Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışı önlemek amacıyla hayata geçirilen tanzim satışı bu hafta başladı.
Çok fazla soran oluyor, ‘Konya’da da tanzim satış noktaları kurulacak mı? Kurulacaksa nereye?’ diye…
Sordum, soruşturdum…
Konya için bu konuda henüz bir çalışmanın başlamadığını öğrendim…
Geçtiğimiz günlerde, Başkan Uğur İbrahim Altay, Konya'daki alışveriş merkezlerinin yöneticileri, sebze hali ve pazarcılar odası yöneticileriyle bir araya gelmişti.
Toplantıda, sebze ve meyvenin halka daha ucuz ulaştırılması konusu istişare edilmişti…
O istişarenin sonucunda ne karara varıldığını henüz kimse açıklamadı ama Başkan Altay’ın birkaç cümlesi vardı konuyla ilgili olarak…
Hepimizin birlikte hareket edip, sebze ve meyve fiyatlarını daha makul seviyeye getirmek üzere elimizi taşın altına koymamız gerekiyor demişti Başkan Altay o toplantıda.
Alışveriş merkezleri, hal ve Pazarcılar Odası yöneticilerinin bu çağrıya karşı ellerinden geleni yapacaklarını söylemişti…
Vatandaş, taşın altında henüz bir el bulamadığından şikayet ediyor Başkanım bilginize…
Vatandaş soruyor: Konya’da tanzim satış noktaları kurulacak mı? diye…
Tanzim satış sisteminin gerçekten işe yarayıp yaramadığını merak edip şöyle bir piyasayı koklayayım dedim.
İstanbul ve Ankara’dan birkaç arkadaşımla görüşüp tanzim satış noktaların etkisinin olup olmadığını sordum.
Domatesin kilosunun 2 liraya kadar düştüğünü söylüyorlar.
Hem de Türkiye’nin en zengin ailelerinden birine ait olan o ünlü marketler zincirindeki fiyatmış bu üstelik.
Yine her köşe başına market açan, yüzlerce mağazaları olan o 3 harfliler diye tabir ettiğim marketlerde de domates, patates, soğan 2-3 TL dolaylarındaymış.
Aldıkları sebzelerin etiket fiyatlarını görmesem inanmazdım doğrusu…
Tanzim kararı oralarda baya etkili olmuş anlayacağınız…
Bahsettiğim marketlerin etiket fiyatları bu aralar sosyal medyada da sıkça paylaşılıyor zaten…
O fiyatları görünce ben de gazetemize yakın olan marketlerde şöyle bir fiyat denetimi yapayım dedim kendimce…
O meşhur üç harflilerin bir tanesinde domates 5,45 iken, diğerinde 6,75 TL’den, soğan ise 5,75 TL’den satılıyor…
Geçtiğimiz Pazartesi günü gittiğim Pazartesi Pazarı’ndaki fiyatlar ise Ankara ve İstanbul fiyatlar kadar düşük olmasa da, yukarıdaki 3 harflilerin fiyatlarından çok daha ucuzdu…
Yine dün akşam evime yakın olan bir marketteki fiyatlara baktım, gerçekten orada çok daha uçuk noktalardaydı…
Tamam esnafı anlıyorum. Personel gideriydi, vergiydi, bilmem neydi falan masraflar vardır. Ama bu ulusal markaları anlamıyorum mesela.
Yerel markalarda bu kıyaslamayı yapamayız ama ulusal markaların Türkiye’nin her yerinde mağazası var sonuçta…
İstanbul ya da Ankara gibi yerlerde o kira giderlerine rağmen o fiyata satış yapabiliyorsa o ulusal markalar, Konya’da bedava dağıtması lazım neredeyse o ürünleri…
Stokçuluk mu yapıyorlar diye kendi kendime sormadan edemedim doğrusu…
Konya Pazarcılar Odası, konu hakkında bugün bir basın toplantısı yapacak.
Olaya tabi ki de sığ bir bakışla yaklaşmak haksızlık olur.
Pazarcılar, sanırım bu konudaki serzenişlerini dile getirecekler…
Pazarcıların, halcilerin ve marketçilerin üzerine fazla gittiğimizi düşünüyorum. Eyvallah.
Ama aralarında çürük elma yok mu? Çok var…
Çürük elmalara, fırsatçılık yapanlara, komisyonculara ve istifçilere diyecek çok şey var tabi ki…
Ama sırf fırsatçılar yüzünden; canını dişine takıp evine iki helal lokma götürmek için çabalayan, alınteri döken, temiz esnaflarımızı da hoyratça harcamamalıyız… Bu konuda hemfikirim.
Fakat onlar da taşın altına ellerini sokmalılar artık!
Bu konuda bir orta yolu bulmak zorundayız. Devletimiz de denetimleri çok daha sıkı tutmalı.
Bu yaşananlardan ders alıp, üretim ve pazarlamaya yönelik önemli hamleler yapmalı…