Türkiye eğer devreye girip, tahıl koridoru anlaşmasını imzalatmasaydı, bugün dünya bambaşka bir gıda krizi ile karşı karşıya kalacaktı. Bugün dünya Türkiye’ye bir teşekkür borçludur. Neden mi? Buyurun bu sorunun cevabını arayalım.
Buğday ve ayçiçeği yağında uluslararası piyasada fiyatlar gerilemeye devam ediyor. Buğday fiyatları Rusya-Ukrayna savaşı öncesi tonu 335 dolardayken, savaş sonrası 530 dolara kadar yükselmişti. Ancak son dönemde buğdayın ton fiyatı 300 doların altını gördü. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 28 Mart’ta yaptığı ihalede verilen en düşük teklif ise 281,90 dolardı. Yine ham ayçiçeği yağı ise uluslararası piyasada tonu 2150 dolara kadar çıktı, fakat şimdilerde 900 dolar seviyesini gördü.
Ülkemizde de 2022’de 350-400 tl yi gören 5 litrelik ayçiçeği yağı şimdilerde 120 TL’lere kadar düştü.
Dünyada bu düşüşün en büyük sebebi Türkiye’nin tahıl koridoru anlaşmasını imzalamasıdır. Tüm dünya Türkiye’nin bu başarısını, büyük bir diplomasi zaferi olarak gördü. Eğer bu anlaşma olmasaydı dünyayı müthiş bir gıda krizi bekliyordu. Rusya ve Ukrayna dünya buğday ve yağ ticaretinin üçte birini karşılıyor. Bu mallar dünyaya sevk edilmeseydi, olacakları siz hesap edin. Fiyatların yükselmesinin nedeni, bu iki ülkeden mal sevkiyatının olmamasıydı Ekonomik döngüdür; mal az olunca fiyatlar yükselir, çok olunca fiyatlar düşer. Bugün olan budur. Bugün dünyada çok büyük bir gıda krizi yoksa bunu Türkiye’ye borçludur.
Uluslararası Tahıl Konseyi’nin (IGC) Yeni sezona yaklaşırken 2023/24 sezonu için ilk tahminlerini yayınladı.
Buna göre önümüzdeki sezon dünyada 787 milyon ton üretim 794 milyon ton tüketim olması öngörülüyor. İçinde bulunduğumuz sezona başlarken 275 milyon ton olan dönem stoklarının 286 milyon ton olarak devretmesi bekleniyor. IGC’ye göre bu devir 2023/24 sezonu sonunda ise 279 milyon tona düşecek. Yani şu ana kadar artan stokların, yeni sezonda azalmaya başlayabileceği tahmin ediliyor. Buna göre, fiyatlar hasadın en hızlı dönemlerinde, temmuz ağustos aylarında 250 dolar civarına kadar gevşeyebilir, sonrasında yavaş yavaş artış gösterebilir .
İnsanlar krizleri kendileri oluşturuyor maalesef. Büyük İslam düşünürü, İbni Haldun; “kıtlık zamanlarında insanları açlık değil alışmış oldukları tokluk öldürür” der. Buğday üzerinden bir değerlendirme yapacak olursak, her yıl dünyada 800 milyon ton üretim ve bir o kadarda tüketim oluyor. Stoklarda da 300 milyon tona yakın buğday oluyor. Eksi artı 5 milyon ton oynuyor. Tüm gıda kollarında durum aynıdır. Şuan dünyada ne şeker, ne yağ, ne buğday vs. hiçbir üründe sıkıntı yok. Hiçbir ürün eksi bakiye değil, hep stoklarla giriyoruz yeni üretim dönemlerine.
Dünyada gıda problemi yokken suni bir problem oluşturuluyor. Spekülasyonlar yapılıyor,dünya telaşlandırılıyor, panik havası oluşturuluyor,ondan sonrada güven ortamı zedelendirilip bir kaos meydana getiriliyor.
Bu kadar stoklarla giderken neden fiyatlar yükseliyor. Burada olsa olsa bir spekülasyondan bahsedilebilir. Rusya-Ukrayna savaşını da en büyük spekülasyon olarak görüyoruz aslında. Yani suni bir gündem oluşturarak dünyada gıda fiyatlarını yükseltiyorlar bazı mihvaller. Tam bu noktada Türkiye’nin arabuluculuk yaparak kimlerin oyunlarını bozduğunu varın siz düşünün.
Buradan şu cümleyi kurabiliriz; Türkiye belki çok büyük bir oyun kurucu değil şuan itibariyle, ama oyunları bozucu bir gücü var. Buda dünyada bir oyun kurulurken Türkiye’nin göz ardı edilemeyeceğinin bir işareti olarak görülüyor.
Bugün milletimizin de devletimize bir teşekkür borcu var. Neden mi? Buyurun bunu sadece buğday üzerinden detaylandıralım;
Devlet buğdaya müdahale ediyor, yükselmesini de düşmesini de engelliyor. 2021 Eylül ayından itibaren serbest piyasa da buğday pandemi ve Rusya- Ukrayna savaşının da etkisi ile aniden yükseldi. Ama devlet halkı mağdur etmemek için TMO vasıtasıyla un fabrikalarına düşük fiyata buğday verdi. Devlet yüksek fiyattan çiftçiden aldı, düşük fiyata un fabrikalarına verdi.
Serbest piyasada buğday kilosu 7 TL’yi bulmuşken, TMO kilosu 2,5 liradan fabrikalara buğday verdi ve un dolaysıyla da ekmek fiyatlarının yükselmesini önledi. Şimdide Ukrayna ve Rusya arasında tahıl koridoru anlaşması dolaysıyla buğday fiyatları dünya piyasalarında düşmeye başladı. Türkiye eğer TMO piyasaya müdahil olmazsa idi fiyatlar Türkiye’de de düşerdi.
Devlet sadece fırınlara bu fiyattan sattırıyor, market ve perakende de fiyat serbest ki o da toplam un tüketiminde çok küçük bir rakam.
Devletimiz güçlü hamdolsun. Bu güç ve imkânı sayesinde tıpkı doğalgaz, akaryakıt vs. konularda yaptığı sübvansiyonu bu buğday da sağlamış ve 2 yıldır milletimizin daha ucuz ekmeğe ulaşmasına imkân sağlamıştır. Bunları neden söylüyorum; bunu fark etmek lazımda ondan. Devlet tabi ki halka destek olmak zorundadır. Ama hangi devlet! Güçlü ve imkânları olan bir devlet.
Devlet çok şey yapıyor ama bunu reklamını, tanıtımını, propagandasını yapmıyor. Bize düşen, bu güzelliği fark edip; yaşasın devlet, var olsun millet demek.
Şimdi devletimize bir teşekkür etmek, devlet büyüklerimize hayır dua etmek lazım mı siz karar verin...