Eğitimciler Birliği Sendikası Konya Üniversiteler Şubesi olarak her zaman amme vicdanının sesi olduk. Öncü uygulamaların, liyakatadayalı insan kaynakları yönetiminin üniversitelerimizde hakim kılınması için bir mücadelenin içerisinde olduk. İlk kongremizi yaptığımız 2015 Kasım’ından itibaren akademik ve idari personel arasında, iş bölümden doğan farkın kasta dönüşmesinden, ayrımcı uygulamaların zemini olmasından doğan zihniyeti tasfiye için mücadele ettik. Bir öğretim üyesi ile bir şefin aynı masada yemek yemesine engel olan bu kastı, bu ayrımcılığı büyük oranda nihayetlendirdik. Basit bir ajandayı, saati, kravatı öğretim üyelerine dağıtırken, dağıtımını da idari personele yaptırırken, idari personeli yok sayan, normalleştirilmiş, içselleştirilmiş ayrımcılığı, bu yok saymanın idari personelde yarattığı travmayı anlatmayı sonunda başardık.
2021 yılı ocak ayından itibaren yoğun bir şekilde ‘Kendi Yöneticisini Yetiştiremeyen Üniversite, Üniversite midir!’ haykırışında üniversitenin bir kanayan yarasına daha parmak bastık. Kamuda yetiştirmeye dayalı, liyakat esaslı insan kaynakları yönetimi noktasında rol modellik yapması beklenen üniversitenin, kendi yöneticilerini diğer kurumlardan devşirmesinin üniversitenin itibarına, kimliğine verdiği zararı üniversite yönetimlerinin dikkatine sunmaya çalıştık, bir irade ortaya koyduk. Bu amaçla üniversitelerimizde sınav esaslı görevde yükselme ve ünvan değişikliği sistematiğinin hakim kılınması için, ilgili yönetmeliklere işlerlik kazandırılması çağrılarında bulunduk. Kurum İdari Kurullarında kayda geçirdik. Nihayetinde çağrımız Konya’mızın her üç üniversitesinin vicdanında makes buldu, idari tasarrufa dönüştü ve her 3 üniversitemizde de eş zamanlı görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı yapıldı. Yazılı aşaması başarıyla uygulandı. Şimdi bir sonraki aşama olan sınavın mülakat aşamasındayız. Yazılı sınav sonuçlarını etkisiz kılacak uygulamalardan kaçınılmasına dair çağrılar yaptık, yapıyoruz. Üniversite yönetimlerimizin vicdanların haykırışına, amme vicdanının sesi sendikamızın çağrılarına bigane kalmayacağını umut ediyorum.
Görevde yükselme sistematiğini, ünvan değişikliği sistematiğini sınav esaslı üniversitelerimizde hakim kılmak, bunun pilot uygulamasına Konya üniversitelerinin öncülük etmesi hayalimizdir.
Bu çerçevede sınav esaslı görevde yükselme sistemini iğdiş eden bir uygulamayı da üniversite kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Husus, üniversitenin kendi personelini ötekileştiren, üniversite içi çalışma barışını dinamitleyen bir uygulamanın sonlandırılmasıdır. 2018’den itibaren Kurum İdari Kurullarında üniversite yönetimleri ile birlikte en üst seviyede kayda geçirdiğimiz, mutabakatlandırdığımız bir hususun hayat bulmasına dair olacaktır, kararlıyız. 2022 yılının üniversite idari personeli ile birlikte biçimlendirdiğimiz yol haritamızın en önemli boyutu bu olacaktır. Konya üniversitelerinin yetkili sendikası olarak bu, üniversite kamuoyuna taahhüdümüzdür. Bugünden itibaren Konya üniversitelerine yükseköğretim kurumları tecrübesi olmayan, üniversite dışından bir yönetici atandığı takdirde hem sendika olarak hem de üniversite çalışanları olarak idari, hukuki her türlü araçla mücadele edeceğiz. Çalışan örgütlenmesini tüm araçlarını kullanacağız.
Bu çağrımızın üniversiteyi ve üniversite insan kaynakları yönetimini yeniden kodlayacak bir süreç olduğunu biliyor, üniversite yönetimlerimizin bu çağrımıza bigane kalmayacaklarını umud ediyorum.
Üniversitelerin 40 yıllık tarihi böyle olabilir, üniversite çalışanları öğrenilmiş çaresizliğin esiri olabilir ama böyle gitmeyecek. Haykırıyor ve bir çağrıda bulunuyoruz;
Üniversite çalışanları tercihte bulunmaları gereken bir yol ayrımındadır.
Tercihleri ile bu hayalin edilgen nesnesi de olabilirler, aktif öznesi de…
Ve inanıyoruz ki üniversitenin gerçek bir üniversite olası bu tercih ile olacaktır.