‘Ulan Zihniyeti’ Öztürk Yılmaz’ın söylemiyle ortaya çıkmış bir mevzu değildir. Bu yaftalama sol siyasetin temel taşıdır. Hakaretli söz ve aşağılayıcı bakış bu parti mensuplarının şifahi yeminidir.
Ülkenin kalburüstü bunlar! Doğmadan baleye başlayıp, piyanosu başında kadehini ışıklı yollar için kaldıranlardır bunlar. Domuz eti yemek kişisel bir tercihtir ama kurban bayramı vahşettir bunlar için. Ağaç için koca şehri ateşe verirler, pkk da insandır, ölmesindir ama Türkler koyundur, kömür sever, makarna sever ve istisnasız inananların hepsi topyekün cahildir bunları gözünde.
Patrondur bunlar, işçi olsa da patrondur. Sol yumruğu havada tutmak en büyük meziyetleridir. Polis görür görmez kendilerini yerden yere çalarlar. Ya ‘Baskılar Bizi Yıldıramaz’ ya da ‘Kahrolsun AKP’ diye bağırırlar. ‘Açız’ yazılı tişörtleri göbeği kendisinden önce yürüyen amcalar taşır. Sloganları bile kısıtlıdır çünkü üretmeyi sevmezler.
Amerika yandaşı olarak bizleri suçlarlar ama zengin solcular Amerika’dan hiç geri gelmezler. Arapları sevmezler ama Arap turiste kırmızı halı sererler. Düşmanlarının da, dostlarının da kimliği yoktur aslında. Sabah tükürdükleriyle akşam tokalaşırlar bunlar.
Asla vefa duyguları yoktur. Teşekkürü sevmezler. Asarlar keserler söverler. Ama Beethoven 5. Senfoni dinlemeden uyuyamazlar. Neden? Çünkü aç uyurlar ama sanatsız uyuyamazlar.
Her şerde arkasına sığındıkları bir isim kesinlikle bulurlar. Yolunda yürüdüklerinden değil, kalburüstü olmanın gerekliliğinden!
Ezan kulaklarını tırmalar. Secde alınlarını kaşındırır. Cami de kurdeşen dökerler. Halk deyimiyle ‘huylu’ bunlar. İslami her şeyden huylanırlar! Meclise tesettürlü girildi diye yerlerinde oturamayıp, kürsünün önünü kapatıp meclislerini korurlar. ‘BİRİ BU KADINA HADDİNİ BİLDİRSİN’ diyebilmek için başörtülü birisinin içlerine girmiş olması yeterlidir. Kara çarşafa rozet takıp sonrasında çarşaf yırtmak gibi bir kabile dansları da mevcuttur.
Emir kipi bunlar için oluşturulmuştur. ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun?’ modasının kurucuları da bunlardır. Kendilerini herhangi bir işi becermiş veyahut ülke için koşuştururken görmediğimiz için sürekli kendilerini tanıtırlar. Parti lideri olmak için ‘kaset’ kullanma tekniğinin önderi de bunlardır. Gökkuşağını da seviyorlar. Maşallah. Her görüşe açıklar. Yeter ki görüşün İslamiyet’le alakası olmasın!
Ve hamdolsun!
Yeni Türkiye’de kendilerine yer bulamayacaklar. Bununda farkındalar. Basın toplantısı yaparak küfür metni okuyan Öztürk Yılmaz solun geldiği noktayı tüm Türkiye’ye göstermiştir.
Çalışma YOK! Çaba YOK! Proje YOK! Destek YOK! Askerine dua YOK! Devletini savunma YOK!
Kürsü işgali VAR! Maaş VAR! Pörtlek göz VAR! Sağa sola sıçrayan tükürük VAR! Küfür GANİ GANİ!
‘Ulancı Solcular’ için, yolundan yürüdüğümüz Üstat Necip Fazıl kafi ifade de bulunmuştur;
Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın.
Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın!!!