O gözleriyle göremediğini yüreğiyle gören; Derunundaki hissiyatını bir pınar duruluğunda dillendirerek, gönüllere nakşeden bir ozandı. Sermayesi sadece güzellik ve aşk’tı. Sazı ile bütünleşti, sözleri bir çok müzik eserine ruh verdi. Şiirlerin de; Güzellik, sevgi, aşk, yaşam ve Dünya gibi konulara yer verdi.Bir gerçeklik motifi çerçevesinde, aşk ve muhabbeti önceleyen yalın ve içten bir dil kullandı.Yaşadığı dönemin virtüöz’lerinden biriydi.
Yazıma koyduğum başlıktan da anlaşılacağı üzere, bahsettiğim elbette ki Aşık Veysel Şatıroğlu’ndan başkası değildir.
Geliniz Aşık Veysel’in hayatına kısaca bir göz atalım. Aşık veysel 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesi, Sivrialan köyünde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünya’ya geldi.Yedi yaşında iken Sivas’ta çiçek hastalığı salgını baş gösterdi. Bu esna da, Aşık veysel çiçek hastalığına yakalandı ve sol gözü görme yetisini kaybetti. Bir müddet sonrasağ gözü de göremez oldu.
Her gün babası ona halk ozanlarının şiirini okur, Aşık Veysel’de büyük bir arzu ile babasını dinlerdi. Daha sonra saz çalmayı öğrendi ve ölünceye kadar da sazını elinden bırakmadı.
Aşık Veysel’in tanınmasına ilk vesile olan Ahmet Kutsi Tecer oldu.Bir dönem, Köy Enstitüler’inde öğretmenlik de yapan Aşık Veysel’e 1965 yılında TBMM tarafından çıkarılan kanunla maaş bağlandı. 21 Mart 1973 günü doğduğu köy olan Sivrialan’da gözlerini hayata yumdu.
Aşık Veysel ,1969 yılında TRT’de yayınlanan bir konuşmasında;”Ben öldükten sonra üzerimde otlar bitsin, çiçekler açsın. Biten otlardan koyun yesin et olsun, kuzu yesin süt olsun, arı götürsün bal olsun. Benim toprağım da milletime hizmet etsin” Demiştir. Bu sözleri ozanın, hizmet aşkını ifade etmesi bakımından oldukça manidardır.
Şiirleri, iki kapılı bir han dediği karanlık Dünyasını aydınlatmakla kalmamış, o aydınlık meteforu etrafı hep aydınlatmış, günümüzde de aydınlatmaya devam etmektedir.İnce ve uzun yollardan geçip ardında onlarca eser bırakarak ebedi aleme intikal eden, aşk eri değerli ozan Aşık Veysel’in “Uzun İnce Bir Yoldayım” adlı şiirinin dizelerini sizlerle paylaşıyor, kendisine Allah’dan rahmet diliyorum.
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürürdüm hayli zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom
Kalkmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar veysel iş bu hale
Kah ağlaya kah güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece