“VARLIK FONU” NEDİR? NE DEĞİLDİR?

Prof. Dr. Erdal Arslan

Ülkemizin stratejik varlıklarını geliştirmek, ekonomik istikrarını ve kalkınmasını sürdürmek,  mevcut kamu varlığına değer katarak gelecek nesiller için daha güçlü bir Türkiye hazırlamak amacıyla kurulmuş bir yapıdır.

Her kesimden yatırımcının faydalanabileceği piyasa faiz oranlarının çok altında ve çok uzun vade ile piyasaya kaynak sağlayan bir yapı değildir.

Büyük projelere kaynak sağlayarak, bu projelerin hayata geçmesiyle oluşturulacak istihdam yoluyla işsizliğe çare olacak olan yapıdır.

Kendisi bizzat işletme kurup işletecek bir yapı değildir.

Bünyesindeki tüm kamu varlıkları ve fonlar Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile bağlı şirket veya iştirakleri fon bünyesinde hayatlarını devam ettirecek ve ekonomimize katkı sağlayacak yeni yatırımları bu doğrultuda kendileri hayata geçireceklerdir.

Fon yönetimi bünyesindeki tüm iştirakler adına ayrı ayrı yâda toplu olarak bir yatırımı kendisi yapmayacaktır.

Kurulan Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş., Cumhurbaşkanlığı’na bağlı, özel hukuk hükümlerine tabi bir Anonim Şirket yapısındadır.

Yönetim kurulunun yâda başkanının özel hukuk kuralları dışında dilediğini yapabileceği bir kurum yâda kuruluş değildir.

Türkiye Varlık Fonu’nun Kaynakları, Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından fona devrine karar verilen kuruluş ve varlıklar ile bu varlıkların nakit fazlasından ve Bakanlar Kurulu tarafından fona aktarılmasına karar verilen ihtiyaç fazlası gelir, kaynak ve varlıklardan oluşmaktadır.

Bünyesinde barındırdığı tüm kurum ve kuruluşların toplam kaynaklarının fonun kaynaklarını oluşturduğu söylenmez.

Fon bünyesine aldığı varlıkları gerekli planlamalar ve geliştirmeler yaparak değerini artırmak ve işlevsel hale getirmeyi amaçlamaktadır.

Fon bünyesine kattığı varlıkları özelleştirme kurumu gibi satmayı amaçlamamaktadır.

Fon bünyesine devredilen varlıklar;

Türk Hava Yolları A.O.’nın %49,12 oranındaki hissesi,

Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi,

Ziraat Bankası’nın sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı,

Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin %51,11 oranındaki hissesi,

Türkiye Petrolleri A.O.’nın (TPAO) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı,

Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’nin (BOTAŞ) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamını,

Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.’nin (PTT) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı,

Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.'nin (TÜRKSAT) sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı,

Borsa İstanbul A.Ş.’nin sermayesinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı,

Nakit oynatılan Piyango, Hemen-Kazan, Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara ve Süper Loto oyunları ile ilgili daha değişik yeni oyunların yapılmasına izin verilebilecek oyunlarına ilişkin lisans 49 yıl süreyle,

TCDD,

Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.'nin sermayesinde bulunan %49 oranındaki hisse,

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü,

Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş’nin %10 oranındaki hissesi,

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (Çaykur),

Türkiye Jokey Kulübü'nün yurt içinde at yarışları düzenleme, yurt içi ve dışında düzenlenen at yarışları üzerine yurt içi ve dışından müşterek bahis kabul etme hak ve yetkilerine ilişkin lisanslar, topluca 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren 49 yıl süreyle,

Mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazlar, yer almaktadır.

Fon 200 milyar dolarlık aktif büyüklüğü, 40 milyar dolarlık da varlık değeri ile Dünyada ki fonlar içerisinde önemli bir varlığa sahip konumda bulunuyor.

Dünyada varlık fonlarının günümüzdeki ekonomik değeri ise yaklaşık olarak 7 trilyon 500 milyar dolara civarındadır.

Türkiye Varlık Fonu'nun Türkiye’nin ekonomik büyümesine ilk yönetimi ile beklenen katkıyı yapmadığı ve yeni yönetim değişikliği ile bu katkıyı yapmayı hedeflediğini söyleyebiliriz.

Ama şu an itibari ile gerek ülke gündemi gerekse yaklaşan yerel seçimler dolayısı ile beklen performansı göstermediği yâda gösteremediği açıkça görülmektedir.

Bu fonun acil olarak aktif kullanılmaya başlanması ve bu başlangıcında yeni bir ekonomik model ile ülkemize özgü ve özlenen faizsiz sitemi içerisinde barındıran yatırımlara öncülük etmesini bekliyoruz.