Efendim dün Yeni Haber Gazetemizde yayınlanan yazımla ilgili Konya Valimiz Sayın Aydın Nezih Doğan bizi aradılar.
Öncelikle şunu belirteyim Konya Valimiz kesinlikle devletimizin Konya’daki en üst makamında bulunan ve bizim devlet babamızdır. Bizi çok rahat bir şekilde Özel Kalem Müdürüne ya da Basın Müdürüne arattırıp onlarında izah etmelerini isteyebilirdi ve o zamanda biz bir köşe yazarı olarak muhatap alındığımızı bilir ve teşekkürlerimizi sunardık.
Ama öyle yapmadılar, direk kendileri aradılar ve bu da bizi kesinlikle sevindirdi. Bunları baştan ifade edelim, Sayın Valim aramanızdan dolayı mutlu olduk, teşekkür ediyoruz…
Dün yazımızda KOP ile ilgili protokol konusuna değinmiş ve KOP’un protokoldeki yerinin doğru bir yer olmadığını düşündüğümüzü belirtmiştik.
Öncelikle şunu çok net ifade edeyim. Birçok devlet büyüğümüz bir yazı yazdığımızda o yazının birileri tarafından bize enformasyon edilmesi neticesinde yazdığımızı düşünürler. Belki de böyle oluyor, bilemiyorum ama ben şahsen bir yazıyı yazdığımda genel olarak kendi düşüncelerim o şekilde var olduğu için yazıyorum.
Yani ben Sayın Prof Dr Mehmet Babaoğlu Bey ile yapılan bir görüşme sonrası, ondan dinlediğim yakınmalardan dolayı dünkü yazıyı yazmış değilim. Bu konuda rahatsızlığını birkaç defa duydum ama inanınız kendisinden duymadım bunu.
Bir de beni tanıyanlar bilir ben yalan söylemeyi sevmem, ne ise o, tabi bana inanmama özgürlüğünü her insan kendinde bulabilir, fakat bilsin sadece günahımı almış olur peşince söyleyeyim.
Düşünüyorum ben Sayın Mehmet Babaoğlu ile en son ne zaman görüştüm diye? Kendisini ofisinde ziyaret etmiştim, zannediyorum en son o zaman görüştük ve bundan kesinlikle 8 ay falan önceydi.
Sağ olsun bana KOP binasını gezdirmişti, Sayın Bakanımız Ahmet Davutoğlu ya da Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz beyler kullansın diye bir oda dizayn ettirmiş ve hatta kendi odasını da bunun için biraz büyükçe yaptırmış. “Devlet erkânımızın bu binayı rahatça kullanmasını istiyorum” dediğini hatırlıyorum.
Yani yapılanlar tamamen iyi niyetli adımlar ve o günden bugüne belki birkaç törende karşılaşmış olabiliriz ama bir araya gelerek ya da telefon ile bir görüşmemiz olmadı.
Gelelim Sayın Valimiz Aydın Nezih Doğan Bey ile yapmış olduğumuz görüşmeye. Tabi sağ olsunlar birçok konuda çok ayrıntılı bilgiler aktardılar. Bu konuları “açıklanmaması” kaydıyla anlattıkları için girmeyeceğim. Bunun dışında Sayın Valimiz “Protokol sıralamasını biz belirlemiyoruz. Bu sıralama 16 Nisan 2012 tarihinde bakanlar kurulunda belirlenen esaslarla, Sayın Başbakanımızın ve Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasıyla oluşmuş bir protokol listesidir. Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. Eğer protokol listesinde değişiklik yapılacaksa bu bakanlar kurulu marifetiyle yapılabilir” diyor.
Sayın Valimiz şunu da söyledi “mesela bir kişi protokolde 8. sıradadır ama 18. sıradaki kişiden daha az iş üretmektedir bence o 8. sıradaki kişi koltuğunu dolduramamaktadır. Ve eğer 18. sıradaki ise 8. sıradaymış gibi çalışıyorsa o ise bulunduğu makamın hakkını vermektedir. Burada önemli olan iş üretmektir”...
El hak kesinlikle doğru ifade ediyorlar.
Zaten ben net asıl olan Konya’nın yatırımlarına odaklanmaktır. Bugün Konya için yapılabilecek o kadar çok şey var ki. Bir taraftan üniversitelerimiz harekete geçirilecek, diğer taraftan sivil toplum, belediyeler harıl harıl çalışmalıdır.
Burada asıl tehlike basit konular, kurumların önüne geçmektedir. İnanız Sayın Valim en az 10 farklı kurumumuz ile ilgili örnekleri ile anlatabilirim, işler hantallaşıyor, iyi niyetli olmayan, devletten kadrosunu almış ve o çerçevede kendisini çok rahat hisseden bazı memurların yatma ya da erk pazarlama yerine dönüşmüş birçok kamu kurumumuz.
Elbette biz bunları yazacağız, yöneticilerimiz arzu ederlerse onlarla paylaşacağız. Bizim görevimiz de bu…
Bugün birçok kamu kurumumuzda adeta sınıf farkları oluşturularak, kadrolusu, müteahhitlisi gibi sınıflara bölünerek birilerinin oyun alanları haline dönüşüyor. Oysa KOP ya da bir başka kurumumuz, basit başka ayrıntılarla boğulmadan iş üretmeye odaklanmalıdır.
Şu memurluk sistemi artık gitmeli, yerine çalışanların arasında farkların yok edildiği sisteme geçilmelidir.
Devletin kurumlara karşı yaklaşımı değişmeli, bir protokol sistemi değişmeli, daha dinamik bir hale döndürülmelidir.
Birçok kurumumuzda bu sıkıntılar var ve ondan sonrada iş üretmesi gereken kurumlarımız ya protokol gibi ya da kadroların şekillendirilememesi gibi nedenlerle devletimizi birçok alanda işlevsiz hale getiriyorlar.
Ben Sayın Valimizin çok dinamik bir insan olduğunu biliyorum. Dolayısıyla da dinamik iş üretecek insanlar istiyor ama işte birçok sorunla mutlaka karşılaşıyordur. Bugün devletimizde hala çalışkan olmak değil temel olmak daha fazla işe yarıyor.
Ne yazık ki bu hükümet bile bu konuları şu ana kadar çözemedi…
Asıl mesele budur…