Türk Birliğinin Ayak Sesleri

Senan Kazımoğlu

Türk Dünyasını yakından takip eden biri olarak, Türk Devletleri arasında bir-birine en uzak ülkeler hangisidir diye sorsalardı,  Azerbaycan ve Türkmenistan derdim. Bütün Türk Devletleri birleşseydiler dahi, bu iki ülke arasındaki sorun devam ederdi. Bu sorunun kaynağı, Hazar Denizi’nde iki ülke sınırına denk gelen zengin hidrokarbon kaynağıdır. Bu mesele, 24 yıldır Türk Dünyasının en büyük sorunları arasında yer alıyordu. Yer alıyordu dedim, çünkü, yıllar sonra, Türkiye’nin de girişimiyle, nihayet çözüldü.

Bahsi geçen hidrokarbon kaynağı, ilk 1989 yılında Azerbaycan denizcileri tarafından keşfedildi. Fakat, 1991 yılında Sovyet Birliği dağılınca, Hazar Denizi’nin sınırları meselesi ortaya çıktı. Hazar’ın statüsü meselesi uzayınca, 1997 yılında Azerbaycan “Kepez” ismini verdiği bu hidrokarbon kaynağını işletmeye açmak istedi. Fakat, Türkmenistan bunu itiraz etti. Türkmenistan, burasının kendi sınırları içersinde olduğunu bildirerek,  yatağa “Serdar” ismini verdi. Hatta mesele o noktaya geldi ki, dönemin Türkmenistan Cumhurbaşkanı Niyazov, “Hazardan kan kokusu” geliyor diyerek, gelirimi iyice tırmandırdı. Azerbaycan’ın, kaynağı ortak işletilmesini teklif etse de bunu reddetti. Böylece yıllarca sürecek bir sorun ortaya çıktı. Yıllardır bu mesele ara-ara görüşülse de bir çözüme kavuşmuyordu.

Son yıllarda Türkiye’nin meseleye dahil olmasıyla birlikte Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan arasında sıcak ilişkiler tesis edilmeye başladı. En sonunda, kamuoyunun pek dikkatini çekmese de 21 Ocak Perşembe günü, Azerbaycan ve Türkmenistan arasında yapılan anlaşmayla bu sorun halledildi. Anlaşmaya göre, kaynağın ismi “Dostluk” olacak. Kaynağı, her iki ülke ortak işletecek ve gelirlerini eşit bölüşecekler.

Anlaşmayı, Azerbaycan ve Türkmenistan Dışişleri Bakanları imzaladı. Ayrıca, anlaşma merasimine videokonferans yoluyla katılan Berdimuhammedov ve Aliyev’in, samimi tavırları ve bir-birilerine “gardaş” diye hitap etmesi, gerçekten de içimizi ısıtan görüntülerdi.

Bu anlaşmanın diğer önemli yanı, çıkarılan petrol Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattıyla Avrupa’ya taşınacak. İşte bu hat, Türk Dünyasını bir birine bağlayan en büyük enerji hattı olacak. Sadece petrolde değil, çok yakında “Dostluk” yatağında bulunan 100 milyar metreküp gazın da TANAP ile Avrupa’ya taşınması için adımların atılacağı bildiriliyor. Ayrıca, bu mesele sadece Türkmenistan’la da kalmayacak, inanıyorum ki, çok yakında bu hatta Kazakistan da katılacaktır. Bu anlattıklarım, Türk dünyasının asırlardır özlemini duyduğu birlik yolundaki en büyük adımları olacak.

Hiç unutmuyorum, Karabağ Savaşı devam ederken Aliyev, bir röportajında “Savaş bittiği zaman ne olacak” sorusuna, “Karabağ meselesi çözüldükten sonra, Azerbaycan-Türkiye ve bölge için yeni dönem başlayacak. Bölgedeki güç dengeleri değişecek. Türkiye'yle beraber Türk Dünyasının bundan sonra birleşmesi ve işbirliğinin derinleşmesi için büyük çaba göstereceğiz” şeklinde cevap vermişti. Tabi bundan sonra bir şeyler olmasını bekliyordum ama açıkçası, ilk adımını Türkmenistan ile olacağını hiç düşünmemiştim. Çünkü, bu kriz, kemikleşmiş bir meseleydi ve yıllardır çözülemiyordu.

Bu daha ilk adımdır. Bundan sonra güzel haberlerin peş-peşe geleceğini düşünüyorum. İnşallah bu ayak sesleri bizi, gitmek istediğimiz menzile götürecek. İşte o menzil bizim Kızılelmamızdır.