Liselere Geçiş Sınavı (LGS) 2 Haziran’da, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise 8-9 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek. Sınav tarihlerinin yaklaşmasıyla beraber öğrencileri ve aileleri heyecan sardı. Konuyla ilgili olarak Pandomim Psikolojik Danışma Merkezi Psikoloğu Feyza Çaksen, Yeni Haber'e açıklamalarda bulundu.
‘UYKU DÜZENİNİZİ BOZMAYIN!’
Sınava sayılı günler kala öğrencilerin en çok yaptığı hatalardan bir tanesinin uyku düzeniyle ilgili olduğunu belirten Psikolog Feyza Çaksen, “Sınava çok az bir zaman kaldı. Bu süreçte öğrenciler sınava daha çok çalışabilmek için geç saatlerde yatıyorlar. Böyle bir süreçte uyku yeteri kadar alınamadığı için sınav sırasında çok fazla konsantre olamama durumu olabilir. Şu anda uykuyu ayarlamanın tam sırası. Belirli saatlerde uyuyup geçe kalmamak şartıyla en geç saat 11.00’de uyumaları, sabah ise 08.00-08.30 gibi kalkmaları onlar için daha sağlıklı olur. Uyku en temel ihtiyaçlardan bir tanesidir. Enerjimizi ve motivemizi yakaladığımız bir alandır” ifadelerini kullandı.
‘NEFES EGZERSİZLERİ YAPIN’
Sınav kaygısını yenmek için nefes egzersizini önerdiğini kaydeden Çaksen, “Bu egzersizleri sınav öncesinde yapmaya başlamaları sakinleşmelerine yol açacak. Ben genelde danışanlarıma üç tane 4 kuralını öneriyorum. Kuralımız şu; 4 saniye burundan derin nefes alıyoruz, 4 saniye tutuyoruz, 4 saniyede ise yavaşça nefesimizi geri veriyoruz. Öğrenci sınava girdi ve çok heyecanlı ya da YKS-LGS’de olduğunu hatırladı. Doğal olarak stres seviyesi yükseldi. Bu süreçte yine nefes egzersizleri yapmalarını öneriyorum. Sınav anında nefes egzersizlerini birkaç kere yaptıklarında sakinleşeceklerini fark edecekler. Ayrıca YouTube platformunda nefes egzersizlerinin nasıl yapıldığına dair birçok seçenekte bulabilirler” şeklinde konuştu.
OLUMLU YA DA OLUMSUZ CÜMLELER KAYGIYI ARTIRIR
Çaksen, ailelerin, çocuklarına çok fazla olumlu cümleler kurması ya da olumsuz ifadelere yer vermesi çocuktaki kaygıyı daha çok artıracağını vurgulayarak sözlerini şu şekilde devam ettirdi: “Aileler çocukların üstüne çok fazla gitmesin ve fazlasıyla stres faktörü oluşturmasın. Mesela çocuğa kesinlikle ‘yapabilirsin, başaracaksın gibi mesajlar vermeyin.’ Bu cümleler kaygıyı oluşturuyor. Çocuk diyor ki, ‘Ailem bana çok güveniyor o zaman ben bunu yapmak zorundayım.’ Bu durum çocuktaki stres faktörünü arttırır. ‘Sen yapamazsın, edemezsin, zaten bir şey çalışmadın..’ gibi ifadelerde kullanılmamalı. Çocuğu kendi akışında bırakarak ona destek ve yanınızda olduğunuzu hissettirin. ‘Bu zamana kadar çok çalıştın bunun farkındayım elinden geleni yapacağını biliyorum.’ Çocuğa bu sınavın hayatın sonu olmadığı mesajını farklı cümlelerle verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani ailelerin ekstra bir şey yapmalarına gerek yok.”
‘SINAVA SAYILI GÜNLER KALA YENİ KONUYA GEÇMESİNLER’
Sınava sayılı günler kala öğrencilerin yeni konuya geçmemeleri gerektiği tavsiyesinde bulunan Psikolog Çaksen, “Çocukların konu eksiği varsa o konulara çalışıp hepsine hakim olayım demesinler. Yeni bir bilginin gireceği çok bir alan ve zaman kalmadı. Şu an izlenecek tek yol bildiklerini pekiştirmektir. Öğrenciler son zamanlarda nasıl yol izliyorlarsa aynı yolu izlemeye devam etsinler. Mesela çocuk normalde 1 deneme çözen birisi ama sınav yaklaştıkça daha fazla artırmaya başladı. Bu bireyin ister istemez gerilmesine sebep olabilir” diye aktardı.
Sınavın bitiminden sonra öğrencilerin yapması gerekenler hakkında ise Çaksen, şu ifadelere yer verdi: “Öğrencilerin sınav bittikten sonra sonuçların açıklanması ve tercih dönemine kadar geçirebilecekleri en iyi süreç diyebilirim. Hayatlarındaki en kıymetli, en mükemmel, yüksüz ve gamsız olabilecekleri bir dönemdir. Öğrenciler sınav bittikten sonra internet sitesinden kaç doğru kaç yanlış varmış bakayım demesinler. Sınavdan sonraki tercih ve üniversite sürecinin beklentilerini arttırır ya da azaltır. Kısacası kişinin kaygı düzeyini artırır. Bizim bu süreçte yapacağımız şey sınava girip çıktıktan sonra her şey bitti. Daha fazlası elimden gelmez. Sonuçların açıklanacağı sürece kadar hayatlarını yaşamalarını ve bu zamana kadar yaptıkları fedakarlıkların hepsinin döneceği zaman olarak tarif ediyorum. Çünkü sonuç açıklandıktan sonra bir tercih dönemi, üniversite ve bölüm araştırma süreci olacak. En azından biriken kaygıyı o süreçteyken boşaltmak çok daha sağlıklı.”