Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak elbet. 16 Temmuz sabahı yeni bir Türkiye’ye uyandık. Uyumadan uyanmıştık tabi milletçe o gece!
79 milyon ülke evladının neredeyse 78 milyon 700 bininin kafasının üstünde, çizgi filmler misali bir ampul yandı. Ve nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kalındığının herkes farkına vardı. Onca uyarıya, onca ikaza rağmen hiçbir şey yapılmadığını çok büyük bedeller ödeyerek öğrendik…
Düşünsenize MGK dahil bütün güvenlik güçlerinin ‘Terör Örgütü’ olarak kabul ettiği FETÖ’nün Lideri SGK’dan maaş alıyormuş… Devlet kurumlarının mücadeledeki ciddiyeti ne denli anladıklarının en önemli kanıtı…
Yok ortada haksızlık olmasın diye söylüyorum; Diğer terör örgütü liderlerine niye maaş vermiyor SGK onu merak ettiğimden…
Cumhurbaşkanının en yakınındalarmış… Başbakanlıkta en mahrem bilgiler onların üzerinden paylaşılıyormuş…
Kiminin yaveri, kiminin yardımcısı, kiminin müdürü, kiminin arkadaşı, kiminin sırdaşı kiminin sağ kolu kiminin sol beyniymiş…
Tüm bu nedenlerle;
Yeniden şekillenen Türkiye’yi konuşmak için bugün bile çok geç. Pazartesi sabahı bitirilmeliydi bu iş.
Çünkü bu toz dumanı içindeki süreçte kendilerini unutturmaya çalışanlar olacak.
Ya da kalabalığın içinde kendini kaybettirmeyi düşünenler…
Veyahut kaos ortamını kendi çıkarları için kullanmaya çalışanlar…
Yada bugün gördüğümüz gibi ‘Aslında bende sizdendim belli etmiyordum ama’ mesajı verenler…
Kamu Kurum ve kuruluşlarında ya da özel sektörde boşalan alanlarda örgütlenmeye çalışan yeni vatan hainleri…
Tüm bu toz duman içinde bir kesim tam anlamıyla mücadele ederken ve elini taşın altına koyup devrim niteliğinde kararlar alırken, diğer kesimde hiçbir şey yapmadan başkalarının yaptığı operasyonlarla nemalanacak. Ya da küçük operasyonlarla günü kurtarıp geleceğe güvenle bakmak isteyecekler…
Bu kez kurtuluşları bu kadar kolay olmayacak. Milyonlar meydanlarda sadece ikinci bir darbe girişimini değil, sizinde mücadele uğruna ne yaptığınızı ve Cumhurbaşkanının yanında ne kadar durduğunu görmek için bekliyor…
Boşuna beklemiyordur umarız demekten başka bir şey de gelmiyor elimizden. Çünkü şu an itibariyle Konya’da başkalarının yaptığı operasyonlardan, görevden almalardan nemalanmak isteyenlerin hakimiyeti söz konusu… Bunları bir şey yapmamakta ısrar ettikleri sürece ifşa etmeye de başlayacağız…
Gelelim konumuza yani Konya Barosu ve Başkan Fevzi Kayacan’a…Yeni Haber Gazetesi Fevzi Kayacan ve saz ekibiyle bütün Paralel mücadelenin bir parçası olarak bildi bugüne kadar. Saz ekibinden Özgür Solak’la birlikte Yeni Haberi defalarca dava etti. Paralelle mücadelede önümüzdeki en büyük engel bu iki isim oldu hep. 15 Temmuz gecesindeki o hain, kalleş saldırı ile sadece 240 evladımızı toprağa vermekle kalmadık, Türk insanının özgürlüğüne yapılan en büyük suikasta şahit olduk. Ancak, olur olmaz, küçük büyük, alakalı alakasız her konuda ve dahi konu Cumhurbaşkanı yada Hükümet olunca aslan kesilen ve her fırsatta soluğu kameraların karşısında alıpKonya Barosu önünde açıklama yapan Fevzi Kayacan ve Halay ekibi, Türk insanına, demokrasisine, özgürlüğüne saldırı olunca pek ortalarda görülmediler.
Gerçi , “katil cinayet mahalline muhakkak yeniden uğrar” kuralınca bugün meclis taraflarında görünmeye kalkmış ama Konya Milletvekillerinin ‘Hiç mi utanman yok? Bombalattığın yere hangi yüzle geliyorsun’ tepkisiyle karşılaşmış. Yerinde bir tepki ama yüzünün kızarması gerekenin de sadece o olmadığını onu oraya getirenlerinde yüzünün kızarması gerektiğini düşünüyorum.
Fevzi Kayacan Pazartesi günü görevden alınmadı ve halen görevinin başındaysa bunun müsebbibi Konyalı Avukatlar… Pazartesi günü Vali bey Başkanlığında yapılan toplantıda Fevzi Kayacan’ın görevden alınması gündeme gelmiş, Kayacan’ın durumu ve yaptıkları Valiye anlatılıp görevden alınması istenmiş. Kulise göre; “Vali Bey ‘hemen alalım’ teklifini kabul edip bir taraftan da avukatlardan imza toplanmasını istemiş. İmza ile ilgili olarak ta HUDER'in ilgilenması istenilmiş. Ancak Pazartesi sabahından bu yazıyı yazdığım şu saate kadar münferit birkaç imzanın dışında herhangi bir imza hala Vali Canbolat’ın önüne getirilmemiş Konyalı Muhafazakar, daha doğrusu AK Partili avukatlar tarafından…
Bahaneleri üretenlerin tamamı Cumhurbaşkanına sevdalı ve onun ideallerini benimsediklerini iddia eden insanlar…
Fevzi Kayacan’ın Baro Başkanlığını aleni ve en ateşli destekçisi Büyükşehir Meclis üyesi Ak Partili Gürsoy Bilgin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Konya’da kurulan Ak Parti Paralel Takip Heyetinin bir üyesi… İroniye bakın!
...
Fevzi Kayacan gibi isimler ne paralel destekledikleri için orada, ne kendi siyasi dehasıyla…
Sözde paralel düşmanı, sözde vatan yada Erdoğan sevdalıları sayesinde orada… Özde olsalar cümleler ‘ama’ ile başlamazdı.
Şimdi kimin yüzünün kızarması gerek!
Beyler! Yüzlerce kişi niye öldü, yüzlercesi niye yaralandı. Milyonlar neden meydanlarda!
Aklını başına almalı herkes! Son şans bu belki!
Sonuç olarak; At izinin it izine karıştığı falan yok. Herşey apaçık ortada.
Görmek isteyenler için tabi…