Siyasi partilerimizin Haziran seçimlerinde milleti temsil edecek vekillerine dair listeleri Yüksek Seçim Kuruluna 7 Nisan Salı günü verildi. Bu tarihten beri herkesin dilinde listeler var. Listeye giren vekil adayları, listeden çıkarılan mevcut vekiller, beklentiyi karşılayanlar, beklediğini bulamayanlar…Toplumumuzun neredeyse tamamı liste kritiği yapmakta.
Bu ilginin sebebi nedir? Dahası bu ilgi ne kadar sağlıklıdır, ne kadar insani ve islamidir. Bu ilginin temelleri üzerinde tafsilatlı olarak çalışmalar yapılabilir, yapılmaktadır. Bu köşenin sınırları dahilinde bazı hususlara dikkat çekilecektir.
Öncelikle Türk toplumu siyasi bilinci son derece yüksek bir toplumdur. ABD toplumu gibi halkının yarısının seçime gitmediği, ülkeyi kimin yönettiğini bilmeyen bir toplum değildir. Siyasi bilinci bu kadar yüksek bir toplumda ister istemez siyasetin merkezinde yer alan siyasi partiler ve partilerin aday listeleri halk nazarından büyük ilgiye mazhar oluyor.
Siyasi bilinci yüksek bu toplumda siyasi partilerimiz arasındaki bölünme de çok derin hatlarla birbirinden ayrılmakta. Halkımızın büyük kısmı oy verdikleri ve destekledikleri partilerine sadece ülkeyi daha iyi yöneteceği inandıkları yahut vaatlerini veya icraatlarını benimsedikleri için oy vermiyorlar. Bunun çok daha üstünde bir kimlik bilinci ile oy vermekteler. Ve destekledikleri partilerinden bu manada hizmet beklemektedirler. Bu sebeple liste kritikleri de bir ölçüde bu esaslara göre yapılmaktadır.
Hakimiyet gerçekten bila kaydu şart milletin midir? Millet demek sadece oy veren kuru bir kalabalık değildir, millet demek milletin değerleri demektir. Egemenliğin millete ait olması halinde milletin değerleri ile barışmış bir devlet yapısı ortaya çıkacaktır. Türk toplumu feraset sahibidir, gün görmüş bir millettir. Türkiye’de verilen mücadele evvelen egemenin kim olacağı mücadelesidir. Milletle bürokrasi, İslam tarafından şekillendirilmiş milli değerlerimiz ile Batı değerleri… Yıllardır vesayet ile mücadele verildi, nedir vesayet, neden mücadele edilmesi gereken bir kurumdur? Vesayetin en temel vasfı milletin değerlerine yabancılık ve bu yabancılığı millete zorla kabul ettirme iştiyakıdır.
Bu mücadelenin temeli medeniyet eksenimizi bulma mücadelesidir. Kendi medeniyetimizi bulduğumuzda dünyaya söyleyecek yeni sözlerimiz de olacaktır. Vekil listelerini tahlil ederken bir de bu açıdan bakalım…