Vakti geçirmenin bedeli

Hasan Ukdem

Nasıl söylesem bilmiyorum

Başka bir bahardayım sanki

Sana bakınca içimde çiçekler açıyor

Çöller yeşeriyor birdenbire

Geceler bile ışık saçıyor

Aya kement atıyorum

Salıncak kurmak için

Güneşi yakıyorum kışlarına

Mehtabı yontuyorum iki ucundan

Hilal olsun diyorum kaşlarına

İçimden geçiyorsun durmadan

Neler yaptığını merak ediyorum

Senden taraftan bir yel bile esmiyor

Seninle süslüyorum mısralarımı

Şiirler beni kesmiyor

Sen bir şelalesin orada

Burada ben bir susuzum

Denizler doymaz, sen bana ak

Akıp geçsen bile benim toprağımdan

Hiç değilse nemini bırak

Sanki söyledim duygularımı sana

Yine çözemezsen bu muammayı

Anla ki ben karanlıkta göz kırpıyorum

Işığına doğru uçarken

Tenimi alevlerine çarpıyorum

Bazen söyleyemez insan sevgisini sevdiğine. Her haliyle imler durur kalbini ama dile dökemez içindekini. Bir yandan da hayat devam eder. Mevsimler geçer, yıllar birbirine eklenir ve okul biter, iş başlar, şehir büyür, başka insanlar girer araya. Dili çözülemeyenin, halinden de anlamazlar çoğu zaman.

Bir gün, bir davetiye gelir, bir haber duyar, bir kalabalık görür ve içindeki ateş kocaman bir orman yangını olur. Yürek kor olur, nar olur, har olur. Zamanla o yüreğin üzerine hayat dolar, ateş alta kalır, alttan alta yanar ve yaşanan her güne, atılan her adıma, girilen her eve sirayet eder. Can çöldür artık, canan serap. O serap o çölü hiç bırakmaz artık. Bir kere akıp geçen o ırmağın neminden vahalar oluşur, hayata dayanma gücü doğar.

Hayat ise hiçbir durakta durmaz, hiçbir bahaneye kulak asmaz ve günden haftaya, haftadan aya, aydan yıla atlayarak ömrün sonuna doğru seyrine devam eder. Can da evlenir belki, çocukları olur, evinde sıcak bir hava bile eser. Karısını da sever icabında, çocukları için ölebilir de… Ne yaşarsa yaşasın hep bir eksiklik duyar içinde bir yerde. Bir keşke kapının yanında bekler, bir ya “ o olsaydı nasıl olurdu? “ sorusu dilinin ucunda yaşar.

Hani çağırmıştım ya seni

Gel seninle

Bilmediğimiz bir şiire gidelim diye

Sen de gelmemiştin ya hani

Gerçi hala niye gelmedin şaşıyorum

İşte ben bugün oradayım

Artık bir şiirde yaşıyorum

İmgeler dökülüyor

Sokak lambalarından düşen

Sarı ışıklar gibi kapımın önüne

Çıkıyorum bir mısradan yola

Kıtalar, bentler dolaşıyorum

Bir beyit seçtim kendime

Artık bir şiirde yaşıyorum

Sen bir imgesin burada

Varlığını temsil ediyorsun

Gözlerin asumanım oldu

Geceyi serdim önüme

Ayın aynından taşıyorum

Tekmil ilhamları köprü ettim

Artık bir şiirde yaşıyorum

Oğlan senin olsun, kız senin

Düğünlerini gör inşallah

Doğmuş doğacak torunlarının

Çıktım ben o sokaklardan

Hasretini mecazınla aşıyorum

Bütün dünya senin olsun

Artık bir şiirde yaşıyorum

Mihriban'a, Mona Rosa'ya,

Zahide'ye kanka ettim seni

Neşet Usta'nın türküsüne

Akşamları gelen incir kuşlarına

Lambada titreyen aleve bulaşıyorum

Kapattım âleme kapımı

Artık bir şiirde yaşıyorum

Hiç ilan-ı aşk etmemiş olsa da hal diliyle içini açtığını düşünür ve “ hani seni bir şiire çağırmıştım ya “ diye düşünerek onu şiirlerde yaşar, romanlarda onun izini sürer, filmlere yüzünü yapıştırır, efsanelerde onu Leyla’ya, kendini Mecnun yapar. Ama en çok da bir şiirde bulur can cananını. Şairlerin andığı isimlerde cananı beliriyor gözünün önünde., Gece, ay ve yıldızlar, sokak lambaları, gündüz, sokaklar, caddeler, kuşlar, ağaçlar mısraların dilinde bambaşka anlamlar kazanır. Şiir hayatın fonu olur ve o fonu bir tek kendisi görür.

İşte bütün bunları bilen âşıklar, sevdalılar, şairler aynı şeyi başka başka cümlelerle söyler dururlar, o da şudur: “ seven sevdiğine sevdiğini söylesin “ aslında bunun altına bir de not düşmek gerekir. “ iş işten geçmeden “ diye. Zaman anne göğsünden çıkan süt gibi asla geldiği yere döndürülemediğine göre anı boşa vermemek gerekir. Gelen günü şafakta karşılamak, vakti güzel kılmak ve günü güzelleştirecek argümanları ıskalamamak gerekiyor galiba.

Sevgi kolay bulunur bir nimet değil günümüzde. O yüzden kolay harcamamalı. Sadece canan için de değil, hayatın, dünyanın ve her şeyin sahibinin hakkı olan bir duruşu ortaya koyabilmeli insan. Yoksa “ telafisiz suç eyledim, giderim “ noktasını koyabilir ömrünün sonuna.

Sevgiyle kalın.