Yazmak, erdemli ve meşakkatli bir eylemdir. Duruşunuzu ele verir, kelimeler bir araya gelip cümleleri terkip ederken aslında yazarını da inşa etmektedir. Yazar, yazdığıyla inşa olup kendini zapturapt altına alırken, zihin dünyasında olup biteni ve fikirlerini okuruna açmaktadır. Fikrî bir eylem olarak “yazma” işi kaleme dökülüp okura ulaştığı an bir başka boyut kazanır.
Yazarın, yazdıklarını okuruna ulaştırdığı andan itibaren yazmak, karşılıklı bir eyleme dönüşür. Değilse yazma işi kişisel ve içe dönük bir iştir. Her yazma, yazarlığa götürmeyeceği gibi her okunan da yazanına “yazar” unvanını vermez.
Yazar ve okuru arasında oluşan bağ, kıymetli ve özel bir ilişki biçimidir. Bu ilişkinin kıymetinin arttırılması, yapısının kuvvetlendirilmesi ve fikri bir imkânın oluşması yazıya ve yazara önem vermekle, hak ettiği değeri görmesiyle mümkün olabilir. Fert olarak tek başına bir okur, yazıyı ve yazarını takdir eder, etkilenir, zihninde yazarla ilgili bir değer biçebilir.
Yazarın, kalemindeki maharet, sözündeki kuvvet, ifade becerisi ve sair sebeplerle onu meşhur edebilir, tanıtabilir. Bu durum belki büyük yazarlara nasip olabilecek bir durumdur. Hal böyleyken yazarlık uğraşısına ve zahmetine katlanan kalemlerin kurumsal yapılar ile desteklenmesi ehemmiyetini gün geçtikçe arttırmaktadır.
Yazarı, hatırlamak, değerini vermek ve okuru ile buluşturmak, yazının hayatımızdan çekilip gitmesine mani olmak, kültür ve sanatın temel direklerinden biri olan Kalem’i, elde tutabilmek adına bu işin içini, dışını, önünü arkasını, dününü yarınını bilen kişilere ve bu kişilerin bir araya gelmelerine ihtiyaç var. Bu ihtiyacın karşılanması için çaba sarf eden kuruluşlardan biri de Türkiye Yazarlar Birliği olsa gerek.
1978 yılında kurulan ve yıllarca şiir, edebiyat, kültür, sanat ve elbet “yazı ve yazar” ekseninde faaliyet gösteren Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, 11. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Genel Kurulda tekrar başkanlığa seçilen Mehmet Ali Köseoğlu, birliğin faaliyetleri hakkında bilgi verdi ve yapılan işin ne kadar mühim olduğuna vurgu yaptı.
22 yıldır faaliyetlerine aralıksız devam eden TYB Konya Şubesi, onca yazar, onca şairi Konya’da ağırladı. Vefa ve kadirşinas bir toplumun tarihi kodlarına uygun olarak birçok yazar, şair, sanatçıyı andı, üzerine konuşturdu, gündemde tuttu. Son yıllarda İl Halk Kütüphanesinde yürütülen haftalık programlar, aksamadan devam etti. Kolay bir iş değildir yapılan. Bir avuç insan da olsa gelenlere kültür, sanat adına sadra şifa programlar hazırlanmaya devam ediyor.
Günümüz dünyasında insanı okumaktan, yazmaktan, edebiyat adına, sanat adına adım atmaktan alıkoyacak öyle enstrümanlar var ki tüm bunların karşısına geçip, yazar ve yazıdan yana durabilmek zora talip olmaktır elbet. Genel Kurulda “Her zaman bir medeniyet iddiasıyla hareket ettiklerini ve kültür ve sanatın yanında yer aldıklarını” ifade eden Köseoğlu “bizleri bir arada tutacak şeyin medeniyetin kodlarında gizli olduğunu” söylerken zora talip olmanın gereğini de belirtmiş oluyordu.
Her hafta bir konuşmacı bulmak, konuyu seçip, çekici hale getirmek, sıcak bir ortam oluşturmak ve bunları istikrarlı bir şekilde devam ettirmek söze, şiire, kaleme, yazıya, romana, öyküye, türküye vefa ile bağlı olmaktan geçer. Zaten yazarın ve yazının bu “vefadan” başka sığınacağı bir liman da yok gibidir. Genel Kurulda Yunus Emre'nin "Gönüller yapmaya geldim" sözünü hatırlatan Köseoğlu 22 yıldır gönüller yapma noktasında kendilerine bir görev addettiklerini hatırlatan M. Ali Köseoğlu’nu tebrik ediyor, birliğe başarılı bir yıl diliyoruz.