Türk Cumhuriyetleri arasındaki dil birlikteliğinin önündeki engelleri değerlendiren Prof. Dr. Bahar, Sovyetler Birliği döneminde uygulanan farklı Kiril alfabelerinin dil birliğini zayıflattığını söyledi.
Bahar, “20 yıl önce kendilerini Kırgız, Özbek, Türkmen olarak ifade edenler bugün Türk olduklarını kabul ediyor. Ancak Rusça hâlâ tek ortak anlaşma dili olarak kullanılıyor. Bu durum göz ardı edilmemeli” dedi.
BİLGE KAĞAN KAZILARI VE ESİK KURGANI
Prof. Dr. Bahar, 2001 yılında Moğolistan’daki Bilge Kağan kazı çalışmalarında kazı başkanı olarak görev yaptığını belirterek, “78 metre uzunluğunda bir kurganda altın ve gümüş parçalar bulduk. Bu buluntular Moğolistan Devlet Müzesi’ne teslim edildi ve tarihimize ışık tuttu” dedi. Ayrıca Kazakistan’daki Esik Kurganı’nda bulunan “Altın Elbiseli Adam” zırhına dikkat çekerek, burada Göktürk yazılarına rastlandığını ifade etti.
TÜRK DÜNYASINDA EĞİTİM VE TARİH ÇALIŞMALARI
Kazakistan gezisinden de bahseden Bahar, Almatı’da yapılan toplantılarda Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasında ortak tarih kitaplarının hazırlanması konusunu görüştüklerini söyledi. Bahar, “Türk Akademisi, Türk tarihi, edebiyatı ve coğrafyası müfredatları üzerinde çalışıyor. Ancak dil seviyesindeki eksiklikler ve etno milliyetçilik gibi sorunlar bu süreçte önemli engeller oluşturuyor” dedi.
MUSTAFA ÇOKAY’IN MÜCADELESİ
Prof. Dr. Bahar, Kazak siyaset ve fikir adamı Mustafa Çokay’ın Türk-İslam birliğini sağlama konusundaki mücadelesine dikkat çekerek, Çokay’ın “Her dış Türk’ün iki vatanı vardır; biri kendi anavatanı, diğeri Türkiye’dir” sözünü hatırlattı. Programın sonunda HİSDER Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu ve Emekli Savcı Hüseyin Özen, Prof. Dr. Hasan Bahar’a katkılarından dolayı dernek plaketi takdim etti. Toplantı, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.