Algılar olguların önünde maalesef... Buğday ithal ediyoruz, saman ithal ediyoruz diye algı yapanlar maalesef Türk tarımına en büyük darbeyi vuruyorlar. Tüm kara propagandalara ve yanlış algılara rağmen Türkiye tarımda her geçen gün daha da gelişiyor, büyüyor ve ihracatını artırıyor.
Türkiye'nin tarım ihracatı, 2022'de bir önceki yıla göre yüzde 15,3 artarak 34 milyar 246 milyon dolara çıktı. Tarım sektörü böylece tüm zamanların en yüksek ihracatına imza attı. Tarım ihracatı geçen yılki toplam ihracatın yüzde 13,5'ini oluşturdu.
2022'de ihracat rekorlarına imza atan tarım sektörü, bu yıla da yükselişle başladı ve rekor kırmaya devam ediyor. Ocak ayında 2 milyar 875 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek ocak ayı ihracatına imza atmıştı. Şubat ayında da aynı artış devam etti ve Türkiye'nin tarım sektörü, 5 milyar 434 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek ocak-şubat ihracatını gerçekleştirdi. Yılın ilk 2 ayında 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 2,7 artan tarım ihracatı, Türkiye'nin toplam dış satımından da yüzde 16,2 pay aldı.
Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri 1 milyar 820 milyon dolar, yaş meyve ve sebze 634 milyon 488 bin dolar, zeytin ve zeytinyağı 201 milyon 220 bin dolar, süs bitkileri ve mamulleri 30 milyon 146 bin dolar, mobilya, kâğıt ve orman ürünleri 1 milyar 204 milyon dolar ile tüm zamanların en yüksek ocak-şubat ihracatını gerçekleştirdi
Ocak-Şubat 2023'te geçen yılın aynı dönemine göre hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri yüzde 3, yaş meyve ve sebze yüzde 17,9, zeytin ve zeytinyağı yüzde 140,2, süs bitkileri ve mamulleri yüzde 7,2, mobilya, kâğıt ve orman ürünleri yüzde 2,1 ihracat artışı kaydetti
DEPREMDEN ETKİLENEN 3 İLİN TARIM İHRACATI ARTTI
Kahramanmaraş merkezli depremin 11 ilin ekonomik faaliyetlerini etkilemesine rağmen depremden etkilenen 3 ilin tarım ihracatı arttı.
Adana, Adıyaman ve Kahramanmaraş'ta tarım sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin dış satımı, yılın ilk 2 ayında 2022'nin aynı dönemine göre artış kaydetti. Buna göre, tarım ihracatı Adana'da yüzde 10,4 artışla 153 milyon 620 bin dolara, Adıyaman'da yüzde 25,5 artarak 2 milyon 506 bin dolara, Kahramanmaraş'ta da yüzde 4,8 artışla 13 milyon 716 bin dolara ulaştı
Türkiye'nin ürünlerini en çok ihraç ettiği ülkeler arasında İtalya, Almanya, Hollanda, Amerika, Fransa, Belçika, İngiltere, İsveç, İsviçre, Kanada, Güney Kore, Birleşik Arap Emirlikleri, İspanya ve Japonya yer almaktadır. Bunların dışında farklı ülkelere de ihracat gerçekleştirilmekte ancak bu oran %4 gibi bir değerle sınırlı kalmaktadır.
Türkiye'nin ihraç ettiği tarım ürünleri ise ağırlıklı olarak; fındık, üzüm, tütün, domates, kayısı, limon, incir, yumurta, mercimek, portakal, mandalina, kiraz, zeytin, pamuk, biber, tavuk eti, haşhaş tohumu, salatalık, nohut, buğday, ceviz, elma, Antep fıstığı, soğan, ayçiçeği, çilek, şeftali, kabak, mısır, patates ve kestanedir. Görüldüğü gibi birçok sebze, meyve ve bakliyatın ihracatı yapılmaktadır. İhraç edilen ürünlere her yıl yenileri eklenebilmektedir.
Türkiye'de yapılan organik tarımın da ihracatta önemli bir payı bulunmaktadır. Çünkü organik ürünler en doğal ve sağlıklı koşullarda üretilmekte, tarladan sofraya giderken her aşamada önemli kontrollere tabi tutulmaktadır. Bu nedenle organik ürünler, ihracatta en çok talep gören ürünler arasında yer almaktadır.
Burada şöyle bir eleştiri gelebiliyor. Madem tarımda bu kadar iyiyiz ve nerede ise her yıl ve her ay ihracat rekoru kırıyoruz peki bizim bu kadar bir potansiyelimiz var mı?
Elbette var...
Türk çiftçisi dünyanın en fazla üretken, verimli bir şekilde üretim yapan tarımsal arazi varlığıyla yani 23.4 milyon hektarlık tarım arazisiyle 14.6 milyon hektarlık çayır mera alanıyla toplamda dünyada tarım alanıyla 31. sırada olan tarımsal faaliyetlerde gösterdiği başaralı çalışmayla tarımsal hasılada ilk 10 da, Avrupa’da 1. durumda. Bitkisel üretim 2022 yılında tüm zamanların rekorunu kırarak toplam 128,6 milyon tona ulaşmıştır… Bu rakamlar 2002 DE 98 milyon ton iken 2021 yılında 118 milyon tondu.
Türkiye, fındık, kayısı, ayva, kiraz, incir de dünya birincisi çilekte dünya ikincisi, mercimek ve yerfıstığında dünya üçüncüsüdür. Elma, domates, mandalina ve nohutta dünyada dördüncü sıradayız. Şekerpancarında beşinci sıradayız. Çay ve üzüm ile de altıncı sıradayız. Ayçiçeği ve limonda yedinci sıradayız. En çok arpa üreten ülkeler arasında sekizinci sıradayız. Portakalda onuncu, buğdayda on birinci sıradayız.
Türkiye Tohumculukta dünyanın en büyük 10 üreticisinden biri olmuştur. Türkiye’de kullanılan sertifikalı tohumlukların yüzde 96’sının yurt içinde üretilmektedir. Türkiye son yıllarda yaptığı, tarımsal destekleme, denetleme ve düzenlemelerle Tarımsal GSYH'de önemli artışlar sağlanmıştır.
Meyve üretimi 2022 yılında bir önceki yıla göre %7,7 artarak 26,8 milyon çıkarak dünyada 6. sıraya yükselmiş durumdayız.
Sebze üretimi 2022 yılında bir önceki yıla göre üretimini korumuş, dünyada 4. sırada yer almıştır.
2003-2021 döneminde Tarımsal Gayri Safi Yurt içi Hasılada önemli artışlar yaşanmıştır. Cari fiyatlarla; 2002 yılında 25,1 milyar $ olan Tarımsal GSYH, 2021 yılında %78,1 artışla 44,7 milyar $’a yükselmiştir. Bitkisel Üretimimiz son yirmi yılda %20 artmıştır.
Burada ikinci bir eleştiri gelebiliyor. Madem tarımda bu kadar iyiyiz ve nerede ise her yıl ve her ay ihracat rekoru kırıyoruz peki gıda fiyatları neden düşmüyor mu?
Türkiye’ de enflasyondan kaynaklanan bir yükseklik yok gıda fiyatlarında. Girdilerden kaynaklanan bir fiyat yüksekliği var. Türkiye eksik, üretimi olmayan, ya da yeterli üretimi olmayan bir ülke değildir. Mısır, ayçiçeği, pirinç gibi birkaç ürün dışında, birçok üründe kendi kendine yeten bir ülkededir.
Buğday, domates, havuç, hıyar, kavun, karpuz, patlıcan, pırasa, limon, mandalina, portakal, Antep fıstığı, üzüm, elma, şeftali Çavdar, bakla (taze), bezelye (taze), biber ve kiraz gibi pek çok üründe de yeterlilik oranları %100’ün üzerindedir. Bitkisel Ürünlerde Yeterlilik Oranlarımız;
Buğday %102, şeker pancarı %100, nohut %122, patates %107, kuru soğan %114, incir %502, fındık %553, kayısı %398, ayçiçeği %62,5’tir. Hayvansal ürünlerde yeterlilik oranlarımız, ise süt %107, kırmızı et %100, beyaz et %136, yumurta %123, bal %111’dir.
Türkiye tarımsal girdilere baktığımızda en büyük etmenler enerji ve gübredir. Bunlarda maalesef ithal ediyoruz. İşte bu yüzden de tarımsal girdileri düşürmek çok kolay değil. Tabiki bu, bugünün sorunu değil. Yıllara sâri bir problem. Bunun için yapılması gereken bu iki girdiyi ülke içinde üretmek. Bunun için özellikle enerji anlamında Türkiye son yıllarda kendi enerjisini üretmek için hem fosil yakıt hem de doğal gaz da ciddi atılımlar yaptı. Doğu güneydoğu ciddi petrol yatakları bulundu, Karadeniz’de doğal gaz çıkarılmaya başlandı. İnşallah bu gelişmeler tarımsal girdilerin düşmesi anlamında çok ciddi katkılar sağlayacaktır.