Yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye’de ofis açma zorunluluğu getiren yasaya uymamakta direnen Twitter, ABD seçimlerinde açıkça Biden yanlısı bir tavır sergilemiş ve Trump’a sansür uygulamıştı.
Ünlü sosyal paylaşım sitesi aynı şeyi Türkiye’de de yapmaya başladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Boğaziçi Üniversitesi’nde Kâbe resmi üzerine LGBT paçavrasının yerleştirilmesi sonrası yaptığı “Kabe-i Muazzama’ya yapılan saygısızlığı gerçekleştiren 4 LGBT sapkını gözaltına alındı” paylaşımı, “nefret davranışı hakkındaki Twitter Kuralları'nı ihlal ettiği” öne sürülerek engellendi.
Ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olaylarla ilgili bazı paylaşımlarına kısıtlama getirdi.
Bu arada bir de olayların arkasındaki isimleri ve bağlantılarını açıklayacağını söyleyen gazetecinin hesabını askıya aldı.
Twitter’ın bu tavrı doğrusu beni hiç şaşırtmadı.
Çoğunlukla Arapça paylaşımlar yaptığım ve çok sayıda Arap gazeteci, yazar ve politikacının takip ettiği mavi onay rozetli bir Twitter hesabım var.
Kısa süre öncesine kadar her gün yaklaşık 50 ila 100 arasında yeni takipçi geliyordu ve toplam takipçi sayısı 400 bine yaklaşmıştı.
O sırada Mısır’da protesto gösterileri yeniden başlamış ve bir gösterici öldürülmüştü.
Gösterilerin kendilerini “baltacılardan” korumaları gerektiğini belirten bir paylaşımda bulundum.
O paylaşım çok sayıda etkileşim alınca ve kahir ekseriyet aynı görüşü paylaşınca darbe yanlısı Mısır medyası söz konusu tweeti alıntılayarak hesabımı hedef gösterdi ve “şiddeti teşvik eden paylaşımlara izin verdiği” gerekçesiyle Twitter’ı boykot çağrısında bulundu.
Bunun üzerine Twitter hesabımı askıya aldı.
Ardından şirketten bir e-mail geldi ve Arapça olduğu için Dubai’deki ofisinden gönderildiği anlaşılıyordu.
Hesabımın askıya alınmasına gerekçe olarak beş-altı tweet e-maile eklenmişti.
Fakat o tweetlerden sadece bir tanesi bana aitti.
“Polislerin evlerini yakın, hiçbirine acımayın” türü ifadeler içeren diğer tweetler “@ismail_yasa” hesabından paylaşılmış görünüyordu.
Hesabım ele geçirilmemiş ve şiddet çağrısında bulunan paylaşımların hiçbiri benim hesabımdan yapılmamıştı.
Yapılsaydı mutlaka takipçilerimden birçok kişi fark eder ve uyarırdı.
Muhtemelen “ismail”in son harfi büyük “ı” ile yazılarak benim hesabıma benzer bir hesap açılmış, söz konusu tweetler paylaşılmış ve daha sonra hesap kapatılmıştı.
Mavi onay rozeti olan ile olmayan iki hesabın aynı hesap olmadığını Twitter kullanan herkes bilir.
Dışarıdan bakan fark edemese de Twitter yönetiminin büyük “ı” harfi kullanılarak açılan hesabın bana ait olmadığını bilmemesi mümkün değil.
Twitter’ın o hesaptan yapılan paylaşımları benim hesabımdan yapılmış gibi tarafıma e-mail göndermesinin tek bir anlamı var.
Bu işi şirketin Dubai’deki ofisinde çalışan birileri yaptı.
Hırsız içeriden olunca kapı kilit tutmazmış.
Adımla açılan sahte hesap kapatıldığı için o tweetler silinmiş oldu.
Bana ait tweeti de ben sildim ve hesabım yeniden açıldı.
Fakat o günden bu yana -yeni takipçiler gelmesine rağmen- takipçi sayım her gün 50-60 eksil/t/iliyor.
Twitter’ın ayak oyunlarına rağmen -hamdolsun- hâlâ binlerce takipçim var ve sıfıra ininceye kadar da sanırım epeyce bir paylaşım yaparım.