Konya vekilliği için birbirinden değerli yüzlerce başvuru olduğunu yazmıştık. Bu değerli insanları da kendi içlerinde ayırmakta fayda var. Az değerli çok değerli olarak değil elbet… Hazırlıklı olanlar, Hazırlıksız yakalananlar, Parti il binası önünden geçerken, gelmişken bir başvuruda ben yapayım diyenler, Benim neyim eksik diyenler, vs. vs.
Milletvekilliği kolay iş… Belediyede üç kişilik en alt kademe de Memuriyet boşluğu doğduğunda beş bin kişinin başvurduğunu düşündüğünüzde, 200 kişinin arasında ilk 14’e girme şansınız, belediyede memur olabilme şansınızdan onlarca kat daha fazla.
Yeter ki doğru zamanda doğru yerde olunsun ve doğru olan yapılsın…
Aday adayı olacaksanız ilk olarak bu süreci bir ayla sınırlamamanız gerekiyor… Bugün ismi öne çıkan herkesin, isminin neden ön planda olduğunun anlaşılması için önceki yıllara bakmakta fayda var… Yani bu bir aylık değil, yıllar süren bir süreç… Ancak üniversiteyi kazanmak için çocuğumuzun ilkokuldan itibaren çalışmaya başladığını düşünürseniz bu sürecin aslında çok uzun ve sıkıcı olmadığı ortaya çıkacaktır ki bu göz önünde bulundurulması gereken en önemli konu… Yani il binası önünden geçerken bende aday adayı olayım demeniz şansınızı azaltır…
Konya beni tanır ya da birkaç yıl önce yerel gazetelerde bende haber olmuştum, veyahut hali hazırdaki milletvekillerinden daha çok bilinirliliğim vardır benim “neyim eksik” diyenler ikinci grup… Bu gruba girenlerin de Milletvekilleri ne iş yapar, Başkanlık konusu, Yeni Anayasa, Paralelle Mücadele, Ortadoğu-Türkiye ilişkileri, 2023 Ekonomisi ve hedefleri gibi başlıklara ders çalışır gibi yoğun bir şekilde çalışmaları gerekiyor…
Üçüncü grup ta hazırlıksız yakalananlar. İşte bunlar bünyesinde çok çok değerli insanlar barındırmış olmasına rağmen, ‘pisi pisine’ kaybedenler ya da kaybedeceği baştan belli olanlar grubu… Seçim takvimi 5 sene öncesinden belli olmasına rağmen her şeylerini şu bir aya sıkıştırmış olanlar… “Piston aşağı indi!” benzetmeme kızıyorlar! ama o görüntüde olduğu gibi herkesin paldır küldür bir şeyler yaptığı, fakat kimsenin ne yaptığını hatta kendilerinin bile algılayamadığı aday adayları bu gruba giriyor…
Reklam-Tanıtım uzmanı değilim, Yazarımız Sedat Dönmez daha iyi yorumlayacaktır bunu belki ama, bir iki tespitimi aktarmadan geçmeyeyim… Aday adaylarının neredeyse tamamı tanıtımlarını daha önceden planlamamış, hazırlık yapmamış, hatta üzerinde hiç düşünmemiş… Mesajlarını tabana ve tavana ulaştırmanın yol ve yöntemlerini planlamamış…
206 aday adayının hepsi aynı pozları vermiş örneğin… Boşluğu selamlayan bir fotoğraf üstüne de aday adayının nereye baktığını kimsenin bugüne kadar anlayamadığı bir fotoğraf çektirip, 1990’larda kullanılan sloganlardan birini yada Reisin Başbakanlık döneminde kullandığı sözlerden birini slogan olarak yapıştırınca “al işte müthiş bir tanıtım çalışması” diyen aday adayının başarısını yüzdelik oranla mı bindelik oranla mı milyonluk oranla mı veririz bilemiyorum…
1990’larda kalmış tanıtım yöntemlerini kullanıyor bir çoğu. Demek oluyor ki büyük çoğunluk “Yeni Türkiye”yi sadece bir slogan olarak algılamış… Aday adaylarının bu “Kodlama” hataları kendileri için tam anlamıyla bir handikap…
…….
İhale kanununda görünmez bir madde var. İhaleyi en fazla fiyatı veren değil, o işi en çok arzu eden, isteyen ve bunun için uğraşan kazanır…
Zafer farklılık ve farkındalık oluşturabilenlerin olacaktır… Sonuçta Murat Can’ın dediği gibi; her şey, hepi topu iki kişilik kontenjan içinde olabilir…
Hasılı kelam; Vekil seçilmek kolay iş. Sadece doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlarla, doğru işleri yapabilmek gerek… Hepsi bu!
Yani, Lise matematiğinden daha kolay!
Ben matematiği sevmiyorum, sıkıntım bu…