Anadolu Kartalı Tatbikatı bu yıl Türkiye’nin yanı sıra Katar, Pakistan ve Azerbaycan’ın iştirakiyle 21 Haziran – 2 Temmuz tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirildi.
Tatbikata Asya’dan, Afrika’dan ve Avrupa’dan birçok ülke de gözlemci olarak katıldı.
NATO’nun da destek verdiği tatbikatta dört ülkenin hava kuvvetleri çeşitli eğitimler gerçekleştirdi ve müşterek harekât kabiliyetlerini denedi.
Bu yılki tatbikata savaş uçaklarıyla katılan ülkeler şu an Ankara’nın müttefikleri listesinde ön sıralarda yer alıyor.
Her ülkenin olduğu gibi Türkiye’nin de milli güvenliğini ve çıkarlarını korumak için bölgede ve uluslararası arenada işbirliği yapacağı müttefiklere ihtiyacı var.
Katar da onlardan birisi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son günlerde mütemadiyen Katar’ı hedef alan açıklamalarda bulunuyor.
Ana muhalefet partisi liderinin Türkiye’ye son dönemde en büyük desteği veren ülkelerden biri olan Katar’ı “şeytanlaştırma” çabası dikkatlerden kaçmıyor ve sebebi merak ediliyor.
Kılıçdaroğlu’nun Katar’ı hedef almasının ırkçılıktan ve körü körüne bir Arap düşmanlığından kaynaklandığını sanmıyorum.
Çünkü Beşşar el-Esed gibi çok sevdiği Araplar da var.
CHP Genel Başkanı’nın Katar düşmanlığının sebebi Ankara ve Doha’nın birçok konuda birbirlerine destek vermeleri ve aralarındaki yakın işbirliği olabilir mi?
Diğer bir ifadeyle söylemek gerekirse, ana muhalefet partisi lideri Türkiye’nin Katar’daki askeri üssünü kapatmasını ve Katar’ın da Türkiye’de yatırım yapmamasını mı istiyor?
Ankara’nın Doha’yla ilişkileri bozulursa ve Katar Türkiye’ye destek olmazsa ülkemizin bölgede yalnızlaşacağını, ekonomimizin darbe alacağını ve dolayısıyla hükümetin zor durumda kalacağını falan mı düşünüyor?
Şayet böyleyse bu Katar düşmanlığından öte Türkiye düşmanlığı anlamına geliyor.
Aslında ortada daha ilginç bir durum var.
Katar’ın bölgedeki en büyük düşmanı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE).
Abu Dhabi, Doha’ya zarar verebilmek için her yola başvuruyor.
Gelecek yıl düzenlenecek Dünya Kupası’na Katar’ın ev sahipliği yapmasını engellemek için uzun süre çaba sarf eden BAE, o konuda amacına ulaşamadı.
Fakat Katar’ı tüm dünyada ve özellikle de Batı’da kötü gösterme girişimlerinden vazgeçmiş değil.
Son olarak Katar’ı “teröre destek veren ülke” gibi gösterebilmek için milyon dolarlar harcayarak Hollywood’da bir film yaptırdı.
Abu Dhabi’nin aynı amaç için ABD ve Avrupa’daki lobi şirketlerine ve medya organlarına dünyanın parasını ödediği biliniyor.
Türkiye’de de birileri Katar’ı diline dolayınca insanın aklına doğal olarak bin türlü soru geliyor.
CHP Genel Başkanı, yatıp kalkıp Katar’ı hedef alırken son dönemde Türkiye’ye karşı düşmanca tavırlar sergileyen BAE’yle aynı safta yer aldığının ve “Arapların Şeytanı” lakabıyla tanınan Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’e hizmet ettiğinin farkında mı?
Türkiye, müttefikliği oldukça değerli bir ülke ve Libya’da, Karabağ’da bunu gayet net bir şekilde gösterdi.
2017 yazında Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır tarafından boğulmak istenen Katar’ın yanında güçlü bir şekilde durdu ve müttefikine sahip çıktı.
Türkiye’nin müttefiklerinin de ülkemizde yatırım yapmaları ve ekonomimize destek olmaları kadar normal bir şey yok.
Olması gereken de zaten bu değil mi?
Anormal olan, ana muhalefet partisinin müttefiklerimizin Türkiye’ye yaptığı yatırımlardan rahatsız olması.