TÜRK MUHALEFETİNİN HALİ…

Hayrettin Atak

KK….

Türk soluna, Türk Muhalefetine bu acımasızlığı yapmaya hakkın yoktu. Kulaktan kulağa yayılan bir dedikoduyu, biz mahalle kahvesinde iki çay arasına meze yaparız ama, bir parti liderinin, dedikoduları seçim meydanlarına taşıyıp kendisine, partisine, partililerine, gönül verenlerine bunu yapmaya hakkı yoktur diye düşünüyorum. Bütün konuşmaları her an kaydedilen bir siyasetçinin her kelimesini düşünerek söyleme mecburiyeti vardır sanıyordum, yanılmışım.

N’olcak şimdi…  

Sosyal Medya’da sana Kroket Kemal, Kokoreç Kemal, Komodor Kemal, Klozet Kemal diye isim takılınca mutlumu olacaksın? Sarı sözlerinden sadece sen sorumlu değilsin, Kemal! Ülkeyi yönetmeye talip bir partinin başındasın ve sana güvenen milyonlarca seçmeni, gönül vereni hayal kırıklığına uğratamazsın… Uğramazlar da zaten ama sadece kendini değil, onları da zor duruma düşürüyorsun…

Her şeye atlamak zorunluluğun yok…

Bırak bazı şeyler dağınık kalsın KK…

Çünkü toplamıyorsun… Daha çok dağıtıyorsun... Ben ‘Kaçak Saraya’ çıkmam diyorsun mesela…

Velev ki ayı çıktı, göktaşı düştü, su bastı ülkeyi ve birinci parti çıktın, Oldu ya, Cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevini verecek seni çağırdı. “Ben gelmem sen gel mi diyeceksin?” ya da “ Ben içeri girmiyorum, bi zahmet kapının önüne çıkıver ben orda alıvereyim bu görevi mi diyeceksin?       

Nerede nasıl konuşacağını bilenlerin işi siyaset…

Gel sen, torunlarınla emekliliğinin tadını çıkar… 

CHUCKY-CAN

Bir kısım medya, Selahaddin Demirtaş’ı, gerdeğe girecek gelin gibi sürekli süslemeyip önümüze getirmeye çalışıyor. ‘Bir Sıkım Medyanın’ bu traji komik halleri bana chucky filmini hatırlattı… Gündüzleri iyi bir oyuncak bebek olan chucky, akşamları nedenini bilemediğimiz bir şekilde insanlara sinirleniyor ve onları öldürmeye çalışıyordu… Filmden hafızamda kalan tek şey buydu... 

Demirtaş’ı Chucky’nin adam öldürdüğü kısmı yüzünden değil, gündüzleri iyi bir insan olduğu tarafıyla ‘o oyuncağa’ benzetmeye çalışmaları nedeniyle aklıma düştü sanıyorum. Bir bakıyorsunuz saz çalan, türkü söyleyen, halay çeken, insanların dertlerini dinleyen adam nedenini anlayamadığımız bir şekilde bir anda insanları sokağa döken, yüzde 10’u geçmesi gerekirken Din’e, Diyanet’e, İmam Hatiplere saldıran bir insan halini alabiliyor… Olurda ülkedeki aklı-selim insanların ve Müslümanların hiçbiri sandığa gitmez de siz iktidar olursanız, bu ülkeyi neyin beklediğinden hiçbirimizin bir fikri yok...

PİLLİ İTTİFAK…

Bazı ölümler vardır, çabuk ve acısız… Bazıları da yavaş ve ağrılı… Bazıları ölmemekte ısrar eder… Bazıları da makinaya bağlı yaşarlar, bitkisel hayat… Yaşarsınız ama siz bile yaşadığınızın farkında değilsinizdir, bu durumda…

Çoğu insanın birbirinden farklı olarak görmesine rağmen, benim gibi hem Saadet hem Büyük Birlik Partisine gönül vermiş (ki bu gönül verme sadece Erbakan-Yazıcıoğlu’yla sınırlı değil, her bir taraftarı için geçerlidir) biri için bunları söylemek zor; ama bende zorla yaşatılıyormuş hissi uyandırıyorsunuz… 

Bu denizin; fikri, imanı, düşüncesi, tabanı sağlam bütün kolları neden ayrı ayrı akar anlaması güç…

Tavanın gerçekleştiremediği birlikteliği, bu seçimde tabanda gerçekleştirmesi ümidimiz herşeyden önce…

Çünkü nefessiz kalıp ölmek üzere olsanız bir gün, yine eski arkadaşlarınız koşacaktır ilk olarak. Şu an siz birkaç puan fazla alabilesiniz diye gözlerinizin içine ümitsizce bakanlar değil…

İlk onlar terkeder sizi…  Şu an sadece onlar tarafından şarj ediliyorsunuz… Beklediklerini vermezseniz, yeni limanlara yelken açacaklar… Şarj edecek başka makinalar bulmaya... 

 

MHP…

MHP hep bildiğimiz gibi işte… 4 yıl önce, 14 yıl önce, 24 yıl önce hatta 44 yıl önce neyse bugünde o… İstikrar şart! denildiğinde yanlış anlamışlar… ‘Dün ne söylüyorsak, bugün de onu söylüyoruz’ en çok bu partiye yakışıyor… Ama sorunlar aynı değil diyorsun, "olsun biz sorunları da eski haline çeviririz' yanıtı almaktan korkuyoruz… Değerli adayları var. Kabul. Ama onlar da bu kalıba girince hep aynı yemek geliyor önümüze… Farklı tatlar arıyor ülkem insanı; “Bir Osmanlı evladı olarak Kürt sorununu ben çözer, bu insanlara haklarını ancak ben veririm” sözü bekliyor örneğin… “Ya da üç beş kuruş gayri safi milli hasıla da neymiş, Türk ve İslam dünyasını ben birleştirir en büyük güç olarak ben çıkarım emperyalistlerin karşısına demelerini falan bekliyor”.

Duyduğumuz ise sadece cılız bir ses…Yıllar öncesinden bugüne gelebilen bir 'eko'    

İktidara geldiğinde bizi neyin beklediğini bilmediğimiz ikinci parti de MHP…

….

Allah hakkımızda hayırlısını versin…