Geçen gün, bir yazıyla ilgili olarak, daha önce izlediğim ve internette de epeyce yaygın olan bir Uygur videosu aradım. Fakat, ne kadar çalışsam da bulamadım. Video, Uygur kültürüyle ilgiliydi ve video paylaşım siteleri başta olmakla, birçok yerde mevcuttu. En son bir ay önce baktığımda da, videoya rastlamıştım, ancak şimdi bulamadım. Ona yakın diğer videoları da aradım ama onlar da silinmiş. Bu bana, çok anormal bir durum olarak geldi. Doğu Türkistanlı arkadaşlardan da sorduğumda arkadaşlar bana, aynı durumlarla karşılaştıklarını söylediler. Anlaşılan, Çin sadece Uygurları yok etmiyor, Uygurlara ait her şeyi silmek istiyor. Bunun için de internette Uygur Türklerine ait her şey, Çin tarafından kaldırılıyor.
Öyle görülüyor ki, dünyanın yeni süper gücü olmaya yönelen Çin, bunun için gelecekte kendine engel teşkil edecek her şeyi, ortadan kaldırmayı planlıyor. Bu sebepten de kendi içersindeki etnik halkları yok etmek istiyor.
Çin, etnik milletler üzerindeki asimilasyonu, sadece Uygur Türklerine karşı yapmıyor. Diğer milletlere karşı da asimilasyon politikaları uyguluyorlar. Bu sebeple, Çin içersinde etnik Türk milleti olan Sarı Uygurlar ve Moğollar başta olmakla birçok halk, artık tamamen Çinlileşmiştir. Fakat, onca baskıya, onca zulme ve onca asimilasyona rağmen, Uygur Türkleri hala direniyor. İşte bunun için Çin, Uygur Türklerini toptan yok etmeyi planlıyor. Sadece yok etmekle de yetmiyor, Uygurlara ait ne varsa hepsini silmek istiyor.
Uygur Türklerinin bu durumu bana, Türkün binlerce yıllık destanı olan “Ergenekon”u hatırlatıyor. Maalesef önce bazı şahsiyetsiz hainler, daha sonra ise terör örgütü FETÖ tarafından kirletilen “Ergenekon” ismi, insanlarımız arasında kötü bir iz bırakmıştır.
Ergenekon destanının tarihi 4657 yıl öncesine gidiyor. Her ne kadar biz buna destan desek de, bu olay yaşanmış gerçek bir hikayenin, destanlaşmış öyküsüdür.
Destanın kısaca özetinden bahsedecek olursak, bir zamanlar Türk Devleti çok güçlenmiş ve her tarafa hükmetmiştir. Fakat, Düşmanları birleşerek Türk milletine pusu kurmuş ve herkesi öldürmüşlerdir. Bu badireden sadece 2-3 kişi sağ kurtulmuş ve yeniden güçlenip geri gelmek için, düşmanlarının onları bulamayacağı bir vadiye göç etmişlerdir. Bu vadi, dört bir tarafı dağlar ve madenlerle çevrili bir yer olduğu için adına “maden yeri” anlamına gelen “Ergenekon” demişler. Aradan 400 yıl geçtikten sonra, Türk milleti buraya sığmaz olmuş ve Ergenekon’dan çıkış yolunu aramaya başlamışlardır. Nihayet, tek çıkış yolunun demirden bir dağı eritmek olduğunu öğrenmiş ve demiri eriterek Ergenekon’dan çıkmıştırlar. Bozkurtun yardımıyla Ergenekon’dan çıkan Türk milleti, atalarının intikamını düşmanlarından almış ve yine dünyaya hükmetmişlerdir.
Azerbaycan’ın ve Türk Dünyasının büyük şairi Bahtiyar Vahapzade, Ergenekon destanıyla ilgili şu dörtlüğü söylüyor:
Yazbaşı çıkarken Ergenekon’dan,
Kurtu özümüze ram edenleriz.
Gönül ateşiyle biz zaman-zaman
Demir dağlarını eritenleriz.
İnşallah destandaki gibi Doğu Türkistan, Türkün yeni Ergenekon’u olacaktır. Bir zaman gelecek ve Ergenekon’dan çıkan Uygur Türkleri, düşmanlarından intikamlarını alacaklardır.