ÜÇ HASSAS TERAZİ

Dr. Ramazan Tuzla

 

Yazımızın başlığı bizden olsun ve içeriğini iki önemli alıntımız şekillendirsin.

Sözlerin sultanı ile başlayalım.

Kur’an buyuruyor:

“Muhakkak ki Allah size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah bu emriyle size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla işitir ve her şeyi hakkıyla görür.” (Nisâ Sûresi, 58) Hepimiz bu hükme iman ettik ve tasdik ediyoruz.

İlk alıntımız Yeni Şafak gazetesinin 10 Mayıs Cuma günkü köşesinde yazan Faruk Beşer Hocamızdan:

Aşağıda çevirisini vereceğim hadisi şerifler bir kez daha okunmaya değer.

Kıyamet günü Allah’ın en sevdiği ve ona en yakın olan insanlar,  âdil yöneticilerdir. En kızdığı ve ona en uzak olan insanlar da zâlim yöneticilerdir.

Bilindiği gibi adâlet, her şeyi yerli yerine koyma, her hak sahibine hakkını vermedir. Zulüm ise bunun zıddıdır.

“Bakıyorum, yönetimde bir makam kapma hırsı gösteriyorsunuz. Ama bu hırs kıyamet günü pişmanlığa dönüşecektir, bilesiniz.”

“Benim ümmetimden her kim insanların yönetiminde bir görev alır da, kendisinin ve çoluk çocuğunun çıkarını koruduğu kadar, onların çıkarını da korumazsa, cennetin kokusunu bile duyamaz.”

“Devleti yönetenler için sadece iki tas söz konusudur. Biri kendisinin ve çoluk çocuğunun yiyeceği kadarı, diğeri de insanların önüne koyacağı.”

“On kişinin başına geçip de hakkı olmayanı alan bir yönetici, kıyamet günü elleri kelepçeli olarak getirilecek ve sorumluluğunu üzerine aldıklarıyla hesaplaşmadıkça kurtulamayacaktır.”

“Kim daha layık olanlar varken kamu işine forsunu kullanarak, sırf dostluğu ve akrabalığı sebebiyle layık olmayanı alırsa, kıyamet günü onunla hesaplaşacak olan bizzat ben olacağım.”

“Bir millet içerisinde adâletle hükmedilmez ve güçsüzlerin hakları güçlülerden direnç görmeden alınıp sahiplerine teslim edilmezse, o millet kutsallığını yitirir, Allah’ın desteğini alamaz…”

İkinci alıntımız yine Yeni Şafak gazetesinden Ali Saydam Bey’den:

Dünyanın en büyük PR (Public Relation-Halkla İlişkiler) ağlarından biri olan Ketchum, özellikle kriz sonrası dünyada liderlik algısının ne âlemde olduğuna bakan bir araştırma yayınladı. Uzman iletişim danışmanı arkadaşımız Aylin Taşkıner hanım ekibiyle birlikte, dünyanın 12 ülkesinde 6.000 denekle yapılmış araştırma üzerine çalışıp bir özel sunum hazırlamışlar. Dün onu izleme fırsatı bulduk. 6 maddede toparlamışlar tüm sonuçları:

Eski liderlik vasıflarını ihmal etme (Açık İletişim+Kararlı adımlar+Kişisel Duruş)

Çinin bütün çayını verseler de, dürüstlüğü elden bırakma.

Kaliteli ürün/hizmet sun + Adil/doğru davranış sergile.

Ekibine güven ki, ekibin de sana güvensin.

Vaatlerinle eylemlerin birbirini tutsun.

Geleceği belirgin hale getir + Sorunları çözmeye yatkın ol.

Sunum 4 kavramla bitiyordu: Dürüst, açık, hızlı ve güçlü ol.

Keşke mümkün olsa da Türkiye’deki liderlik algısını tespit etsek ve bu 12 ülkenin sonuçlarıyla karşılaştırsak…”  

Gerek Faruk Beşer Hocamızdan yaptığımız alıntının, gerekse Ali Saydam Bey’den yaptığımız alıntının kalbinde adâlet, ferâset ve dürüstlük yatmaktadır.

İdâreci âdil ve dürüst olmak zorundadır. Ferâset sahibi olmalı ve öngörülerini oluştururken istişareyi ön planda tutmalıdır. Ekibe güvenmenin dilidir bu.

İnsanlığın Serveri, İki Cihan Peygamberi Efendimiz, “İşi ehline veriniz” derken, dilinde olanı fiiline aktarmıştır ve Mekke’nin fethinde Kâbe’nin anahtarını henüz Müslüman olmayan Osman Bin Talha’nın ailesine vermiştir. Ehliyet ve tecrübe onlarda idi çünkü.

Dürüstlüğün değeri, bir buçuk milyarlık Çin ülkesinin bütün çaylarından daha kıymetli ise, adâlet ve ferâsetin değerini varın siz takdir edin.

Bu üç haslet, idârecinin herkes tarafından kolayca fark edilebilen süsüdür. İnsanlığının gereği hatalarının en güzel örtüsüdür.

İdârecinin öfkesinde bile merhamet kokmalıdır, gülüşünde korku değil.

Söyledik, yine söyleyelim. Adâlet idârecinin dilinde değil, fiilinde güzeldir.

İdâreci, kendisine tâbi olan insanların duâsıyla kuvvet kazanır ve makâmı kadim olur. Farklı sebeplerle makâmı elinden alınsa bile, gönüllerdeki makâmına kimse el uzatamaz.

 

YOLCULUK

“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber.

Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?” (NFK)

Âdil Küçükbezirci Ağabeyimizin muhterem anneleri Zekiye Teyzemizi Rahmeti Rahmana uğurladık. Rabbim, kendisine en güzel şekilde muamele etsin ve cenneti ile müşerref kılsın. Âdil Ağabeyimiz, ölümün güzel şey olduğunu bilen güzel insanlardandır. Metânet, kendisine yakışan en güzel hasletlerden biridir.

Duânızı eksik etmeyin efendim.