bağımsız olmadığından hareketle” piyasa yönlendirmesi yapmak istiyor.

Yani; Türkiye’yi eskiye döndürmek, belirli bir zengin kesimi muhafaza etmek (ki o kesim, kendilerine şartsız itaat eden ve kendisini beyaz Türk olarak gören bir yapı idi) istiyor.

Çünkü 2002’de iktidara gelen AK Parti, ekonomide bu Liberal-Kapitalist Sistemin yerel uşaklarının tekelini kırmıştı. Muhafazakâr yâda Anadolu Kaplanları diye tanınan halkın içinden gelen yeni bir kesimin önünü açarak, ülke ekonomisine güçlü bir ivme kazandırmış ve 2008-2009 kriz yılları hariç yıllık ortalama %7’lik bir büyüme yakalamıştı.

Büyüme her ne kadar yabancı sermayenin kendi istedikleri şirketler ve sektörlerde olmasa da, ekonomideki büyüme yine de işlerine geldikleri için, Ak Parti döneminde yıllık ortalama 15 milyar dolarlık bir giriş yaptılar.

Ama gitgide ekonomideki kontrollerini kaybetmeleri ve gelecekte etkilerinin daha da azalacağını anlamaları onları farklı arayışlara itti.

Önce Ak Parti ve lider kadrosu arasında zayıf halkalar ile fitne çıkarmak istediler, başaramadılar.

Gezi Olaylarını denediler, başaramadılar.

Hendek ve çukur olaylarını denediler, yine olmadı.

Fetö ile Darbe yapmaya çalıştılar, tuş oldular, rezil oldular.

Seçimlere müdahale ettiler ve 24 Haziran seçimleri de dâhil olmak üzere yapabilecekleri tüm çirkeflikleri yaptılar, yine sonuç alamadılar.

Şimdi, artık iş iyice çığırından çıktı; bu yenilgi ve başarısızlıklar dengesizleşmelerine neden oldu.

İstanbul Borsasında işlem gören hisse senetlerinin net alıcısı yabancı yatırımcılar olurken, bu yaptıkları tutarsız politikalar aslında kendi yatırımcılarına da para kaybettirdi.

ABD ve AB’nin tutarsız ve yanlı politikaları, ülke ekonomisinin girdi maliyetlerindeki artışa rağmen güçlenmesine ve büyümesine mani olamayacak.

Yabancı Sermaye ve onun yerel uşaklarının somut olarak önerdikleri şu:

Piyasadaki para hacmini daraltın;

 Yani yeni krediler vermeyin, yatırımlar yapmayın, Kanal İstanbul, yerli otomobil, nükleer santral inşa etmeyin.

Merkez Bankası faiz oranlarını yükseltsin.

Ekonomiyi yavaşlatın.

Bizde dolar ve euro’yu düşürelim diyorlar.

Tüm dertleri kontrol edemedikleri bir Türkiye’nin doğmuş olması.

Ama artık çok geç, sancılı da olsa doğum oldu ve bu çocuk (Yeni Türkiye) Allah’ımın izni ile yaşayacak ve onlara en kâbuslu günlerini yaşatacak. Sen de safını seç (Savaş sadece cephede olmuyor), Dolarını ve Euro’nu bozdur.