Gazeteciler Cemiyetini ziyaretinde kısa süreli çalışmalarını ve görüşlerini dinleme fırsatı bulduk Vali Yakup Canbolat’ın…
Tabi genel itibariyle de gündeme uygun olarak FETÖ operasyonları çerçevesinde…
Benim gibi 28 Şubat döneminde gazetecilik yapmış insanlar için Yakup Canbolat gibi bürokratların ne denli önemli olduğunu söylemek istiyorum öncelikle.
Bürokratlar ülkenin çatık kaşıydı. Yokuşa süren, zora sokanlarıydı. En küçük meselede dahi devletin tarafıydı...
Şimdi pek öyle değil;
Bürokratlar şu an çok daha sıcak ve daha samimi ve daha fazla çözüm odaklı; Siyasilerden hatta özel sektörden bile… En bariz örneği bu toplantı ile Vali Canbolat oldu.
Özellikle de FETÖ gibi önemli bir konuda.
Darbe girişimi öncesinde de sonrasında da yapılan tüm Fetö operasyonlarında bir ‘cerrah’ gibi ne denli titiz çalıştığına örnekleriyle şahit olduk sayın Valinin…
Darbe gecesinde 20-25 dakika içinde organize olmayı başarmış, elindeki kısıtlı imkanlarla Konya’yı hatta darbeci askerleri bile kontrol altına almayı başarmış, darbe sırasında yaşananlarda gereken basireti gösterebilmiş, hatta o sırada sadece Konya’ya değil çevre illere bile yetişebilmiş bir bürokrat duruyordu karşımızda…
O gece yaşananların yanında benim için asıl önemli olan kısım ise tüm Türkiye’den daha fazla daha geniş FETÖ operasyonları yapmış bir ilin valisi olarak bu çalışmaları olabildiğince titiz yapılmış olması…
Adımlarını; Örgütün küçük büyük hiçbir manevrasına kanmadan, sadece bugünü değil yarını hatta uzak geleceği de düşünerek, örgüt üyelerinin kendilerinin bile düşünmediği çocuklarını bile göz önünde bulundurarak, suçlu ile suçsuzu olabildiğince hatasız ayırmak için gösterdikleri özeni örneklerle göstermesi toplantıya katılan herkesi mutlu etti.
En azından beni…
Tüm bunlar, bu operasyonları Konya mı abartıyor, diğer şehirler mi hafife alıyor sorumun da yanıtı oldu.
…
Geç kalmış bir yazı
Hem de çok geç.
Çünkü Dünyanın ilk çiftçi topluluklarının yaşadığı topraklara kurulan bir ‘Tarım ve Gıda Üniversitesi’nden daha anlamlı ne olabilirdi.
Tabi bu Üniversite Konya’ya hatta Konya ile birlikte Konya Şeker’e ve Anadolu Birlik Holding’e de çok yakıştı, o da ayrı bir konu.
Açılış töreni de hem ismine, hem Konya’ya yakışır oldu…
Sadece geçmişe dayalı değil, gelecek te düşünüldüğünde anlamlı olmasından öte büyük yararlar sağlayacak bir kurum; Konya Tarım ve Gıda Üniversitesi. Hatta sadece Konya’ya da değil, belki bir gün tüm dünyaya…
Sağlıklı Su, Sağlıklı Gıda gibi bugünün en önemsiz konuları geleceğimizin en önemli sorunu… Savaşların da, barışlarında Suya hükmetme ya da Sağlıklı Gıda üretebilmenin etrafında şekilleneceği herkesin malumu… Konunun önemini belirtmek için söylüyorum bunu.
Tarım şehri demekle bir şehir tarım şehri olmuyor elbet. Gerçi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz konuşmasında ‘Tahıl Ambarı’ diyerek zenginleştirmeye çalıştığımız bir tanımlamayı yeniden hatırlattı bize ama, olsun.
Tarım ne tarlada başlıyor ne tarlada bitiyor… Bunu da Tarım komisyonu başkanı ve Karaman Milletvekili Recep Konuk hatırlattı. Hollanda’nın, Japonya’nın nasıl bu hale geldiğini…
Recep Konuk’u diğer bütün insanlardan farklı kılan özellik te bu.
Hatırlatmak değil tabi. Kötü giden şeyleri düzeltmek için bir şeyler yapmak… Tıpkı daha verimli, daha sağlıklı, daha üretken bir tarım için bu üniversiteyi kurmak gibi…
Konya Tarımı için bu denli çalışmalar yapmış başka bir isim var mı bilemiyorum?
Hem de bir üniversite gibi bir girişimle en üst seviyeden böylesine…
Hem de hep özlediğimiz şekilde sadece sıralarda değil, traktör kullanarak, çapa yaparak, hayvan kokusunu içine çekecek, ağaç budayacak öğrenciler yetiştirip tarımın hizmetine sunacak… Yani Ülkenin…
Geri kalan kurduğu 41 şirketle yaptıkları hizmetlerden söz etmiyorum bile…
Böyle girişimler umutlandırmalı herkesi…
Çünkü ancak bu şekilde muasır medeniyetler seviyesine ulaşacağımız gerçeği önümüzde bilimsel bir gerçek olarak öylece duruyor…
Teşekkürler… Sadece Konya için yada geleceğimiz için değil.
Tüm dünya için…