Umursamıyoruz…
Üstümüze ölü toprağı serpilmişçesine birçok şeye karşı duyarsızız…
Kapı karşı komşumuzdan haberimiz yok…
Duymadım, görmedim, bilmiyorum… Üç maymunu oynuyoruz…
Yanımızdaki ev kiraya veriliyor, bu eve kim taşındı, haberimiz yok. Bir sabah namaz vakti çatışma sesleriyle uyanıyor, ne olup bittiğini anlayamıyoruz. Bir de bakıyoruz ki, o kiralık eve taşınanlar teröristler ve güvenlik güçlerimize sıkıyorlar. Güvenlik güçlerimizin karşılık vermesi sonucu dört terörist etkisiz hale getiriliyor. Yaralı polislerimiz olsa da, operasyonda çok şükür ki can kaybı yaşanmıyor.
Komşuların çoğu o eve kimlerin taşındığından habersiz, bir komşu sorduğunda ise teröristlerden biri “Abi biz ameleyiz, inşaatta çalışırız.” cevabını veriyor.
Konya’nın en gözde semti Meram Bağları’nda, fiyatların en yüksek olduğu bir yerde inşaatta çalışan birileri bu müstakil evi nasıl kiralayabilir? Amacım mesleği küçümsemek değil, bu şartlarda çalışan hiç kimse bu evi kiralayamaz.
Bu evi kiralayan kimse, o araştırılmalı. Bir de bu evin sahibinin kim olduğu, teröre yardım ve yataklık yapıp yapmadığı sorgulanmalı.
Ev özenle seçilmiş. Askeri araçların kullandığı, ilerisinde polis merkezinin ve askeriyenin bulunduğu ana yol üzerinde bir ev. Yol ayrımının olduğu bir nokta olduğu için araçlar burada duraksar, sonra yoluna devam eder.
Vali Konağı’na bir kilometre mesafede, kafelerin bol olduğu, çokça insanın serin olması sebebiyle tercih ettiği bir semt.
Bu bulgular gösteriyor ki, kanlı bir eylem planı yapılmaktaydı ve kahraman polisimizin zamanında müdahalesi bu eylemin gerçekleşmesini engellemiş oldu.
Şer odakları hiçbir zaman şerre çalışmaktan vazgeçmeyeceklerdir. Peki biz neye çalışıyoruz?
Duyarsız, umursamaz, vurdumduymaz olursak, biz de şerre hizmet oluruz, bunu unutmayalım. Hayra hizmet etmek istiyorsak, duyarsız, umarsız olamayız, olmamalıyız. Yanı başımızda kim oturuyor, bilmek zorundayız; ailemiz bizim için değerliyse, en azından onlar için.
Herkes kendi kapısının önünü temizlemeli. “O temizlemiyor, ben de temizlemem.” mantığından kurtulup kendi sorumluğumuzu yerine getirmeliyiz.
***********
Büyükada’da yapılan operasyon sonunda on kişi gözaltına alındı. Operasyonlar sürekli yapılıyor da, bu operasyon sonrasında dünyanın farklı ülkelerinin üst düzey yetkililerinden sesler yükseldi.
Baktığımızda Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi bu kişiler arasında ve beraberinde Alman ve İsveç vatandaşı olan ajanlar. Fetö’yle bağlantıları olduğu tespit edilenler tutuklanıyor.
Almanya, ABD ve Londra’dan sesler yükseliyor. Bir de üstüne üstlük Türkiye’yi “kırmızı çizgiyi aşmış” olmakla suçluyorlar.
Biz bu tuhaf yaklaşımlardan bıktık, onlar bıkmadılar. Terörle ilintili olan hiçbir vakıf, dernek, platform, örgüt, birleşim gördünüz mü ki, af, barış isimleri geçmesin. Amblemlerinde, logolarında barış güvercinleri, çiçekler, böcekler olmasın!
Gündemlerinde sürekli biz varız, yani Türkiye. Neden dünya gündeminden bizi indirmez oldular?
Hep bunu yapmadılar mı? Bir ülkeyi gündemde tutup algı operasyonu yapmak onların işi, uğraşı. Ne onalım ne gülelim, ne yok olalım, isterler. Bu sefer balta taşta kaldı, Allah izin verdiği müddetçe de orada kalacak.
***********
Her konuda lütfen duyarlı olalım. Umursamadığımız her durum, olay bizim imtihanımız haline dönüşebilir. Uyanık olalım, her anlamda ölü toprağından kurtulmak için iyice bir silkelenelim.