TÜRK HAKİMLERİNE GÜVENİN

Sezai Keskin

“Muhakkak ki, Allah, adâleti, iyiliği, yakınlara yardım yapmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar.” (Nahl /90)

Adalet, "Malik-i yevmi’d-dîn" Allah-u Azimüşan’ın çok önem verdiği esaslardan biridir. Çünkü Hak Tealâ'nın kendisi âdildir ve hakim’dir, İsm-i Adl'in cilve-i azamında kâinattaki hükümranlığını, ahirette mahkeme-i kübrası’nın yegâne hâkimi olduğunu bildirmektedir. Rabb-ül âlemin kainattaki umum eşyayı idare ederken ve sosyal dengenin tesisi ve içtimaî hayatın ahenkli biçimde işleyişi için beşere de adaleti emrediyor. (Hadid/25) Dolayısıyla hakkın tevzîi ve adaletin ikamesi, biz Müslümanlar için Yaradan tarafından belirlenmiş en önemli hayat prensibidir. Adâlet o kadar makbul bir ibadettir ki mükafatsız kalmaz, Allah gönüller tahtı üzerinde adâletle hükmedenin itibarını arttırır. Nitekim Cenab-ı Resül-i Kibriya, yeryüzünde adalet dağıtan hâkimlerin âhirette Rabbin dergah-ı izzetinde nurdan minberler üzerinde duracaklarını müjdelemektedir. Adâletle hükmetmek ibadetten üstün bir haslettir. İbadet kuşunu herkes tutar ama adâlet doğanını buyruk sahiplerinden başkaları tutamaz. İbadet ceylanını her zahid tutar ama adâlet aslanını buyruk sahibi olanlardan başkaları avlayamaz. Adâlet aslanı öyle her padişaha, buyruk sahibine ram olmaz…

Türkiye’de yaşayıp da ömründe mahkeme ya da karakola yolu düşmemiş ender insanlardan biriyim. Geçen hafta mecburen yolum mahkemeye düştü, geçen ay eşimin ani vefatı geride yakıcı bir ateş ve yıkık harabe bir adam bıraktı bende. Hayat yürürsen yakındır, bakarsan uzak. Toprak altında baharda filizlenmeyi bekleyen minicik çiçek misali oğlum ve ben hayatın teslimiyet isteyen yılgın kollarına bıraktık kendimizi, tıpkı gecenin içinde kıvrımları boyunca akan nehirler gibi usulca. Yaşadıkça hep eksik kalacak sol yanımı canpare oğlum Taha ile doldurmak için Ordu Aile Mahkemesi’ne velayet müracaatında bulunmuştum. Kürsüde genç, kar tanesi berraklığında pırıl pırıl bir hakim vardı. Hakim bey kararlarında ve takdir haklarında bir müşfik baba şefkatiyle yaralı yüreğimi ılık bir yağmur tadında sardı, dava sürecinde ilgi ve yardımlarını hiç esirgemediler, il dışında, gurbette yaşamam sebebiyle mahkemenin uzamaması yönünde kolaylık gösterip takdir haklarını kullandılar. Gerçekten böyle şahane ve nezih yargıçlarımızın olmasına ülkem ve milletim adına çok sevinç duyduğumu belirtmeliyim. Türk Milletinin temsilcisi olduğunu yürekten hisseden, bağımsız karakterli bu kıymetli hâkimimizi Allah (cc) iki cihanda aziz eylesin,  Peygamberlik semasının Güneşi, Habibine Cennet-i Firdevs’te komşu eylesin… Amin.

Yüce Türk Milleti adına, yargı yetkisini kullanarak kanuna aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı tatbik etmekle, adaleti gerçekleştirmekle yetkili şerefli Türk hakimlerine maalesef gün geçmiyor ki; her fırsatta çeşitli kenelerden pervasız saldırılar ve çirkin iftiralar atılmasın, kalbi ve dili örselenmiş bazı fitneciler, bozguncular vicdanı yüreğinde taşıyan asil Türk hakimlerine ideolojik gözlüklerle bakabilir ama ben hakimlerimizin dürüst ve adil olduklarına ve kararlarında hikmet pırıltıları olduğuna can-ı gönülden inanıyorum. Bağımsız, yüce Türk Adaletinden rahatsızlık duyan işbirlikçi, bedbaht hainler olabilir, lakin benim kalben, ruhen ve fikren durduğum yer, faziletli Türk Yargısının durduğu yerdir.  Kimsenin izzetli Türk Adaletini öcü gibi göstermeye hakkı yoktur. Şeca‘atli, iffetli Türk Hakimi ve Savcısının vicdanlarına, anayasaya ve hukuka danışarak karar verdiği yeminli Türkiye düşmanlarınca bilinmelidir. Türk Yargısı ahlak fakiri, eli kanlı Haçlılardan, Yahudilerden ve onların yerli uzantılarından akıl ve nasihat almayacak kadar asil, yüce ve güçlüdür. Türkiye’de Yargı Vardır. Adalet milletlerin ekmeğidir; işbu sebeple yargının tarafsızlığının geliştirilmesi, verimliliğinin artırılması, adalet sistemindeki kronikleşen sorunların çözülmesi ve hak kayıplarının oluşmaması için, ehl-i saltanat sahibi devletimiz, hakim ve savcılarımızın görev yükünü hafifletmeli ve sıkıntılarını gidermelidir.  Divan şairi Nef’î der ki:

Ol kadar āsūde ālem sāye-i ‘adlinde kim
H˘āb-gāh eyler gazāle pehlu-yı şīr-i neri
[Adâletin gölgesinde tüm âlem o kadar huzurludur ki; erkek aslanın yanında dişi geyik uyuyabilir.]

Ez-cümle, devletin ve milletin, maddi-manevi varlığını ve itibarını latifçe koruyan hakimlerimize sahip çıkalım, hakimlerimize güvenelim, inanalım, Hakimlik şerefli ve kutsal bir meslektir,  zor şartlar altında büyük bir cefa ve fedakarlık ile mesleğini ifa eden tüm hakimlerimizin Allah (cc) yar ve yardımcısı olsun. Müslüman Türk’ün cihana nam salan adaletinin yansıması engin kültürümüzde ve köklü tarihimizde şu müstesna atasözüyle kendine yer bulabilmiştir: ‘’Kılıcın yapamadığını adalet yapar.’’

NOT: Ordu Aile Mahkemesi Hakimi Mahir KAYA bey’e ithaf ediyorum.