Türkiye, dünyanın en önemli ayçiçeği tüketicilerinden birisi.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Kasım ayı Ürün Masaları Ayçiçeği Raporu’na göre dünya ayçiçeği ithalatında Türkiye yüzde 37 pay ile dünya lideri.
Türkiye’den sonra 28 üyeli Avrupa Birliği var. Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin ithalattaki payı yüzde 19 olurken, Türkiye tek başına dünya ithalatının yüzde 37’sini gerçekleştiriyor.
Türkiye, ayçiçeği tohumunda ise 2016 yılında 263 milyon dolar ödeyerek 382 bin ton ithalat yapmış. 2019 yılında ise 1.1 milyon ton ithalat için 516 milyon dolar ödemiş. Bu yılın ilk 9 aylık döneminde 905 bin ton ithalat yapılmış.
Türkiye’nin ithal ettiği ayçiçeği tohumunun istikrarlı artışı aslında üretimin arttığını gösterir. Fakat Türkiye’nin her geçen gün artan ayçiçek yağı tüketimi, her sene artan tohum ithalatına rağmen karşılanamıyor.
Yukarıdan da anlaşılacağı üzere; ayçiçeği tohumunu yerel bazda üretmeyip ithalata dayalı bir üretim modeli kullandığımız için aslında dışa bağımlılığın sancılarını yaşıyoruz öte yandan.
Tıpkı otomobil üretiminde olduğu gibi gıda ürünlerinde de pandemi etkisiyle üretimler düştü. Bu durum tüm dünyada böyle. Hem talep arttı hem üretim düştü.
Türkiye’nin ayçiçeği ithalatı yaptığı ülkelerden olan Rusya ve Ukrayna’da da üretim azaldı, doğal olarak da fiyatlar arttı. İthalattaki fiyat artışı da Türkiye’nin iç tüketimine yansıdı.
Bu durumu gören devletimiz bir dizi önlemler aldı. Yağ fiyatlarını düşürmek amacıyla Kasım Ayının başında ayçiçeği tohumunda gümrük vergisi sıfırlandıktan sonra geçtiğimiz hafta da ham ayçiçeği yağında gümrük vergisi yüzde 36’dan yüzde 3’e düşürüldü.
Ancak gördüğüm kadarıyla vergi indirimi işe yaramıyor, yağ fiyatlarının düşmesi bir yana daha da artıyor.
Bunu bir şekilde durdurmak gerekiyor artık!
Bu yıl içinde ayçiçek yağında gerçekleşen artışlar altın fiyatlarını bile geride bıraktı. Fiyatlar o kadar hızlı arttı ki; çok param olsaydı altın değil kesinlikle varil varil ayçiçek yağı alırdım.
3 ay önce 40-45 lira bandında olan ayçiçek yağı bir ay önce 50-55 lira bandına yükselmişti. Geçen hafta ise bu gözler 73 liralık fiyat etiketlerini gördü.
Ne oluyoruz yahu, neden bu kadar dalgalanıyor bu fiyatlar?
Anlayan varsa beri gelsin…
Bu furyaya ne yazık ki Konya markalarımız da dahil olmuşlar. Hatta marketteki en pahalı Ayçiçek yağı Torku’nun Altınekin Yağ markasıydı geçen hafta.
Fiyatları görünce çok şaşırdım. Çetinler, Çelikkayalar ve A101’de değişik markalara baktım. En pahalı yağ 72.95’lik fiyatla Altınekin Yağ idi.
Marka milliyetçiliği yapmak adına 2-3 lira pahalı bile olsa evde genelde Torku ürünleri tüketmeye çalışıyoruz ama bu kadar büyük fiyat farkıyla milliyetçilik falan yapılmaz.
62.95 liralık Trakya Birlik Ayçiçek Yağı almak durumunda kaldım.
2 gün önce ekmek almaya gittiğimde ise aynı marketlerde Altınekin Yağ fiyatının da 62.95’e düştüğünü gördüm!
Hayır anlamıyorum, 4 gün içinde ne oldu da birden 10 liralık bir fiyat düşüşü oldu?
Bu bana hiç doğru ve makul gelmedi!
Torku, fiyatlarda yaptığı bu zigzaglarla marka güvenilirliğine çok büyük ölçüde zarar veriyor.
Zaten son zamanlarda türlü konularla çok tartışılan bir çiftçi kooperatifi haline geldi. Bu dalgalanmalar tüketicideki güven hissini zedeliyor. Benden söylemesi.