Üçler Mezarlığı’nın Konya’nın artan nüfusunu kaldıramayıp artık dolma noktasına geldiğini, yapılacak kamulaştırmalarla mezarlığın genişletilmesi gerektiğiyle ilgili ziyaret edenlerden epey bir şikâyet duyuyorduk, dile getirmek için illâki gidip görmemiz gerekiyormuş… Geçtiğimiz perşembe günü dedem vefat etti, Cuma günü sabahtan neredeyse akşama kadar mezarlık ve çevresindeydik maalesef gördüğümüz manzara geleceğe yönelik hiç de iç açıcı değil.
Öncelikle dedemden bahsetmeliyim. Bir ölümün ardından yazılacak her şey klişe tabir edilir ama hacı dedem kelimenin tam anlamıyla iyi adamdı. Üç yaşında yetim kalmış, yokluk, yoksulluk içinde büyümüş. Çiftçilik, bekçilik, yapıp, üç tekerli sürerek yedi çocuğunun rızkını temin etti. Konuşmayı sevmezdi, anca soru sorulunca cevap verirdi. Sağlığı elverdiğince vakit namazlarını Aziziye’de, Kapu Camiinde, kılan, Kadınlar Pazarından alışveriş yapan Konya’nın Allah sayılarını artırsın nur yüzlü hacı emmilerinden biriydi dedem. Perşembe günü akşamüzeri yani mübarek cuma gününün başladığı saatlerde vefat etti, Cuma namazının ardından emaneti teslim ettik. Arkasından kimsenin kötü konuşmayacağından emindik, öyle de oldu. Korona şartlarına rağmen kalabalık bir cemaatle defnettik. Çok iyi, dörtdörtlük anlamına gelen dedemin tabiriyle tavatır bir şekilde oldu her şey. Yıllar sonrada dedem deyince zihnime gelecek ilk şey galiba canı sıkınca söylediği Gesi Bağları türküsü olacak. Allah mekânını cennet eylesin…
Gelelim Üçler Mezarlığı meselesine. Üçler Mezarlığı’nın tarihinden, bu şehir için ne anlama geldiğinden bahsetmeme gerek yok galiba, merak eden araştırsın. Mezarlığının bu hale geleceğini görmek için kâhin olmaya gerek yoktu. Mezarlık ve çevresinde özellikle Mevlana müzesine bakan kısmında ilk kentsel dönüşüm başlayalı neredeyse 20 yıl olacak. O kadar çok yanlış plan, proje yapıldı ki. Öncelikle mezarlığın dibine uluslararası bir otelinin butik zinciri konduruldu, sanki koca Konya’da başka yer kalmamış gibi. Şimdi o otelde kalanlar mezarlık manzarası eşliğinde içkilerini yudumluyorlar(!)
Ardından mezarlığın hemen dibine yapılan, Şehitlik, eğitim merkezi, Panorama Müzesi ile mezarlığın o yöne doğru genişlemesi engellendi. Bu saydığım şeyler Konyamız için elbette faydalı lakin neden mezarlığın karşısına değil de hemen yanına yapıldı anlamak mümkün değil. Çünkü Mevlana müzesinden kültür merkezine doğru gelindiğinde o cephe halen boş duruyor. Uyduruk bir otopark yapıldı, son gördüğümde o da kapatılmış.
Yakın zamanda bahsettiğim otelin yanına yine Adliyenin orada ya da Konya’nın başka hiçbir yerinde yer kalmamış gibi baroya sosyal tesis yapıldı. Yanında yatanların hiç değeri yok anlaşılan. Bugüne kadar yapılanlardan elbette şimdiki Büyükşehir yönetimini sorumlu tutamayız ama Uğur İbrahim Başkan ve ekibi bir adım atmazsa Üçler Mezarlığı elimizden kayıp gidecek. Yer kalmadı, yeni definlere izin yok kolaycılığıyla mezarlığın kapısına kilit vurulacak. Peki, ne yapılmalı? Öncelikle acil olarak bir defin kriteri getirilmeli. Mezarlığın bir bölümü koronadan vefat edenlere ayrılmış. Madem bu hastalıktan vefat edenler ailelerinin yanına defnedilemiyor pekâlâ başka bir mezarlığa da defnedilebilirler. Konyamızda Musalla, Keçeciler, Sedirler, Yazır başta olmak üzere çok sayıda mezarlık var, ihtiyaç halinde yenileri de açılmalı.
Aynı şekilde çok sayıda Suriyeli sığınmacılarımızın da mezarı var, bir bölümde onlara ayrılmış. Onlar da farklı mezarlıklara defnedilebilir. Mezarlıklar ailelerin bir arada bulunduğu mekânlardır. Dedem şimdi annesine, abisine ve diğer akrabalarına komşu oldu. Böyle giderse biz dedeme komşu olamayacağız. Konya son 30 yıllık süreçte çok fazla göç aldı. Defnedilirken insanlara bu mezarlıkta birinci dereceden bir yakının mezarının olup olmadığı bir kriter olarak sorulup, ona göre farklı bir mezarlığa yönlendirme yapılabilir. Bir diğer önerim de mezarlığın saman pazarı tarafında yolun karşısında yapılacak kamulaştırmayla mezarlığa yeni bir bölüm kazandırılabilir. Orada yıllardır nedendir yıkılamadığını anlamadığımız kahvehane başta olmak üzere eski evler yıkılarak epey bir alan kazandırılabilir.
Derdimiz Konya, çok şey istemiyoruz. Dedemizin nenemizin, Allah geçinden versin vakti saati geldiğinde anne-babamızın yanında, Mevlana Hazretlerine komşu olmak istiyoruz. Söz şimdi Büyükşehir Belediyesi yetkililerinde, geçmişe yapabilecekleri bir şey yok ama mezarlığın geleceğini kurtarmak ellerinde…