Seçimden çıkartnluvum ilk sonuç şu.
Vatandaş koalisyon istemiyor.
7 Haziran bugüne kadarki gelişmeleri hepimiz takip ettik.
Mecliste yer alan partilerin bir birleriyle bir koalisyon için yan yana gelmesinin olanaksız olduğunu gördük.
Bunu sadece biz değil, halkta gördü.
Nitekim vatandaş sandıkta, bu uzlaşmaz tablodan sorumlu tuttuğu liderleri cezalandırdı.
Örneğin Bahçeli’ye her şeye hayır demesinin biletini ağır kesti halkımız. 7 Haziran seçimlerinde yüzde 16 oy alarak 80 milletvekili çıkartan MHP, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 11,9 oy alarak ancak 41 Milletvekili çıkartabildi.
Çözümsüzlük üzerine strateji belirleyen MHP adeta çöktü.
Çöküş yaşayan bir diğer parti hiç şüphesiz ki HDP oldu.
Terörle bağını kopartamayan, siyaset üretmek ve yapmak yerine Kandil’in siyasi kanadı gibi davranan HDP ve Demirtaş, özellikle bölge halkı tarafından cezalandırıldı.
Barajı yurt dışından gelen oylarla kıl payı aşan HDP’ye verilen en net mesaj terörle ilgili bence.
Hendekler kazan, öz yönetim ilanlarıyla devlete kafa tutan, şehirleri terörize edip PKK ile kol kola hareket eden siyasi anlayışa bölge halkı da net tepkisini koymuş oldu.
Vatandaşın vermiş olduğu mesajda; barış, huzur ve güvenli yaşam var diyebiliriz.
CHP’ye gelince…
Şunu bir kez daha gördük ki Türkiye’de CHP’nin potansiyeli bu. Ne bir eksik ne bir fazla…
Bu yüzden ben CHP için bir başarısızlık görmüyorum.
Her girdiği seçimde alabileceği oyların en yükseğini alıyor Kılıçtaroğlu. Ancak limit bu... Daha öteye gitmesi olanaksız görünüyor. Daha yüksek oranda bir oy alması olası görünmeyen bir parti için sanırım başarısızlıktan söz etmek mantıklı olmayacak.
Muhalefette yer alan üç parti için durum böyleyken bu seçimden Ak Parti’nin de bazı mesajlar alması gerektiğini düşünüyorum.
Geçen seçimlerde ortaya çıkan kendinizi toparlayın mesajı umarım alınmıştır.
Ancak bu seçimde de ortaya çıkan mesajlar var.
Öncelikle vatandaşın istikrar ve tek başına iktidar istediğini yazının başında söylemiştim.
Bu mesajın yanında özellikle Doğu bölgesinde, yani HDP’nin etkili olduğu bölgede yaşayanlar terörden arındırılmış bir yaşam arzularını ortaya koymuş oldular.
Bu etkenlerin yanında Ak Parti’nin başarısında Sayın Başbakan’ın ekonomik vaatlerinin seçim sonucu üzerinde etkili olduğunu kesin.
Örneğin: Asgari ücretin, gençlere yönelik vaatlerinin, polislere yapacağı ücret artışının ve dahi diğer ekonomik vaatlerin seçimde Ak Parti’ye oy kazandırdığı açık.
Tam burada şu noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Evet, Ak Parti bugüne kadar çok şey yaptı. Fakat vatandaşın bu seçimde mesajı net...
Siz bu ülke için çok şey yaptınız, köprüler, yollar, havaalanları ve daha niceleri. Ancak biz birazda ekonomik olarak rahatlamak istiyoruz.
“Gayri safi milli hasıla, kişi başına düşen milli gelir önemli olabilir. Ancak biz birde kişisel gelirimizin arttığını görmek istiyoruz” mesajı var bu seçimlerde.
Ak Parti’nin ve Sayın Başbakan’ın bu mesajlara kulak vereceğindense hiçbir şüphem yok…