Vatan nedir diye sorarsak, her halde ekseriyet insan toprak veya yurt diye cevap verir. Bu cevap doğru olsa da eksiktir. Vatanı sadece toprak veya yurt olarak göremeyiz.
Geçenlerde Ziya Gökalp’in “Türkçülüğün Esasları” kitabını okurken “vatan” kavramını açıklamasını gördüm. Bu konuda belki de bugüne kadar gördüğüm en iyi açıklamadır. Bu açıklama kafalarda ve vicdanlarda boşluk bırakmayacak kadar tatmin edicidir. Lafı fazla uzatmadan Ziya Gökalp’in vatan kavramını olduğu gibi aktarıyorum:
“İngiliz milletinin medeni ahlakında gördüğümüz bu düşüklüğe karşı, itiraf edelim ki vatani ahlakını pek yüksek bulduk. Türkiye’de yüzlerce, hatta binlerce vatan hainin ortaya çıkmasına karşılık, bütün İngiltere’de tek bir vatan haini ortaya çıkmadı. O halde, bizde medeni ahlakın daha yüksek olması neye yaradı? Keşke bizde de bunların yerine yalnız vatani ahlak yüksek olsaydı!
Vatani ahlakın yüksek olması milli dayanışmanın temelidir. Çünkü, vatan, üstünde oturduğumuz toprak demek değildir. Vatan milli kültür dediğimiz şeydir ki üstünde oturduğumuz toprak onun, ancak dış görünüşünden ibarettir. Ve onun dış görünüşü olduğu içindir ki kutsaldır. O halde, vatani ahlak, milli ülkülerden, milli görevlerden oluşmuş olan bir ahlak demektir. O halde, milli dayanışmayı güçlendirmek için her şeyden önce, vatani ahlakı yükseltmek lazım geliyor. Fakat, vatani ahlakı yükseltmek için ne yapmalıyız?
Vatan milli kültürdür demiştik. Demek ki vatan dini, ahlaki, estetik güzelliklerin bir müzesi, bir sergisidir. Vatanımızı içten gelen bir aşkla sevmemiz bu samimi güzelliklerin bütünü olduğu içindir. O halde, milli kültürümüzü bütün güzellikleriyle ne zaman meydana çıkarırsak, vatanımızı en çok o zaman seve-ceğiz ve bu kadar şiddetle seveceğimiz o sevimli vatan uğruna şimdiye kadar yaptığımız gibi yalnız tehlike zamanlarında hayatımızı değil, barış ve sükunet anlarında da bütün şahsi ve toplumsal tutkularımızı feda edebileceğiz. Görülüyor ki milli dayanışmayı kuvvetlendirmek için, ilk önce, milli kültürümüzü yükseltmekle sorumlu olan aydınlarımızın bu işi çabuk başarmaları lazım.”
Anlayacağınız Ziya Gökalp milli kültürü oluşturan her öğenin vatanın bir parçası olduğunu bildiriyor. Bu bazen üzerinde yaşadığımız toprak, bazen başımızın üzerinde dalgalanan bayrak, bazen duyduğumuz ezan, bazen dinlediğimiz bir türkü hatta bazen de içtiğimiz bir bardak çaydır. Yani bizi biz yapan her şey aslında vatandır. Yazıyı Azerbaycan şairi Abbas Sehet’in dizeleriyle bitirmek istiyorum:
Vatanı sevmeyen insan olmaz,
Olsa da o şahısta vicdan olmaz.