VELİLER MİLLİ EĞİTİM KOMİSYONU ÜYELERİMİZDEN NE İSTİYOR?

Murat Can

Geride bıraktığımız haftada özel okullarla ilgili bazı talepleri dinledim.

Devlet okuluna giden çocukların velileri ve devlette görev alan öğretmenlerin özel okul sistemine dair şikâyetleri yer alıyordu bu taleplerde.

Bir velimiz anlatıyor:

  • Murat Bey, temel liseler eğitim – öğretim kurumundan çok dershaneye benzer garip yapılar haline dönüştüler. Her öğrencinin sınav notu 100. Muhtemelen sınavlar göstermelik. Zira çocuğun okulda öğrendiklerinin ölçümüne önem vermek yerine, üniversite sınavına yönelik yaptığı çalışmaların sonuçlarına önem veriliyor. Öğrencilerin kazanım merkezli çalışmaları nedeniyle yarışa geride başlamamaları için notlar hep 100 veriliyor. Böylece öğrenci yarışa 10 puan önde başlıyor.

Tam olarak sistem böyle mi bilmem…

Ancak ortada bir sorun olduğu aşikâr.

Sorun yoksa bile vatandaşın kuşkuları var.

Bu konuda şöyle bir önerim var.

Acaba özel liselerin tamamında tıpkı TEOG gibi ortak bir sınav yapılabilir mi?

Bence yapılabilir.

Kurulan sistemlerin güvensizlik üzerine bina edilmesi hoş bir durum değil. Ancak ortaya ticari kaygılar çıktığında bazen başka çareniz kalmıyor.

İnsan temelli çalışma yapıyorsanız ve karşınızda rekabet varsa zaman zaman güvenliğe yönelik önlemler hayati olabiliyor.

Üniversite sınavı gibi bir sınavda 10 puanın ben hayati olduğunu düşünüyorum.

Rekabetin aynı şartlarda gerçekleşmesi adına özel okulların çocuklara verdiği notlardaki haksızlıkların ortadan kaldırılması gerekiyor.

Hacı Ahmet Özdemir, Leyla Şahin ve Halil Etyemez Milli Eğitim Komisyonu’nda olduğuna göre, acaba kendileri bu alanda bir çalışma yapabilirler mi?

Hani uygulaması mümkün bir sistemse bu, not adaletsizliğini ortadan kaldırmak adına bir çalışma yapmaları talebini dikkatlerine sunmak istedim.

Bu konunun dışında dün Konya Milletvekilimiz Hacı Ahmet Özdemir Hoca’yı aradım. Oldukça sıcak karşıladı. Misafirlerinin olmasına rağmen uzun bir telefon konuşması yaptık. Nezaketi ve yaklaşımı beni mutlu etti.

Hani yıllardır tanıdığımız isimler şöyle dursun kendisini tanıdığımız şu kısa zamanda ilgi ve alakası milletvekilliği adına beni umutlandırdı diyebilirim.

Bu ifadeyi neden kullandım.

Siyasette tevazu sık rastlanılan bir şey değil.

İnsanlar mevki elde ettikçe küçük dağların yaratılışında pay sahibi olduklarını iddia eder noktaya gelebiliyorlar. Bu açıdan mevkii büyüyen bir insanın karakterinin aynı kaldığını gördüğümde mutluluğum artıyor. İfade etmek istedim.