Geçenlerde internette Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’ni (Türk Keneşi) araştırırken, konseyin ilk başkanı Halil Akıncı Beyin bir TV kanalında verdiği bir röportaj dikkatimi çekti. Halil Akıncı Bey, Türk Konseyini, bundan sonra kısaca Türk Keneşi olarak isimlendirdiklerini söyledi. Ardından da, “keneş” kelimesinin bütün Türk lehçelerinde olduğunu ifade etti. Ayrıca, bu kelimeni, diğer Türk devletlerine sorduklarını ve hepsinin kabul edip, sadece Azerbaycan’ın “bizde yok” dediğini belirtti. Gerçektende Azerbaycan, bu birliğe hala “Türk Şurası” diyor. Bir Azerbaycan Türkü olarak bende daha önce bu kelimeni duyduğumu hatırlamıyorum. Ya da hiç dikkat etmemişimdir. Ta ki, birkaç gün önce babamla konuşana kadar…
Malum, babam Azerbaycan’da olduğu için internet üzerinden konuşuyoruz. Babamla koyu bir sohbete tutuşmuşken birden babam, “geneşmek” kelimesini kullandı. O anda kafamda yıldırımlar çaktı. Babama bu kelimenin anlamını sordum. Babam da, bu kelimenin sadece bizim bölgenin şivesine has olduğunu, eskilerde çok kullanıldığını, fakat şimdi kelimenin unutulduğunu söyledi. Kelimenin anlamı ise “keneş” sözüyle aynı anlamda yani, meşveret, istişare, şura demekmiş. Hemen Konya’da okuyan diğer Türk devletlerinden olan öğrencilerle konuşup onlara da sordum. Halil Akıncı Bey haklıymış “keneş” sözü diğer Türk lehçelerinde de varmış. Sadece Türkmenistan’da Azerbaycan’da olduğu gibi “geneş” şeklinde kullanılıyormuş. Anadolu’da ise bu daha çok “kengeş” şeklinde söyleniyormuş.
Gelelim asıl konumuza. Kengeş kelimesini kökenini ararken karşıma muazzam şekilde teşkil edilmiş eski Türk Meclisi, bugünün değimiyle parlamentosu çıktı. İslam’dan önceki Türk devletlerinde kengeş meclisleri kurulur ve devleti hükümdar ile beraber bu meclis yönetirdi. Bu meclisde aksakallı, akıllı, bilgili, sözü geçen kişilerden başka hükümdarın hanımı, çocukları, veziri ve. b. katılırdı. Bu meclisin hükümdar atama, hükümdarı görevden alma, hükümdarın yerine naip atamaya varacak kadar geniş yetkileri vardı. Devleti ilgilendiren bütün meseleler bu mecliste konuşulmadan uygulanamazmış. Elbette bu kanunlar uygulanırken Kengeş Meclisinin uyduğu o dönemin anayasası sayılan Türk töresi vardır. Töreye karşı gelenlerinde cezası yine bu Kengeş Meclislerinde verilirmiş. Yani anlayacağınız Türk milleti, günümüzdeki meclis ve şura sistemini ilk uygulayan milletlerden biri olmuştur. Fakat çeşitli sebeplerden bu sistem daha sonraları unutulmuştur. Bugün ise maalesef kitaplarda Türk Meclis ve Parlamento tarihi 1. Meşrutiyet ile başlar. Bunun anlamı şudur, eğer sen kendi değerlerini unutursan birileri gelir ve sana kendi değerlerini empoze eder. Bugün kelime anlamını bile unuttuğumuz kengeş, Türkün ilk Meclisi ve Parlamentosudur. Maalesef günümüzde biz bunun kelimesinden bile çok uzağız…