Vatan Sevgisi İmandandır!

İpek Özkayaalp

Günlük hayatta birçok şey konuşur ve birçok kelime kullanırız. Bu kelimeleri genellikle önceki nesillerden öğrenir ve gelecek nesillere aktarırız. Peki, kelimelerin gerçek anlamlarını biliyor muyuz? Yoksa bunları kulaktan dolma, kalıplaşmış şekillerde mi kullanıyoruz?

Bu çok derin ve felsefi bir soru, değil mi? Kelimeler ve anlamları hakkında düşünmek, dilin işleyişi ve insan düşüncesi arasındaki ilişkiyi sorgulamak bizi oldukça ilginç bir yere götürüyor.

Peki, bu konuyu ben neden ele alıyorum? Ve neden bu denli derin bir konuya değindim, merak etmiş olabilirsiniz.

İlk olarak şunu belirtmek isterim sevgili okuyucularım: Yazılarım, hayatın içinde yaşadıklarım ve kendi deneyimlerim üzerine kurulu. Bu deneyimler, benim yolculuğumda karşılaşacağım diğer tecrübelerime sadece birer kapı aralamaktadır.

Deneyimler sayesinde insan olgunlaşır; bir deneyim edinirsiniz, ardından başka bir deneyim gelir ve size öyle bir şey söyler ki, önceki deneyimin gerçek anlamını anlamış olursunuz. Bu işaretleri bazen bir âyetin ışığında, bazen bir kitapta, bazen de bir dostun dilinden duyabilirsiniz. Önemli olan, bu levhaları okuyabilmek, yani akletmek. Yani kısacası, hayatımızda yaşadığımız her şey, olgunlaşmamız ve hakikati yani Hakkı bulmamız için birer işarettir. Bu işaretleri okumayı başarırsak, Hakka yaklaşırız. Bunun ama sadece insanoğlunun istemesiyle gerçekleşen bir şey olmadığını bize (Yunus Suresi/ 100. Âyet) anlatıyor:

"Oysa Allâh’ın izni olmadan hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Allâh, akıllarını kullanmayanların kalpleri üzerine mânevî pislikler yağdırır."

Bu ifade, akıl ve inanç arasındaki ilişkiyi vurguluyor!

Bu âyeti göz önünde bulundurarak şunu fark ettim: Kelimelerin hayatımızdaki önemi, bizim yolumuzda bizi hakikate götüren birer levha olduklarını ve aklımızı kullanarak kelimelerin gerçek anlamına hakikate/hakka varabileceğimizi gösteriyor.

Asıl konuya gelmeden önce, bu açıklamayı konunun daha derinlemesine anlaşılması için önemli olduğunu düşündüğümden biraz uzun tuttum. Aslında bu konu bir makaleye sığmayacak kadar derin ve geniş anlamlar içeriyor.

Geçenlerde sosyal medya üzerinden yaptığım bir paylaşıma, çok değerli bir büyüğüm tarafından bir yorum geldi. Bu yorumu üzerinde düşünmeme yol açan satırları, bana bu makaleyi kaleme almamı sağladı.

“İnsanoğlu nefsinden sefer edip, hakikati kendisine yurt bilmeli” paylaşımıma gelen yorum şöyleydi: “Vatan sevgisi imandandır.” Bu sözünün ne anlama geldiğini kısaca şöyle açıkladı: “Hakikat yurdu, yurtların aslıdır.”

Bu cümle, kelimelerin anlamını bilmeden yaşadığımızı ve hakikatten uzak olduğumuzu gösteren bir örnekti.

“Vatan sevgisi imandandır” sözü, insanoğlu nefsinden sefer edip hakikati kendisine yurt bilirse, orası vatandır. Bu vatanı sevmek de ancak imandan gelir. Bizler, maalesef, kullandığımız sözleri bizden önceki insanların kullandığı ve bize aktardığı şekilde, anlamlarda onların düşündüklerinin hatırasıyla kullanmaya alışığız.

Peki, bizler bu kelimeler üzerine nasıl yoğunlaşır ve kalıplaşmış anlamlarından uzaklaşarak gerçek anlamını anlarız?

Kulaktan Dolma Kullanım: Evet, birçok kelimeyi "kulaktan dolma" bir şekilde kullanıyoruz. Çocukluktan itibaren dil, bize toplum içinde öğretilir ve bu öğretim sürecinde kelimelerin tam anlamını anlamadan onları kullanabiliriz. Bu, dili öğrenmenin doğal bir parçasıdır; ilk başta kelimelerin kalıplaşmış kullanımlarını öğreniriz ve zamanla bu kullanımların arkasındaki daha derin anlamları araştırıp kavramaya başlarız.

Anlamın Evrimi: Kelimelerin anlamları zaman içinde değişir. Bugün kullandığımız bir kelime, yüz yıl önce tamamen farklı bir anlamda kullanılıyor olabilir. Bu da kelimelerin dinamik ve esnek olduğunu gösterir; anlamları, kullanıcılarının ihtiyaçlarına ve değişen toplumsal dinamiklere göre evrilir. Bunu her daim göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

Kelime Kökenleri ve Etimoloji: Kelimelerin neyi ifade ettiğini daha derinden anlamak için etimolojiye bakabiliriz. Bir kelimenin kökenini anlamak, onun nasıl ve neden belirli bir anlamla yüklendiğini kavramamıza yardımcı olabilir.

Dil ve Düşünce: Dilimiz, düşüncelerimizi nasıl şekillendirir? Sapir-Whorf hipotezi gibi teoriler, dillerin konuşanlarının düşünce yapılarını etkilediğini savunur. Bu durumda, kelimelerin anlamını tam olarak bilmek, sadece iletişim için değil, aynı zamanda düşünme biçimimizi de etkiler.

Sonuç olarak, kelimelerin anlamını tam olarak biliyor muyuz? Buna kesin bir "evet" veya "hayır" demek zor. Kelimelerin anlamlarını toplumsal ve bireysel deneyimlerimizle sürekli yeniden keşfediyoruz. Her birimiz kelimelerin anlamını kendi dünya görüşümüz ve deneyimlerimiz üzerinden yeniden yorumluyoruz. Bu süreç, dilin hem sınırlayıcı hem de özgürleştirici doğasını yansıtır.

Allâh bize kelimelerin gerçek anlamını idrak etmeyi ve iman şuuru ile yaşamayı nasip etsin.