ÜRÜNLERİN SAVAŞI BİTTİ ŞİMDİ ALGILAR SAVAŞIYOR

Sedat Dönmez

Bugün birçok üretici hala daha kaliteli daha farklı ürün üretmek için çabalıyor. Hala ürünlerin savaştığı dönemde yaşadıklarını sanıyorlar. Artık tüketici kitle olarak değil birey olarak hareket ediyor. Artık kalite de uygunluk da tüketiciye göre değişen bir kavram. Her ürün için tüketici istekleri çok farklı. Aynı üründe iki insanın isteklerini yerine getirmeye kalkarsanız ortaya bambaşka iki ürün çıkar. Ben daha iyi ürün üretiyorum dönemi çok geride kaldı artık marka algıları yarışıyor. Savaşın silahları değişti. Oluşturacağınız marka algıları tüketicileri bağımlı kılıyor ve ürün özelliklerini görmezden geldiriyor. İnsanlar artık rahatlık satın almıyor, hız satın almıyor bunun yerine zaman satın alıyor, pratiklik satın alıyor, maceraperestlik satın alıyor. Bunun en güzel örneği Apple markasının iPhone ürünü. Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde ürünün yeni modeli piyasaya sürüldü. Gece 24:00’da satışa çıkmasına rağmen sadece birkaç saat içerisinde Konya’da ulaşılan satış rakamı 190 olmuş. Sizce insanlar neden bu ürünün yeni modeli çıkar çıkmaz almak için gece yarısı sıraya giriyor. Çok pratik olduğu için mi, kullanımı kolay olduğundan mı kusura bakmayın ama hiç kimse bu sebeplerden gece yarısı sıraya girmez. Apple markası oluşturduğu algıyla bu ürünü alanları belirli bir sosyal statüye taşıyor ve alıcının kendisini özel hissetmesini sağlıyor.

ESİNLENMEK BAŞKA KOPYALA YAPIŞTIR BAŞKA

Reklam dünyası içerisinde bazen birçok reklamı birbirlerine benzetiriz. Reklamcının buna savunması ise reklamda taklit yok esinlenme vardır olur. Son günlerde bilmem farkında mısınız tüketiciye ürünü sahiplendirmek için bir strateji uygulanıyor. Aynı stratejiyi uygulayan üç büyük markanın kampanya sloganları şunlar; 

Nissan;  “Senin hayallerin, senin yolun”,

Coca – Cola; “Yaz senin tadını çıkar”,

Casper; “Senin hayatın senin teknolojin”

Ulusal çapta kabul edilmeyecek etik dışı bir iletişim yöntemi olduğu kesin. Peki, bu kadar kullanımdan sonra aynı stratejinin Konya’da bir marka için kullanılmasına ne dersiniz? Konya’nın büyük inşaat firmalarından birinin bu haftaki billboard çalışması aynen böyle.

Bunu yapan ajans hangi inançla müşteriye bu fikri sundu onu geçtim, bu iş metin yazarının elinden çıkmış olduğunu farz edelim, tasarımcı gördü, kreatif direktör gördü, belki ajans başkanı gördü, müşteri tarafında ilgili kişi ya da kişiler gördü belki firma sahibi gördü. Bunların hepsi mi dünyadan bir haber, hiç biri mi oturup TV izlemez, her şeyi geçtim ajans çalışanları gündemi en yakından takip etmesi gerekenler olarak nasıl bir cesaretle bu işi müşteriye sunabilir hayret verici. İşin taklit olmasını geçtim hedef kitle belirlemesi de mi yapmaz bir ajans. Karşında Genç Türkcell müşterisi gibi genç, dinamik, sıra dışı bireyler yok ki sen diye hitap ediyorsun, karşında yaşını başını almış ciddi yatırım yapacak insanlar var. Reklamda belli ki ne hedef kitle araştırması yapılmış ne de üzerine düşünülerek ciddi bir strateji oluşturulmuş. Çok açık tabirle çok caf caflı göründü müşteri bunu yer diye sunulmuş. Müşteri de maalesef yemiş. Reklam markanın canına okumuş markaya geçmiş olsun.